Metin Gümüş

Eğer Biz dilemiş olsaydık, (elbette herkese) her bir nefse kendi hidayetini verirdik. (Ancak imtihan için insanları Hakk ile bâtıl arasında serbest bıraktık.) Fakat Benden çıkan şu söz gerçekleşecektir: “Andolsun, cehennemi cinnlerden ve insanlardan (inkâr edenlerle ve zalimlerle) tamamıyla dolduracağım.”
Secde 13 (Abdullah Ahmet Akgül meali)

“Eğer dileseydik, herkese hidayetini verirdik. Fakat benim, “Andolsun, cehennemi hem cinlerden hem de insanlardan dolduracağım” sözüm gerçekleşecektir.” Secde 13 (diyanet meali yeni)

“Şehitler Tepesi boş kalmayacak!”
(Recep Tayyip Erdoğan)

Yukarıda aktardığım ilk ifade bir kuran ayetinin iki farklı kaynaktan meali. 1.si İlahiyacı Abdullah Akgül ait meal. 2.si Diyanet işleri başkanlığının ‘yeni’ meali.

Görülfüğü gibi iki kaynağında üzerinde mutabık kaldığı ifade Allahın “cehennemi hem insanlardan hem cinlerden dolduracağım” sözü.

İlahiyatcı Akgül’ün mealini özellikle aktardım. Çünkü içinde yorumda barındırıyor. Diyanet mealinde yer alan “dileseydik herkese hidayetini verirdik” ifadesini Akgül hoca; “ancak insanları hak ile batıl arasında serbest bıraktık” diye bir yorum yaptıktan sonra Diyanet mealinde söylenen aynı şeyleri söyleyerek mealini bitiriyor.

Acaba öyle mi? İnsanlar hak ile batıl arasında tecih konusunda gerçekten serbest mi? Öyleyse eğer şeytanı nereye koyacağız?

Malum, şeytan tanrı tarafından lanetlenice bir kenara konmamış, insanları saptırma, doğru yoldan çıkarma görevine memur edilmiş.

O şeytan ki; tanrının en sevgili, en seçkin en kusursuz kulu ve Resulu Hz. Muhammedi bile kandırmış.

Buhari’den aktarılan bir hadise göre, (Tecrid hadis no: 555-556) Peygamber Necm suresini okurken 19. ayet: “Lat’ı Uzza’yı gördünüz mü?” 20.ayet: öbür üçüncüsü olan Menat’ı” Deyince devamında şeytan, Peygammber’in diline şunu atıvermiş (sokuşturmuş): ” onlar yüce turnalardır (ğaranik). Şefaatleri de elbet ki umulur.”demiş. Bunun üzerine bütün puta taparlar peygamberle birlikte secde etmişler. Burada Peygamberin Lat, Menat ve Uzza’yı övgüyle anan sözler Şeytan tarafından peygamberin diline ayet olarak sokuşturulmuş olduğu, bu sözler Tanrının değil Şeytan’ın ayetleri olarak görüldüğü için Kuran’dan çıkarıtılmış.(*) Bilahare şu ayet vayholunmuş:
“Senden önce hiçbir resûl ve nebî göndermedik ki, bir şey temenni ettiği zaman, şeytan onun bu temennisine dair vesvese vermiş olmasın. Ama Allah, şeytanın vesvesesini giderir. Sonra Allah, âyetlerini sağlamlaştırır. Allah, hakkıyla bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. Hacsuresi 52 (Diyanet meali)

Velevki, Tanrı’nın bütün kulları hidayetli davrandı ve günaha girmedi. Tanrı’nın “Cehennemi insanlarla dolduracağım” sözü boşa mı çıkacaktı? Bu olacak iş mi?
Elbette ki cehennemi dolduracak kadar insanın günaha girmesi gerekirdi. Bu yüzdendir ki Tanrı’nın elçilerini bile yoldan çıkaracak kadar donanımlı bir varlığın insanları günaha sokmağa memur edilmesi gerekiyordu. İşte bu varlık Şeytan-ı laindir.Yukarıda aktardığım “Şehitler Tepesi boş kalmayacaktır sözünü veren Reisimiz, sözünün yerde kalmaması için kimseye güvenmemiş, kimseyi memur etmemiş, şeytanın görevini bizzat kendisi üstlenmiştir.O tepenin boş kalmaması için elinden gelen her şeyi yapmaktadır. Sözünün arkasında dimdik durmaktadır.

Kabul etmek gerekir ki bu konudaki donanımı ile Şeytan’a bile pabuç bıraktırmaktadır.

(*) Hadisler Turan Dursun Din Bu 1 sayfa 105- 106 Kaynak Yayınlar 10. Baskı