Ülke nereye yuvarlanıyor demekten alamıyoruz kendimizi. Her gün yeni bir aykırılık yaşatıyorlar.
Demokratik ve laik ülke ilkelerini koruma yemini eden, hem de namusu ve şerefi üzerine yemin eden kişi, bozduğu ekonomi dengelerini zekat ile düzeltme gibi çağ dışı önermeler ile dini ve halkı suistimal ediyor.
Bu durun aleni anayasa suçudur.
Maalesef suçu işleyenlerin suçsuz, suçu işleyenleri yazmak suç sayılıyor bu ülkede.
Adaleti yargıyı ikiye bölmek midir suç, yargıyı ikiye bölenlere tepki göstermek midir suç?
AKP tarafı, muhalefet tarafına sabah akşam küfrediyor, ses eden yok, muhalefet tarafı AKP tarafına eleştiri götürürse devlet o kişileri imha etmeye seferber oluyor.
Bu durum devletin bir yerlere yuvarlandığını gösteriyor.
Devleti devlet yapan etken, sokakta ‘kadınlar ölmesin’ diyerek yürüyen kadınları polise dövdürtmek değildir.
Devleti devlet yapan etken, yanlış yapan iktidarı eleştireni yok etmek yerine, koruyan devlettir.
Sizin yaptığınız, yapmak istediğiniz devlet anlayışı değil, bir çıkar organizasyonudur.
Hangi olaya baksak devlet elimizde kalıyor.
AKP Başkanı, kendisinin önerisiyle AKP Genel Başkanlığına ve sonrasında başbakanlığa getirdiği kişiyi hırsızlıkla suçluyor.
Yetmedi onun bakanlarını da hırsızlıkla suçluyor. Ama adamlara bir soruşturma açan, açtıran yok. Cümle alem biliyor ki, AKP başkanı kimi işaret ederse soruşturma açılıyor. Peki bunlara neden soruşturma açılmıyor?
Çünkü, adam ”gelin mal varlıklarımızı araştıralım” diyor. Konu kapanıyor.
İyi de kardeşim sizler devletin sıradan memurları değilsiniz ki…
Bu konuşmalar, bu suçlamalar normal mi?
Bu devlet sizin babanızın malı mı?
Hangi yetkiye göre bu keyfi suçlamaları yapıp, gereğini yapmıyorsunuz?
Burası muz cumhuriyeti mi, klan devleti mi?
Bari devletin tanımını da yapın da herkes bilsin. Demokratik ülkelerde bu olmaz, olamaz.
Sosyal hukuk ve laik devlette vatandaşın önüne sadaka, zekat konulamaz.
Demokratik hukuk devletinde bir partinin başkanı, ülkenin başbakanı ve bakanları hırsızlık yaptılarsa, yerleri parti kurmak değil, hapis yatmaktır.
Bunlar cidden hırsızlık yaptılarsa, atın içeri, kurdurtmayın o kuracakları partileri.
Tabi siz de ortakları olarak aynı süreçlerden geçmelisiniz.
Daha evvel de bir hırsız bakan suç üstü yakalanmıştı.
Karısı ‘ben konuşursam yer yerinden oynar’ deyince adam apar topar büyük elçi yapılmıştı.
Bu keyfilik anayasanın kaçıncı maddesinden feyiz alıyor?
Hangi görev tanımında böylesi bir keyfilik  vardır?
Aklımızla alay etmeyin.
Komik oluyorsunuz.