Trump’ın saray sakinine yazdığı mektup bir hafta kamuoyundan saklandı. Tabii ne bu süre içinde, ne de mektup ortaya çıktıktan sonra bu mektup için Trump’a hiç bir şey söylenmedi.

Çok haklı olarak, Devlet adabı ve diplomatik nezaket sınırlarını yerlebir eden bu tür hakaretlere neden anında karşılık verilmez, yumuşak karın meselesi midir yoksa bu” diye sormuştum.

Aldığımız yanıt şu idi: ” mektubu çöpe attık, cevabı da sahada verdik.

Yani; Trump’ın o meşhur mektubunu alınca sanki Reis çok öfkelenmiş. Oturup bu mektuba aynı seviye ve üslup basitliğine düşmeden (malum, seviye dediğin “ananı da al git” düzeyindedir) nasıl cevap verebilirim diye uzun uzun düşünmüş: birden bire Suriye sınırında operasyon yapmak aklına gelmiş. Veeee Trump’a cevaben operasyon başlatmış.

Sahi bu mektup gelmeseydi Türkiye operasyon yapmayacak mıydı yoksa?

Tabii ki hayır!

Operasyon kararı verildiğinde Tramp’ın mektubu ana rahmine bile düşmemişti.

İleri sürülen bu iddia ‘zevahiri kurtarmanın’ ötesinde bir anlam ifade etmemektedir.

Bence sessizliğin nedenlerini mektubun içinde aramak gerekir.

Tramp’ın mektubunda ki en çarpıcı ifadeler şunlardı bence:
1 – Binlerce kişinin katledilmesinden sorumlu olmak istemiyorsun,
2 – Sorunlarının bazılarını çözmek için çok çalıştım.

Bunların dışında “sert olma, aptal olma” türü hakaretler yukarıya aktardığım iki çarpıcı ifade karşısında garnitür bile sayılmaz.

Bu iki ifade çok ağır tehditler içeriyor.

“Binlerce kişinin katledilmesinden sorumlu olmak istemiyorsun.”

Bu açıkça savaş suçlusu olarak yargılatma tehtididir.

“Sorunlarının bazılarını çözmek için çok çalıştım.”

Trump Erdoğan’ın hangi sorunlarını çözmüş olabilir ki?

Bundan benim anladığım bu sorunlar; Erdoğan’ın ABD’deki mal varlığının ve bu varlığı kazanma yol ve yöntemlerinin saklı tutulmasına dair çözümlerden başka sorunlar olamaz.

Tramp, aba altından sopa gösterip,
“efendi ol sen kazan, iş çamurluğa kalırsa ben kazanırım” diyerek , belli ki Reis’i karnının yumuşak yerinden yakalamıştı.

Ne yumuşak karınmış ama….
Gerek “Barış Pınarı Harekatına dair iddialarını, gerçekse Tramp’ın hakaretlerini; hepsini yalayıp yuttu üstüne de bir bardak su içti.

Ne diyelim?

Afiyat olsun Reis…