Hüseyin Esentürk

Benim köyüm madenci köyü. Maden ocaklarının binlerce metre derinliğine inip maden çıkarırlar. Maden ocaklarında iş cinayetlerine kurban giderler. Yerin yedi kat altında karanlığa, ölüme, açlığa, yoksulluğa meydan okurlar.

Onlar çocuklarına, ailesine alınteri ile ekmek kazanırlar. Boğazlarından haram lokma geçmez. Her türlü haksızlığa, güvencesizliğe rağmen omuzlarında kazmaları, başlarında baretleri ve ellerinde azıkları ile her gün bir savaşa gider gibi inerler maden ocaklarına. O karanlık ocaklarda ejderhalarla savaşır gibi ekmek ve yaşam savaşına girerler.

Onlar bizim kahramanlarımız. Çocuklarının gözünde ejderhaları yenmiş kutsal savaşçılar. Yerin yedi kat altındaki dağları delip denizleri aşan kahramanlarımızdır onlar. Onlar ölümün kılıcına korkmadan boynunu uzatan, hep kadre haksızlığa uğrayan, karanlığın içinde parlayan bir çift göz onlar. Darda kaldığında seni kurtarmaya gelen kazma kürek sesi onlar.
4 Aralık Dünya Madenciler Gününde selam yolluyorum. Emeklerine, Alınterlerine, yaşam mücadelelerine selam yolluyorum. Ve onlarla gurur duyuyorum.

Geçmişten günümüze maden kazalarına baktığımızda madencilerin hep üvey evlat muamelesi gördüğünü söyleyebiliriz. Yerin yedi kat altına bir yaşam odası kurmayı bile çok gördüler onlara.

Ailelerine bir tazminatı bile çok görmüşler. İşten çıkarmışlar haklarını vermemişler. Sendikalı olmak istemişler engellenmiş. Ölüm hep “fıtrat” olarak görülmüş.

Maden ocaklarına ruhsat verirken ne çevre, ne insan sağlığı düşünülmüş. Birçok maden ocağının ruhsatsız çalışmasına göz yumulmuş.

Madencilik sektörü diğer sektörlerde olduğu gibi Taşeronluk sistemi ile çalıştırılmaktadır. Ana firmalar hiçbir sorumluluk üstlenmeden her şeyi taşeronlar vasıtası ile yürütmekte ve sadece kazanacağı paraya bakmaktadır.

Maden ocaklarında devletin denetimi sadece göstermelik olup hep patronun çıkarları gözetilmektedir.

Alınmayan güvenlik önlemleri, çalışma şartlarının para ve kazanca yönelik düzenlenmesi kaza değil cinayet fikrini güçlendiriyor. İşçiler Emekçiler göz göre göre ölüme gönderiliyor. Çevre tahrip ediliyor. Topraklarımız sularımız ve tüm canlılarımız siyanür ve diğer zehirlerle zehirleniyor.

Şimdiye kadar bu kazalarda yaşamını yitirenleri saygıyla anıyorum.

Ülkemizde şimdiye kadar olan maden kazalarını hatırlatmakta fayda görüyorum.

Unutma, Unutturma, Hakların için mücadele et.

1983 Armutçuk grizu faciası: 7 Mart 1983 tarihinde Zonguldak‘ın Armutçuk beldesindeki taş kömürü ocağında meydana gelen grizu patlamasında 103 işçi yaşamını yitirmiştir.

1990 Amasya grizu faciası: 7 Şubat 1990 tarihinde Amasya‘da, Yeni Çeltek Kömür İşletmesi’ne ait maden ocağında meydana gelen grizu patlamasında 3 işçi yanarak 65 işçi ise göçük altında kalarak hayatını kaybetmiştir.

1992 Kozlu grizu faciası: Türk madencilik tarihinin en büyük felaketlerinden birinde, 3 Mart 1992 tarihinde Zonguldak‘ın Kozlu ilçesindeki taş kömürü ocağında meydana gelen zincirleme patlamalarda 263 madenci yaşamını yitirmiştir. 13 Mayıs 2014 tarihinde Soma’da 301 kişinin yaşamını yitirdiği faciaya kadar, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en ölümlü maden kazası olmuştur.

26 Mart 1995 tarihinde Yozgat‘ın Sorgun ilçesinde, Matsan Madencilik Şirketi’ne ait kömür ocağında grizu patlaması sebebiyle meydana gelen kazada 38 kişi göçük altına kalarak can vermiştir.

22 Kasım 2003 tarihinde Karaman‘ın Ermenek ilçesinde, özel bir firmanın işlettiği kömür ocağında grizu patlaması sebebiyle 10 işçi yaşamını yitirmiştir. İşçilerin cesetleri olaydan günler sonra çıkarılabilmiştir.

8 Eylül 2004 tarihinde Kastamonu‘nun Küre ilçesinde bulunan yer altı bakır ocağında, cevherin nakledildiği 150 metre uzunluğun­daki bandın alev alması nedeniyle meydana gelen yangında, oluşan karbonmonoksit ve diğer zararlı gazların etkisiyle birisi maden mühendisi toplam 19 çalışan hayatını kaybetmiştir.

