Karga Gak Demeden
03-12-2019
Ömer ŞAN

Libido mu Beyin mi?

Emin olun ki bu bizim gündemimiz değil… Tıpkı, birilerinin komplotik CHP-saray uyduruklarında olduğu gibi… Tıpkı, ekonomideki ‘fırlayışın’ aya yol olup olamayacağı veya gelecek yılın bütçesindeki 137 milyar liralık açığın örtülmesine ilişkin saksiyonel ifadelerin tartışıldığı çukurdaki kokuşmalar bizden kaynaklanmadığı gibi..

Bu arada ‘Saksiyon’ Tacikistan’da bir kent… Ve bir de saksiyon, yüksek çözünürlüklü uydu görüntüleri aracılığıyla gerçek zamanlı hava durumu bilgisi, olarak da geçiyor…

Ama ya ‘libido’ ne biliyor musunuz? Bunu da gündeme taşıyan sözde bir artistik oyuncu… Ona ilginç yanıtı veren ise ünlü ve gerçek sanatçı Genco Erkal oldu… “Libidosu var mı yok mu yerine beyni var mı yok muyu tartışsak nasıl olur” dedi Erkal ve gündemimize soktu libidoyu…

Veyahut ta hangisi, daha önemli diye de sorabiliriz! Libido mu, beyin mi? Ve hatta, bunun için anket dahi açanlar olabilir! Ama biz size, ‘insanın yaşama gücünün, davranışlarının temelini oluşturan cinsel içgüdü’ olarak açıklayalım libidoyu…

Şimdi dönelim ülkemizdeki libidotik durumlara… Ha, bunu derken reel değil, hani havaya savrulan içgüdüsel durumlardan söz ettiğimizi de kenara not edelim!

Ülkenin İçişleri Bakanı, “FETÖ’nün sözde TSK imamı Adil Öksüz’ün nerede olduğunu biliyoruz ama bizde kalsın” niye der? Yani, “Bak, yerini biliyorlar, hemen orayı terk et, saklan” mı diyor zata?

CHP’li Haluk Koç, “İyi koruyor musunuz bari” diye de sormuş inceden… Ama biz biliyoruz ki, saklayan, sakladığının yerini bilir elbette!.. Soylu olsa, öksüz olsa ne fark eder? Hele ki Süleyman, adil olduktan sonra!

Hani bir de bir zamanlar, ‘derinden strateji’ çeken, kendine başbakanlık verilmiş biri vardı! Asıl Suriye belasını başımıza saran.. Ne demişti? “Canlı bombaları isim-isim biliyoruz ama patlamadan yakalamıyoruz!”, “Her patlamadan sonra oylarımız artıyor” demişliği vardı değil mi?

Tam da bu araya koyalım bir çivi daha… Hani,15 Temmuz hain darbesi de dahil olmak üzere bütün terör saldırılarını gerekçe göstererek halktan, gazi ve şehit yakınları için toplanan paralar vardı ya… İlk etapta 309 milyon lira idi… Meğer İstanbul’da da toplanan bir 52 milyon Lira daha var imiş, ortadan yok olan… Sahi, bu 361 milyon Lira nerede?.. Parayı toplayan dernek nerede? Para nereye gitti? Nemalananlara çerez mi oldu?

Geçen hafta, ‘Ya Şeytan Olmasaydı’ demiştik ya makale başlığına… Baktık karşımıza çıktı… Size aktarıyoruz… Kur’an’a göre şeytan’ın özellikleri: Sinsi ve yalancıdır (İbrahim S.,22). İnsanlara korku vermeye çalışır (Al-i İmran S.,175). Müminlerin arasını bozmaya çalışır (İsra S.,53)-(Maide Suresi S.,91). İnsanları, sözde onlara iyilik yaptığına ikna etmeye çalışır (Araf S.,20-21).

Not diye yerleştirdik… Devam ediyoruz…

Sağlık Bakanlığı, şehir hastanelerine Ağustos ayında kira bedeli olarak, 1.964.893.859.-TL, hizmet bedeli olarak ise 1.380.304.272.-TL, toplamda da 3.345.198.132.-TL ödemiş… Sadece bu para ile kira ve hasta garantisine gerek olmayan 400 yataklı 14 Devlet Hastanesi yapılabilirmiş!

Uyanabilir misiniz, yada uyanabilirler mi?

Hani uyuyor ya sınıf! Asgari ücretle çalışanların oranları da şöyle… Türkiye’de % 43, en yakın takipçimiz Slovenya’da % 19, Bulgaristan’da % 8,8 ve Fransa’da % 8.4, Yunanistan:%7.7, İspanya’da % 1 ve batmış denen baltıkyalı Belçika’da ise % 0.4… Uyku nasıl?

Bizum buralara nasi derler… Hane, “Akil hiyar deyildur ki yarisini kiru vereyim sağa” diye… Eli tuz tutan çok! Bizumkiler da boylen işte! Yada, “Hastayik deduk, deduk inanmadunuz, şini ne oldi?” Oylen deyil mi?

Bakın mesela neyden taviz verilmiyordu, anımsadınız mı? Sayıştay raporlarına göre Saray’a bütçe dayanmıyormuş! Az biraz paylaşmışlar, 56 milyon yata, 406 milyon uçağa, 21 milyon otomobile, 56 milyon mobilya ve mefruşata, 5 milyon tabak, çanak, bardağa; 4 milyon temizliğe, 3.66 milyon süse gitmiş… Ve hala birileri kıyamet nasıl kopacak diye merak ediyor mu?

Yani emeklilikte yaşa takılanları, ‘millete yük’ diye gösteriyorlar ya… Bunu derken bir de Irak’a 50 milyon dolar hibe, 5 milyar dolar da kredi veriyorlar ha…

Yavşakça çocuk evliliklerini savunan zat, “Bu konudaki sınır, kişinin inancıdır” demiş! Bu dediklerinde inanç 0 (sıfır) olduğu için ‘sınır’ da 0’dan (sıfırdan) başlıyor!.. Onur ve şereften de söz edemediklerine göre…

Ve şimdi de şu rakamlara bakın… Ülkemizde son yıllardaki antidepresan ilaçların kutu adedi olarak satış rakamları şöyle olmuş… 2003’te 14 milyon 238 bin, 2007’de 26 milyon 500 bin, 2014’te 39 milyon 134 bin 225 ve 2017’de ise 48 milyon 226 bin 209 adet…

Var mı başka söze hacet?

Takmayın kafanıza… Bakın, Samanyolu Galaksisi içinde 200-400 milyar adet yıldız bulunuyor. Güneş, bunlardan sadece biri. Gözlenebilir Evren’de, Samanyolu veya Andromeda Galaksisi gibi ‘büyük’ galaksilerden 225 milyar civarında, cüce galaksi olarak tanımlanan daha ufak galaksilerden ise 7 trilyon civarında bulunuyor!

Eğer Evren’in erken dönemlerindeki sönük galaksileri de hesaba katacak olursanız, cüce galaksiler hariç galaksi sayısı 2 trilyonu aşabilir…

Siz nesiniz ki… Ha libidolu, ha libidosuz… Akıl var mı akıl?