Metin Gümüş
“Çeşmelerden bardağın doldurmadan kor isen
Bin yıl anda durur ise kendi dolası değil”
Yunus Emre
Bu dizelerde Yunus Emre, olması istenen (beklenen) şeylerin, doğal ya da iradi müdahaleler olmadan gerçekleşmeyeceğini anlatıyor. Bu yaşamın her alanında böyledir.
Örneklendirmek gerekirse;
12 Eylül darbesini yapan Kenan Evren, “biz isteseydik 1977-78′ de de yönetime el koyabilirdik. Ama yapmadık, şartların olgunlaşmasını bekledik” demişti. 77-78- 79- 80 yıllarında yaşananlara bakınca Kenan Evren ve taifesinin bu sözü ettikten sonra beklentilerinin gerçekleşmesini beklemek üzere bir kenara çekilip edilgen bir şekilde oturmadıklarını görürüz.
Faşistlerin o dönemde, eylemlerde kullandıkları TSK envanterine kayıtlı silah ve mühimmatlar bu zevatın beklentilerini gerçekleştirmek için özel bir çaba içine girdiklerinin göstergeleriydiler.
Özelleştirme sevdalıları da, özelleştirmeyi kafasına koydukları kamu kurumlarını öyle pat diye bir kararla özeleştirmediler.  Önce özelleştirmenin alt yapısını hazırlamak zorundaydılar. Halkı buna ikna etmeleri gerekiyordu. Bu da kendiliğinden olacak bir şey değildi.
Önce, o kurumların tamamını, özellikle kötü yönettirdiler. Zarar ettirildiler. Kamuoyunda bu kurumların ekonominin sırtında bir kambur olduklarına dair algı oluşturuldu. Sonra da tere yağından kıl çekercesine özelleştirildiler.
İşte bu amaçla yapılan bütün çalışmalar Yunus’un şiirinde dile getirdiği çeşmeden bardağı doldurma gayretinin kendisidir.
Bu zihniyet, bu günlerde başka bir şeylerin alt yapısını oluşturma çabası içinde olduğunu görüyoruz. Bu zihniyetin sembol isimlerinden Erdoğan, bu günlerde katıldığı tv programlarında Şehir Hastaneleri güzellemeleri yaptıktan sonra “Bu hastanelerin müşterisi inşallah çok daha artacak” derken, bu konudaki beklentisini ortaya koyuyor.
Hastane ve müşteri metaforunun, çok iğrenç bir anlayışın dışavurumu olması bir yana; bir de bu dileğin gerçekleşmesi için yapılacaklar…. Allah muhafaza,  düşünmek bile istemiyor insan.
Hastane müşterisi = hasta insan demektir. Verili durumda ki hasta insan sayısı yeterli görülmüyor olmalı ki; ‘müşteri’ artması gündem oluyor. Bu da iradi müdahale ile daha fazla insanı hasta etmek anlamına geliyor.
Ispanak’daki zehirin sırrı burada mı saklı yoksa….?