Özer Topçu

İstanbul üniversitesinde okuyan Sibel Ünli’de intihar etti. İntihar gerekçesi fakirlik sonucu parasız kalması…
1.40 lirası kalmış.
İstanbul Üniversitesinde cop sallayan polis her yanına kına yak. Emniyet genel müdürü siz de…
İstanbul emniyet müdürü size kınadan madalyayı ben takmak isterdim. Açız diyen üniversite öğrencilerini güzel coplattınız.
Tebrik ederim. Sibel bu zulme dayanamadı ve sayenizde intihar etti.
Ya İstanbul üniversitesi rektörü?
Yahu sen bilim adamı mısın maganda mı?
Sen diplomanı kasaptan mı aldın?
Öğrencilerin yemeğini kıs aç bırak, aç kaldık, doymuyoruz deyince de polis çağır ve çocukları dövdür.
Senin adamlığına da tüküreyim insanlığına da. Sibel Ünli öldü, rahatladın mı? Ya da kaç intihar sonra rahatlarsın?
Utanın be, normal iş yapmış gibi hala insan içine çıkabiliyorsunuz.
İç işleri bakanı, en çok da sizi tebrik ederim. İç işlerini copla idare eden, demokrasi düşmanı o kalbiniz kurusun.
Sibel Ünli öldü. İntihar ederek öldü. Polis baskısı ile ülke yönetmek, polisi arkana alıp sağa sola hakaretlerin bitecek.
Unutma!
Sizin ne polisinden ne de copunuz dan korkmayacağız. Zindanlarınız dan korkmayacağız. Halkından alıp emperyalist şirketlere
veren zavallısınız çünkü.
Emperyalist şirketleri doyuracağız diye halkını aç bırakan zavallılarsınız. Aç bırakılan insanlar açız deyince de polis
copu ile karşılarına çıkacaksınız. Döve döve terbiye edeceğinizi zannediyorsunuz. Ne intihar ederek tükeneceğiz, ne de
vurularak, katledilerek tükeneceğiz. Biz halkız ve son kararı biz vereceğiz.
AKP başkanı Recep Tayyip Erdoğan, bu ülkeyi bu hale düşürdüğünüz için kendinizle övünebilirsiniz. Ustalığınızın üzerine
sözüm olamaz. Böyle bir usta dünyanın hiç bir yerinde olamaz. Satılmadık doğal zenginlik alanımız kalmadı. Geldiğinizden
bu yana fabrika satıyorsunuz. İşte tablo ortada. Bütçenin %60’ı borç ödemeye gidiyor. Bu oran hızla da yukarı çıkıyor.
Ülke insanı işsiz. İşsizlik her gün çığ gibi büyüyor. Bakın geçtiğimiz yıl ve bu yıl intihar edenlere…
En son İstanbul Üniversitesinde aç bırakılan çocukların eylem yaptığını ve polislerce dövüldüğünü biliyorsunuz ve
hala o koltukta oturuyorsunuz.
Bakın bu gün o öğrencilerden birisi intihar etti.
Böbürlenin!
Övünün bu eser sizin!
Ustalık böyle bir şey. Aç bırakacaksın, açız diyeni dövüp, intihara zorlayacaksınız.
1,40 kuruş parası kalmış eserinizin. O yüzden intihar etmiş.
Sahi sizin çocuklarınızın hangi ülkelerde kaçar milyar dolarları var?
Sizin çocuğunuz parasızlıktan intihar etse ne yaparsınız?
Türban ile okula alınmayanlara yıllarca demediğiniz laf bırakmadınız. Şimdi de açlıktan insanlar okula gidemiyor.
Siz bu halkı açlıkla ve cop ile terbiye ediyorsunuz.
Bu ülkenin aydınları olarak terbiye olmayacağız. Bilakis sizlere öğreteceğiz devletin nasıl yönetileceğini.
Uluslararası şirketleri zengin etmek için halkın hakkını yediriyorsunuz. Bu açlık, bu ekonomik sıkıntı oradan geliyor.
Ülkemizi yağmalatıyorsunuz. Polisin askerin birinci vazifesi, halkını dış güçlerden korumaktır. Maalesef sizin yönetiminizde polis ve asker o kartellerin çıkarı için kendi halkını copluyor. Bu sizin politikalarınızın sonucudur.

Sonuç olarak, ne Libya’ya asker göndermek milli politikadır, ne de fabrikaları satmak. Bunlar emperyalist ABD’nin çıkarlarınadır.
ABD, Akdeniz ülkelerini kendi çıkarı için dizayn ederken, ona piyon oluncaya kadar, üretimiyle dimdik ayakta kale gibi duran Türkiye olursak ancak milli bir duruştan bahsedilebilir.
Kanal İstanbul projesi gibi Arap özentiliğini bırakın. Bu ülke insanı dökülüyor. İş kapısı lazım bu halka.
Oraya harcanacak para ile bu ülkenin işsizliği kısmen çözülür. Atalarımızın her sözü benim için felsefi boyutu olan sözlerdir ve içleri dolu doludur.
Birinde de ”aç it fırın yıkar” demişler.
Bence de!