CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, Boğaziçi Yasası ile İstanbul Büyükşehir
Belediyesi’nin yetkilerinin kısıtlanmak istendiğine işaret ederek, “İstanbul’a ihanet ettiğini
kabul eden bir anlayışın, İstanbul’a ait tüm yetkileri elinde toplamak istemesi akıl
tutulmasıdır” dedi.

Tekin, “bugüne kadar yapılan imar planı değişikliklerinin büyük kısmı Çevre ve Şehircilik
Bakanlığı tarafından yapılan planlardır. Bu uygulamalar sonucunda bir avuç adam milyarlarca Türk Lirası’na varan haksız kazanç elde etti. Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum’un yanıtlaması istemiyle Meclis Başkanlığı’na soru önergesi verdim. Bakan Kurum’un şu soruları yanıtlamasını istiyorum:

“İstanbul’a ihanet ettiğini kabul eden“ bir anlayışın, İstanbul’a ait tüm yetkileri elinde
toplamak istemesi sizce doğru mudur? Aynı ihanetin tekrar edilmeyeceğinden nasıl emin
olacağız? Milyonlarca oy alarak seçilen kişilerin yetkilerini elinden alıp bürokratlara vermek
seçmen iradesini yok saymak değilse nedir? Boğazlarda parselasyon planı, arazi düzenlemesi, trampa, kamulaştırma, ihdas, alan düzeltme, cins değişikliği, taksim, terk, yapılaşma, imar düzenlemeleri, yıkım, kentsel dönüşüm ve denetim gibi yerel yönetimlere ait olan yetkileri merkezi idarede toplayarak anayasayı ihlal suçu işlediğinizin farkında mısınız? Taslakta “Siluet geçiş sahası” adı altında bir alan tanımı yapılıyor. Hemen hemen tüm İstanbul’u kapsayabilecek bu tanımlamadan neyi kast ediyorsunuz? İBB’nin önemli gelir kaynaklarından olan Boğaz köprüleri geçiş ücretlerinden aldığı yüzde 10’luk payın da kaldırılacağı iddiası
doğru mudur?