Hayrettin Geçkin
Çanakkale 

Çanakkale Merkez İskele Meydanı’nda İptal edilen Su ve Vicdan Mitingi’nin yerine Kaz Dağları Sanatçı Dayanışması adına yüzlerce insanla miting havasında bir basın açıklaması yapıldı…

Basın açıklaması, Mecit Ünal ve Hayrettin Geçkin’in ortaklaşa okudukları, ülkenin çeşitli yerlerinde yaşayan çok sayıda şair, yazar, ressam, oyuncu ve müzisyenin imzalarının yer aldığı metinden ibaret değildi yalnızca.Başka konuşmalar da yapıldı. Çok renkliydi, çok görkemliydi…Yeni sloganlar, coşkulu müzik ve kararlılık hakimdi İskele Meydanı’na…Espriler de vardı. Bir tek yılgınlık yoktu.Her yerdendi gelenler, her renkten, her düşünceden, her yaşatan…

Mitingin iptal edilmesiyle incelme göstemiş mücadele ipinin o incelen yerine bir düğüm atıldı bugün.İpin boyu azcık kısalsa da en sağlam yeri düğüm atılan yeriydi belli ki.

Belli ki düş düşe verecekler doğanın çocukları, belli ki baş başa verecekler. “Ağaçlar yurdumuz” diyerek Kaz Dağları’nı yabancı maden şirketlerine ve onların açık gizli yerli ortaklarına karşı daha kararlı bir şekilde koruyup savunacaklar…Çevre mücadelesinin verildiği Cerattepe, Munzur Dağı, Murat Dağı, Kuzey Ormanları, Salda Gölü ve diğer yerlerdeki mücadelelerle birbirlerini besleyecekler. Bunun bir yurt savunması olduğunun bilinciyle mücadeleyi seferberliğe dönüştürecekler.Bellli ki eleştiri ve özeleştiri de hakim olacak mücadelenin bundan sonraki bölümüne… Yani Çanakkale geçilmeyecek!

Su ve Vicdan Nöbeti ağaç kıyımları durana kadar, dağlarımızı delik deşik eden, derelerimizi, çürüten, sularımızı kirleten madenci şirketler ülkemizi terk edene kadar, sorumlular yargı önüne çıkana kadar kararlılıkla sürecek.

Bu işin özeti şu:

Alamos Gold Şİrketi’nin, yani altıncı filonun Çanakkale’yi terk etmekten başka şansı yok.

Aralarında Ataol Behramoğlu, Müjdat Gezen, Cevat Çapan, Zeynep Oral, Süreyya Berfe, İsa Çelik, Cahit Berkay, Ercan Kesal, Mustafa Köz ve Ahmet Ümit’in bulunduğu 300’e yakın şair, yazar, müzisyen, ressam, fotoğraf sanatçısı ve oyuncunun imzasının yer aldığı basın açıklamasının tam metni şöyle:

YARIN ÇOK GEÇ OLMADAN…

Nerde bir dal kırılsa orda atar kalbimiz!

Kazdağları’nda Kirazlı’daki altın madeni projesi için kesilen 200 bin ağaç; toprağımızın, havamızın ve suyumuzun ne denli büyük bir tehlike altında olduğunu gösteriyor.

Salt Kirazlı’da değil, neredeyse Türkiye’nin her yanında kendisini açıkça gösteren bir doğa kıyımı var. Artvin-Cerrattepe, Uşak-Eşme-Kışladağ, İzmir-Efemçukuru, Turgutlu-Çaldağı, Fatsa, Munzur Dağı, Hasankeyf, Murat Dağı ve Balıkesir-İvrindi…

Hiç acımıyorlar.

Dağlar, ormanlar altın için öldürülüyor.

Irmaklarımız çürüyor, akarsularımız kokuşturuldu. Durmadan zehir soluyoruz. İçecek suyumuzu, soluk alacak havamızı tüketiyorlar…

Ormanlar, doğal ve yaban hayat yok oluyor…

Neden?

Hangi “değerli maden”, çocuklarımızın mutlu ve sağlıklı yaşamından daha önemli?

Hangi zenginlik, “Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan” bu ülkenin doğal zenginliğinden daha öncelikli?

Biz diyoruz ki, topraklarımızın üstü “altın”dan değerlidir.

Dağlarımızı, ormanlarımızı, sularımızı, havamızı savunmak Türkiye’yi savunmaktır, insanımızı ve evrensel emeği savunmaktır.

Bir ülkeyi savunmak bütün dünyayı, insanlığı ve tüm doğayı savunmaktır.

Biz aşağıda imzası olanlar, dikili her ağacı, her dalı, her yaprağı, her çiçeği, her börtü böceği, kuşu, sürüngeni seviyoruz.

Geçmişimizi, bugünümüzü ve geleceğimizi savunuyoruz.

Hiçbir kamu yararı bulunmayan, emperyalist maden şirketleri ve onların yerli ortaklarının kârlarına kâr katan “altın madeni projeleri” başta olmak üzere doğayı, toplumsal hayatımızı ve yarınlarımızı yıkıma uğratan tüm tasarılara derhal son verilmelidir.