Hayrettin Geçkin

CHP sözcüsü bir önceki gün yaptığı basın toplantısında “ABD’nin Türkiye’ye IŞİD teröristlerine bekçilik karşılığı operasyon oluru verdiğini söyledi. Egemen güçler sobanın üzerindeki kızgın kestaneleri almak için Türkiye’yi maşa gibi kullanıyor” dedi.

Bu açıklamanın üstünden 24 saat geçti geçemedi “Biz teröristlerin bekçileri miyiz?” diye bir soru savurdu muhterem. Olaydan iki saat sonra da CHP savaş teskeresine “Evet” dedi. Ne demekti bu? Recep Tayip Erdoğan sınır ötesi operasyonu yapabilir. Yani bir gün önce söylediklerinin tam aksine Türkiye’nin teröristlere bekçilik yapmasını, maşa gibi kullanılmasını onayladı CHP.

Kılıçdaroğlu parti sözcüsünün açıklamalarını ve teskereye “Evet” denmesini bakın hangi ifadeyle savundu: “Oradaki askerlerimizi korumamız lazım. O askerlerin ve oraya oğlunu gönderen annelerin hatırı için bu tezkereye içimiz yana yana ‘Evet’ diyeceğiz.”

Allah aşkına savaşa oğlunu gönderen annelere sahip çıkmak istiyorsan “Savaşa hayır” demeniz gerekmez miydi Sayın KıIıçdaroğlu? Sahi CHP, bedelli parası bulup ödeyemeyen ve ateşe sürülen bu çocuklara hayatlarıyla bedel ödeterek mi sahip çıkacak?

Bu savaş kimin savaşı Sayın Kılıçdaroğlu? İhanetle suçlanmaktan mı korktunuz? Savaş çıkarmanın ülke için ihanet olacağını söyleyecek cesaretinizi mi kaybettiniz yoksa?.İktidarın payandası olmak, muhalefetin iktidarını kaybetmemek için Erdoğan’ın yanında yer almak mı işinize geldi? Oy kaybından mı korktunuz? Kolayı seçtiniz sayın Kılıçdaroğlu.

İktidar Suriye’de ne kadar bataklığa saplanırsa saplansın, ülkenin yoksul mahallerine, semtlerine, köylerine ne kadar cenaze gelirse gelsin ortaksınız…”Benim bunda suçum günahım yok” deme şansınız yok.Bu akşam Berhan Şimşek’i dinlerken de iğrendim adeta…TV’den, sinemadan tanımasaydım MHP milletvekili sanacaktım beyfendiyi. Valla adamlarınız da AKP’li, MHP’li vekillerden hiç de geri kalmıyorlar savaş söz konusu olunca. Savaşçı partiler olarak niye ittifak kurmuyorsunuz onu da anlamış değilim.

Sınır güvenliği barışla sağlanır Sayın Kılıçdaroğlu. İçte adil, demokratik, özgürlükçü bir yönetim anlayışıyla…Her türlü huzur ve güven ortamının sağlanması, adaletin ve hukukun tesis edilmesiyle…CHP zaman zaman adalet, özgürlük naraları atsa da yalan. Çünkü savaşı çıkaranlar, savaşı savunanlar adil olamazlar, demokrasi dertleri olamaz onların, özgürlük istemezler ülkelerinde.

Zeytin Dalı Operasyonu’nda binlerce zeytinin kesildiğini siz benden daha iyi biliyorsunuz. Şimdi AKP-MHP-CHP ve İYİ Parti olarak çıkardığınız savaşın adını “Barış Pınarı” koymuşsunuz…Kim bilir ne kadar uzağımıza ittiniz barışı. Oysa barışa ihtiyacımız vardı Sayın Kılıçdaroğlu…Barışa…

Şimdi daha çok zam yapılabilir. Ortam uygun.Bir sürü çapanoğlu döner ortada nasıl olsa. Savaşların, kayyumların bir mantığı var öyle ya…Çevre hareketi tavan yaptığı sırada üç ilde seçilmişlerin yerine kayyum atanması rastgele bir şey olur muydu? Şimdi de öyle…Savaş niye çıktı Sayın Kılıçdaroğlu, niye çıkardınız? “Anaların hatrına” demenizden sonra size ne diye bir şey anlatıyorum ki? Bunu düşünerek ileride kendi kendime  aptallığıma doymayayım diyebilirim pekâla.

Kıyıları yağmalayanların gözü aydın.İşini aşıracaklara gün doğdu maşallah. Maden aramak için ruhsat alan ve dağlarımızı kalbura çeviren ve sualarımızı zehirleyen, doğamızı talan eden yabancı şirketler sizin de gözünüz aydın! Güvenliğiniz gerekçesiyle direnişlere izin verilmeyecek. Savaş işinize yaradı anlayacağınız.Memleket sizin sayılır.

Sayın Kılıçdaroğlu savaşı savunmanın bir tehlikesi yok…Kendinizi güvende hissedebilirsiniz. Bu gidişle çok demokrasıcilik oyunu oynarsınız bu ülkede. Dokunulmazlığınıza bir şey olmaz, oyunuzu da korursunuz, bakın yeminlen söylüyorum… Sizin gibi bir muhalefet liderini nerden bulacaklar? Zaman zaman aranızda iktidarla çelişki varmış gibi yapıyorsunuz ya, bir kısmımız inanıyoruz döndürdüğünüz oyuna.Ömürsünüz vallaha!

Düşünsenize Sayın Kılıçdaroğlu ülkeyi sevmek, barışı savunmak ateşten gömlek…Ülkenin herhangi bir kazancı olmayacak bu savaştan,siz de iyi bilirsiniz. Anaların gözyaşı dinmeyecek, durmayacak.Ama “ülkenin bekasını” zaman zaman bir araya gelip böyle koruyorsunuz ya bayağı bayağı maharetlisiniz. “Anaların hatrına”savaşı savunuyorsunuz ha!Bravo size!

Yo yo! Ben sizin gibi düşünmüyorum, sizin gibi hiç düşünmüyorum Sayın Kılıçtaroğlu. Savaşa hayır ! 


Hayrettin Geçkin

NOT: Bu yazı yazıldığında KAZ DAĞLARI’NI korumak, ağaçların, kuşların, suların imdadına yetişmek, yurdu ve yaşamı savunmak Çanakkale’yi altıncı filodan kurtarmak amacıyla 12 Ekim’de düzenlenecek mitingin iptal edildiğini öğrendim.