Rasim Yılmaz
22 Ocak 2020

Bizde annenin kız kardeşine, ya da amcasının kızlarına “teyze” değil de “hala” diye hitap edilir.

Köyde annemin amcasının kızı Kamile Hala (teyzem) var. Biz ona hala, onun çocukları da anneme hala diye seslenirler.

Kamile Halamın,  benden ortalama 5 yaş büyük olan Selime adında, Remzi Güreş ile evli bir kızı var.

Eskiden koyun, keçi, inek, öküz gibi büyükbaş ve küçükbaş hayvanları vardı. Çiftçilik yapar yaşamlarını sürdürürlerdi. Ancak yaşları ilerleyip çocukları da büyüyünce iş güç sahibi oldular. Köyü terk edince bunlar da iki ineğin dışındaki hayvanları elden çıkardılar. İki ineği süt, yoğurt, peynir gibi ihtiyaçlarını gidermek için alıkoydular.

Eskiden köyde çok kar yağardı. Biraz bilmezlikten, biraz da iklim koşullarından ötürü çok az çeşit sebze üretilirdi. Ancak iklimin değişmesiyle birlikte bazı alışkanlıklar da değişti. Yörede ihtiyacı karşılayacak boyutlarda seralar kurulmaya başlandı.

Bu konuda devletin seracılığı kısmen desteklediği söylenebilir. Ne var ki üretici ürüne pazar bulamadı; ancak küçücük ilçede satabildi. Ürünün fazlası elde kaldığı için seracılık da çok gelişemedi.

Selime Bacıgil (Abla ama ben ona bacı derim)  de kendi ihtiyaçları için domates, salatalık, biber gibi sebzeleri yetiştirmek üzere küçücük bir sera kurdular.

Yazları köye gittiğimde sebzemi perşembe günleri ilçenin pazarından alırdım. Sonraları seralar kurulunca Selime Bacıdan almaya başladım.

Selime Bacının tartı aleti yoktu. Selime Bacı olsun olmasın ya ben, ya bizden birileri gider, seradan gerektiği kadarını toplarız. Topladıklarımızı evde tartar, listemize miktarlarını ekleriz. Değerlerini de ilçedeki pazar fiyatıyla eşdeğer tutarız. Böylelikle çok taze ve kaliteli ürünleri seçerek almış oluruz.  Şunu da söyleyelim; bu ürünlerin yetiştirilmesinde en ufak bir yapay gübre de kullanılmamaktadır.

Tatilimiz bittiğinde köyden ayrılırken vedalaşmak için Selime Bacıya uğrar, listemizin gösterdiği ederi toplu olarak kendisine öderiz. Bu durum birkaç yıldır böyle süregelmektedir.

Bu uygulamayı Almanya’da, çilek ve meyve üreticilerinde görmüştüm. Orda da tüketici tarlaya girer, istediğini toplar, hatta meyvelerden istediğini yer, çıkarken topladıklarını tartar, değerini öder çıkar. Yani yemek serbest, topladıklarınızın bedelini ödersiniz. Tüketici ile üretici arasında bir güven, bir güzellik…

Bu alışveriş tarzımız Selime Bacı ile aramızda zaman zaman esprilere konu olmaktadır.

O BENİM DOMATES MÜŞTERİMDİR… 

Son birkaç yıldır Bursa’daki Ardanuç Cevizli (Eski adı Anagert) Köyü Kültür ve Dayanışma Derneği (AR-CEV-DER) “Harfana Gecesi” adı altında etkinlik düzenlemektedir. Geçmiş yıllarda da çağrılmıştım.  Bu dernek, 2018 yılı Ocak ayının son cumartesi günü yine bir gece düzenlemişti. O geceye müzik yapmak üzere ben de çağrılıydım.

Etkinlikle ilgili afişler genelde Artvinlilerin yoğun yaşadığı semtlerde kahvehane ve iş yerlerine asılır. Benim de birçok köylüm ve akrabam bu afişleri görür ve geceye katılırlar.

O günlerde Selime Bacı da bir rahatsızlığı nedeniyle Bursa’da çalışmakta olan oğlunun yanına gitmiş,  orda ameliyat olmuştur.

Annesi Kamile Hala da kış sezonunu geçirmek için Bursa’daki oğullarının yanındadır. Selime Bacı cumartesi günkü yapılacak olan gecede benim programımı öğrenince başka yakınlarımızla birlikte bu geceye gelmek istemiş. Fakat herkes “Sen hastasın, ameliyattan yeni çıktın, henüz iyileşmedin” diye karşı çıkmış. Özellikle de Kamile Hala, “Hastasın gidemezsin” diye diretmiş. Selime Bacı:

“Annem, bu Rasim var ya, benim en birinci müşterimdir. Şimdi ben bu geceye gitmezsem vallahi duyar ve benden bir daha domates almaz!” deyince Kamile Hala işin ciddiyetini anlamış:

 “Tamam tamam, ne haliniz varsa görün, ameliyat yerin yırtılırsa o zaman görüşürüz” diyerek gitmesine izin vermiş. O gün bu gündür hala bu olayı konuşur gülüşürüz.

Yeri gelmişken söylemek isterim.  Artvin’de yüzyılların geleneği olan bir dayanışma ve paylaşma kültürü vardır. Harfana geleneği de bu kültürün önemli bir parçasıdır. Adı geçen dernek bu yılki Harfana Gecesini 25 Ocak’ta  “152 Evler Mahallesi Eğitim Caddesi No: 5 Uğurlu Düğün Salonu Yıldırım/Bursa” adresinde gerçekleştirecektir.  Ben de sazımla sözümle, Ardanuçlu genç müzisyen, gitarist arkadaşım Görkem Yılmaz’ la katılıp o gecede beraber program yapacağız.

Katılımın ücretsiz olacağı, eğlence ve horonun yanı sıra yöresel yiyeceklerin de ikram edileceği bu geleneksel kültür gecesine Bursa’da yaşayan tüm köylülerimin, akraba, arkadaş ve dostlarımın katılmalarını bekliyorum.

Esen kalın, dostça kalın…