10 Aralık 2009 tarihinde Bursa‘nın Mustafakemalpaşa ilçesindeki maden ocağında, 19 işçi grizu patlaması ile oluşan göçük sonucunda hayatını kaybetmiştir.

Odaköy maden kazası: 23 Şubat 2010 tarihinde Balıkesir‘in Dursunbey ilçesine bağlı Odaköy‘de, toplam 47 kişinin çalıştığı maden ocağında meydana gelen grizu patlamasında 17 kişi ölürken 30 kişide yaralanmıştır.

Karadon maden kazası: 17 Mayıs 2010 tarihinde Zonguldak’ta, Karadon Taşkömürü İşletme Müessesesi’nin işlettiği kömür madeninde grizu patlaması ve oluşan göçükler sebebiyle 30 kişi hayatını kaybetmiştir.

Küçükdoğanca maden kazası: 7 Temmuz 2010 tarihinde Edirne‘nin Keşan ilçesine bağlı Küçükdoğanca mahallesindeki madende çıkan yangın ve oluşan göçük sebebiyle 3 kişi hayatını kaybetmiştir.

8 Ocak 2013’te, Zonguldak‘ın Kozlu ilçesinde, Türkiye Taşkömürü Kurumu‘na ait kömür ocağında metan gazı patlamasının yol açtığı göçük sebebiyle 8 işçi hayatını kaybetti. Tesiste daha önceleri de kaza olmuş, kayda geçen en büyük facia ise 263 işçinin yaşamını yitirdiği 1992 yılında yaşanmıştır.

18 Ocak 2013’te Manisa‘nın Soma ilçesinde bir maden ocağında demir ayakların düşmesi ve iki demirin arasında kalması sonucu 1 işçi yaşamını yitirdi.

13 Mayıs 2014’te Manisa‘nın Soma ilçesinde bir maden ocağında çıkan yangın sonucu 301 işçi hayatını kaybetti, en az 88 işçi de yaralandı. Facia, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en çok can kaybı ile sonuçlanan iş ve madencilik kazası olarak kayıtlara geçti.

1 Haziran 2014’te Kahramanmaraş‘ın Elbistan ilçesinde bir maden ocağında kömür kırma makinesinin başına çarpması sonucu 1 işçi hayatını kaybetti.

11 Haziran 2014’te Şırnak‘ın Kemerli mahallesinde bir maden ocağında meydana gelen göçük sonucu 2’si kardeş 3 işçi hayatını kaybetti.

18 Haziran 2014’te Şırnak‘ın Dağkonak mahallesinde bir maden ocağında meydana gelen göçük sonucu 1 işçi hayatını kaybetti.

28 Ekim 2014’te Karaman’ın Ermenek ilçesine bağlı Pamuklu mahallesi yakınlarında bir kömür madeninde meydana gelen su baskını sonucu 18 işçinin mahsur kalarak hayatını kaybetti.

1 Kasım 2014’te Bartın‘ın Amasra ilçesinde bir maden ocağında meydana gelen göçükte mahsur kalan 2 Çinli işçi hayatını kaybetti, 1 Çinli işçi de yaralandı. Aynı gün Zonguldak‘ın Gelik beldesinde ruhsatsız olarak işletilen kömür ocağında vagon çarpması sonucu 1 işçi yaşamını yitirdi.

6 Kasım 2014’te Elâzığ‘ın Alacakaya ilçesinde bir maden ocağında düşen kaya parçasının altında kalan 1 işçi hayatını kaybetti, 1 işçi de yaralandı.

19 Kasım 2014’te Bingöl‘ün Genç ilçesinde bir maden ocağında kamyonun altında kalan 1 işçi hayatını kaybetti, 1 işçi de ağır yaralandı.

21 Ocak 2015’te Sivas‘ın Gemerek ilçesinde bir maden ocağında meydana gelen göçük sonucu 1 işçi hayatını kaybetti, 1 işçi de yaralandı.

7 Şubat 2015’te Muğla‘nın Fethiye ilçesinde bir maden ocağında yerinden sökülen kaya parçasının altında kalan 1 işçi hayatını kaybetti.

10 Mart 2015’te Türkiye Taşkömürü Kurumu‘nun Zonguldak‘ın Karadeniz Ereğli ilçesine bağlı Kandilli beldesinde bir maden ocağında meydana gelen göçük sonucu 1 işçi hayatını kaybetti, 1 işçi de yaralandı.

8 Haziran 2015’te Amasya‘nın Suluova ilçesinde bir maden ocağında meydana gelen göçük sonucu 1 işçi hayatını kaybetti, 2 işçi de yaralandı.

21 Temmuz 2015’te Muğla‘nın Milas ilçesinde bir maden ocağında devrilen direğin altında kalan 1 işçi hayatını kaybetti.

27 Temmuz 2015’te Ankara‘nın Nallıhan ilçesinde bir maden ocağında malzeme taşıyan vagonun çarpması sonucu 1 işçi hayatını kaybetti.

13 Ocak’ta Manisa‘nın Soma ilçesinde meydana gelen kaza sonucunda 1 işçi hayatını kaybetti 1 işçi yaralandı.

17 Kasım 2016 da Siirt Şirvan da 16 Emekçinin göçük altında kalarak yaşamını yitirmesi…Ve daha nice kazalar…