Karga Gak Demeden
01-10-2019
Ömer ŞAN

Aziz Nesin, Sen Nesin?..

Memleket çok aziz yetiştirdi, Nesin’inden, Neyzen’ine kadar… Kimi Aziz oldu, kimi Tevfik, kimi Nazım… En çok da Deniz oldu, Yusuf, Hüseyin, Mahir… Ama en çok da ‘sen nesin’ diye soruldu… Hani ‘soy-sop’ meselesi çıkarmışlardı ya… Soy adından mütevelli, hikayeler vardır!

Aziz Nesin anlatır bu hikayeyi de… Hani, soy orada ya!..

“1934 yılında soyadı kanunu çıktı. Herkes kendisine soyadını kendisi seçtiği için, insanların bütün gizli aşağılık duyguları ortaya çıktı.Dünyanın en cimrileri ‘eli açık’, dünyanın en korkakları ‘yürekli’, dünyanın en tembelleri ‘çalışkan’ gibi soyadları aldılar. Her türlü yağmada hep sona kaldığım için, güzel soyadı yağmasında da sona kaldım. Bana, ortada böbürlenebileceğim bir soyadı kalmadığından, kendime ‘Nesin’ soyadını aldım.”

Anladınız siz onu değil mi?

Bir Metin Ağabeyimiz vardı… Gidişinin kaçıncı yılı oldu diye bakmadım!.. Sohbetlerin sol yanından, geçmişten geleceğe uzanan aykırı ama dimdik bir duruşla, bir ağaç gibi tek ve hür ama ardına çınarlar bırakan anaç bir toprak gibi.
Rize basınının emekçi ve bir o kadar da üretken, vefakâr ve cefakar yüreği. Fotoğrafı var haberde… Elindeki Uyanış Gazetesi ve manşetindeki “Türkiye Bağımsız mıdır” sorusu… Bugün hala ülkemizdeki en önemli sorun olmaya devam ediyor! Ruhun şad, ışığın bol, mekanın cennet olsun Metin İslamoğlu!

Türk Dil Bayramı vardı geçtiğimiz hafta, bildiniz mi?.. Kutlu olsun! “Türk milletindenim diyen insan, her şeyden önce ve mutlaka Türkçe konuşmalı” demişti ya Gazi Mustafa Kemal Atatürk…

Ve siz, hayatın ince nüanslarının farkında olmadan yaşarken, tesadüfle mi kurulmuştur zannedersiniz bunca düzen?

Mehmet Ali Aybar var bilir misiniz? TİP Genel Başkanı idi, 10 Temmuz 1995’te öldü… ‘Solcu değil miydi’ diye soruyorlar. Neden mi?
“Sosyalizmin milliyetçi olmadığı iddiası 19. yüzyılda yaşayan kapitalist ve emperyalistlerin, milletlerin uyanmasını önleyebilmek umuduyla ortaya attıkları ve foyası tamamıyla ortaya çıkmış bir iddiadır. Türk halkına saygısı olmayanlar ve onu geçen yüzyılın içinde görenler, sosyalistler ‘milliyetçi değildir’ diyorlar, onlar milleti sınıflara bölerler, suları bulandırmak istiyorlar!.. Çağımızda milliyetçi olmak, özellikle geri kalmış memleketlerde ancak ve ancak sosyalist olmakla mümkündür. Çünkü milleti bir avuç iç ve dış sömürücünün pençesinden kurtarmak için en ön safta onlar savaşmaktadırlar…” Dediği için!

Mesela Mahir Çayan’ı bilir misiniz? “Kemalizm, küçük-burjuvazinin en sol, en radikal kesiminin milliyetçilik tabanında anti-emperyalist bir tavır alışıdır. Bu yüzden, Kemalizm soldur; millî kurtuluşçuluktur. Kemalizm, devrimci-milliyetçilerin, emperyalizme karşı aldıkları radikal politik tutumdur.” Dediğini…

Neden mi derleyip toparladık şimdi bunları, bu tarihin gizinde bırakılmış vurguları… Değil mi? Sırf şu tatavadan ortaya çıkıp ‘yerli ve millici’ ayakları yapıyorlar ya, hikaye! En zirvedekinden en trolüne kadar…Malları saymıyoruz ama!

Bakın, adamlar yani TC kimliği taşıyan ‘yerli-millici’ geçinen ümmetçiler İstanbul’da, ‘Kültür Sanat’ adı altında, ‘Yaşayan Arap Aydınları Çalıştayı’ yapmış… Bilal Bey kürsüde! Yahu arkadaş, siz hiç ‘Yaşayan Türk aydınları çalıştayı” düzenleyen Arap veya herhangi bir Ortadoğu, Avrupa ülkesi gördünüz mü? Sahi ya…

Bülent Şık, yardımcı doçent, bilim adamı… Kanser raporunu açıkladı diye 1 yıl 4 ay ceza verilmiş!.. İbrahim Karaca’nın dediği gibi, ceza yerine ödül vermeye başladığınız gün, insanlaşmaya başladığınız gün olacaktır!

Gördünüz değil mi?.. Dördüncü Murat yasakları resmen başlamış. Arabasında sigara içenin peşine düşme gerekçesi, halk sağlığı imiş!

Yahu adama sormazlar mı, yerli tohum niye yasak memlekette? Şeker fabrikaları neden satıldı? Dereleri, doğal yaşam alanlarını niye katlediyorsunuz? Kaz dağlarına niye kıyıyor, ormanların yakılmasını niye izliyorsunuz? Fabrika atıklarına, dünyanın çöpünün ülkeye sokulmasına seyirci kalan siz değil misiniz?

Cumhurbaşkanı bu hengamede çıkıp, “Ülkemizde domuz eti yiyenler var, müdahale etmedik” demiş mi? İyi de arkadaş, bu nasıl bir ifadedir? Türkiye’de günlük domuz eti üretimi AKP döneminde 5 kat arttı, domuz çiftlikleri ve eti üretimi destekledi… Yetmedi, Ukrayna ve bazı Avrupa ülkelerinden günlük 500 ton domuz eti alımını imzaladılar! At, eşek, katır, bordo, camız… Hepsi Bakanlar Kurulu ve Cumhurbaşkanlığı kararıyla oldu. Kim yaptı?

Bir de çıkmış adam, “Deprem için kullanılacak, özel iletişim vergisi diye toplanan 36 milyar dolar, ortalıkta yokmuş. Acaba nereye gitti” diye düşünülüyor!.. Biz de düşünmekten öte soruyoruz… Haydi birlikte, bunun için de topyekun bir kampanya başlatalım mı?

Belki birilerinin zoruna gidecek ama… HDP Milletvekili Dr.Necdet İpekyüz, Sağlık Bakanı’na sormuş… “63 bin çocuğa tarihi geçmiş aşı mı vuruldu?” Gerçekten böyle bir şey olabilir mi yahu… Nasıl bir yavşaklık, çocuklara böyle bir şeyi yaptırabilir? Doğru mudur bu?

Aziz, kendine sormuştu ya… Sen Nesin?