Özer Topçu

Beni halk seçtiyse istediğimi yaparım değildir demokrasi. Anayasaya uyacaksın. Yargı kararlarına uyacaksın.Halkın kabul gördüğü dinlere, mezheplere, yine halkın alt kimliklerine, üst kimliklerine, ırklarına, cinsiyetlerine, yaşlarına kadınına, çocuğuna saygı göstereceksin. Senin çok oy alman bunlardan birinden birine saygısızlık yapma hakkı vermez. Makamın tartışılır olur. Ben çok oy aldım diye kadı kıran baş kesen olamazsın. Mahkeme esnasında görüş bildiriyorsan, bir yerin hakimi savcısı oluyorsan, işgal ettiğin makam meşruluğunu yitirmiş olur. Demek ki, sen o makamı dolduramıyor ve de hak etmiyorsun. Çünkü sıraladığım şeylerin hepsi siyaset üstü değerlerdir. Bu sıralanan değerler hakkında senin, benim, onun, şunun, bunun, onların söz söyleme ya da söylememe hakkımız eşittir. O şu partinin başkanıdır, bu şu partinin başkanıdır, o meclis başkanıdır, bu bakandır, şu cumhurbaşkanıdır diye ortak değerler üzerinde daha çok söz hakkı yoktur. Hele hele bunlardan birinden birini diğerinden üstün görmek gibi bir hakkı da yoktur. Çok hevesliyseniz o makamı bırakıp, ister mezhepçi olursunuz, ister din düşmanı olursunuz, ister ırkçı olursunuz, ister halk düşmanı, ister hakim, ister savcı veya avukat olursunuz. Makamı işgal ederken taraf olamazsınız.

Tüm bunları devlet kendisi öğretmeli, öğrenmeyene de o yetki verilmemeli. Devlet terbiyesi diye bir şey var. O terbiyeyi almayacaksanız, makamlarınızı bırakacaksınız.
Cumhurbaşkanı sadece ve sadece uluslararası mahkemelerde ülkesi adına taraf olabilir. Ülkesi içinde olamaz. Oluyor ise demek ki, o işi hak etmiyor. Eğer bir davaya taraf oluyorsa, demek ki, cumhurbaşkanlığını beceremiyor. İstifa edip derhal
hukuk mektebi okuyarak davalarda temsiliyet yetkisi alıp, mutlu olacağı işi yapacak.
Trump’un ”mal varlığını açıklarım ha” demesi üzerine papazı serbest bırakmak bir skandaldır. Hani Eyyyy deyip. peşinden ”verin papazı alın papazı’ idi, ne oldu? Markel’in ”biz sarayı dinledik” demesi üzerine onun adamını da hapisten koyveriverdiniz…
Eeee, içeriye gelince şahin… Yok böyle yağma. Siz kanunlara uymazsanız, biz vatandaşların kanunlara uymaması meşrulaşır. Buradan da anarşi çıkar.
Kaç kişiyi mahkeme tahliye ediyor, hoop uyduruk gerekçelerle, kriptolarla tekrar at içeri… Kaldı ki kripto bir FETÖ öğretisidir.

Son tahlilde, saray mahkemeleri baskı altına almıştır. Dışarı çıkmasını istemediği kişileri tahliye eden hakim ve savcıların görev güvenceleri tükenmiştir.
Üniversitelerin hukuk hocaları, barolar, hakimler, savcılar eğer ülkelerini seviyorlarsa, mesleklerine azıcık saygıları varsa, çocuklarına, ailelerine küçücük saygıları varsa, bu topluma, bu halka karşı kendilerini sorumlu hissediyorlarsa, yapacak tek şey kalmıştır. Cübbelerini götürüp saraya bırakacaklar. Onurunu kurtarmak için bunu yapmak zor olmamalı. Tarihi zaten onurlu insanlar yazar.