Karga Gak Demeden
10-03-2020
Ömer ŞAN

Ne Oldi Şini?

Ciğerimiz yandı geçen hafta… Tek tek al bayraklar asıldı dış cepheleri sıvasız, taştan ve ufak tahtadan pencereleri olan Anadolu’nun bağrındaki köy evlerine! Koca-koca adamlar açıklamalar yapıyordu ve ardlarına ekleyerek ‘şehit’ vurgularını!

Huzur ve umuttu bekledikleri… Toprağa düşünce tohum en kötü anda dahi yaprağa yeşerecek. Biliyorlardı ammaaa… Olmasaydı çıyan! Köklerini kesip kurutan.

Ne oldu sonra? Operasyonlar başladı, yakılıp-yıkılacak, taş taş üstünde kalmayacaktı!

Bir anda bir Rusya ziyareti çıktı! En başından içindeydi kumpasın! Birliklerimizin koordinatları verilmişti ya, bombalar yağdırmışlardı…

Kalkıp gidildi Rusya’ya heyet olarak görüşüldü Putin’iyle ve ‘ateşkes’ imzalandı! Kiminle, Ruslarla? E, biz kiminle karşı karşıya gelmiş çatışıyorduk? Suriye’nin rejim güçleri, yani resmi devletinin resmi ordusuyla? Bu ‘ateşkes’ anlaşmasında Suriye veya Esad nerede? Ortada yok! Kimle ateşkes imzalandı, Rusya ile… O zaman düşman kimdi İdlib’de? Koordinatlar kimlere verilmişti?

Ulaaa, ne oliyi neeee? Biri desun da, ne oldi şini? Hane Moskova’ya Cuma namazi kilacağiduk? Yanacağudi İdlib? Kiyametleri koğacağudi? Ne oldi heee?

Yiktuk Rusya’yi titredi Putin!/ Yakti bu yureği tam da 41 can. Ne başta akil kaldi ne toprakta sin, Adı Vatan Topraği, Misak-ı Milli’n./ Ağladi analar tutmadi dizum./ Söyledi yalani yikti da sozum!/ Hep yeduk kafayi, sabir da bitti./ Gayri duzen tutmaz dilumuz bizum.”

Haaa bir de ne oldu biliyor musunuz? Tam da aha bu arada ha! Hayal dahi edilemeyecek rant hamlesi geldi! Kimden? Cumhurbaşkanı onayından. Sanki son vurgun gibi. Tam 14 milyon m2‘lik yayla alanı, yayla olmaktan çıktı!

Hele bir de buraya bakın… AKP iktidara geldiğin 2002’de, 41 milyon 196 bin hektar alanda tarım yapılıyordu. Bu alan, 2019 sonu itibariyle 37 milyon 712 bin hektara düşmüş durumda. Toplamda 35 milyon dönüm arazi şu anda işletilmiyor. Sadece 2019 yılında 850 bin dönüm tarım arazisi üretimden çıkarıldı. Buyurun!

Başka ne oldu? Yaptıkları haberden dolayı Gazeteci Barış Terkoğlu tutuklandı! Gazeteci Barış Pehlivan tutuklandı! Gazeteci Hülya Kılınç tutuklandı! Gazeteci Murat Ağırel, önce şartlı serbest bırakıldı, sonra bir sabah çağrıldı, akşamında tutuklandı! Aynı durumdaki Gazeteciler Y.Yaşam Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ferhat Çelik ve Sorumlu Müdürü Aydın Keser, ‘adli kontrolle’ serbest kaldıktan sonra tutuklandı!

Ama… Nerede bir yavşak, hain, hırsız, satılmış emperyalist uşak varsa; Bu ülkenin dört bir köşesinde dolaşıp, bu toprakları canlarıyla vatan yapanlara ve O’nların izinden giderek ülkenin geleceği adına endişelenen bu insanlara, iftira ve yalanlarla hakaret ediyor, konferans veriyor.

Tuz kokar, su çürür!.. Söz kifayetsiz kalır!

Bir başka Gazeteci İsmail Saymaz uyarıyor… “Bir cenaze haberinden ötürü namuslu gazeteciler kuşluk vakti evleri basılıp tutuklanıyor. İnsan merak ediyor: Erzincan’da MİT basılıp üç vatansever istihbaratçı yaka paça tutuklanırken neredeydiniz? Kaşif Kozinoğlu, cezaevinde can verdiğinde neden sustunuz” diye!

Yahu bakın hele bakın, bu ülkenin bütün mahremiyetinin bulunduğu ‘Kozmik Oda’ya girildi, Kozmik Oda’ya haaa! Yetmedi, ordu savaştayken, birliklerinin koordinatları düşmana verildi yahu? Ne anlatıyorsunuz? Girdirenler, girenler, verenler hala görevlerde, ne anlatıyor birileri hala he?

Gelelim bizim yan tarafa… Geçen hafta içinde iki Trabzonlu bir araya geldi. Sunay Akın, programına konuk ettiği Volkan Konak ile söyleşti. Ama o da ne, ayıbın da ötesine geçti söyleşi! Konak, anlattığı gibi anımsayabilir ama bu dünyaya bunca az zamanda koskocaman bir yürek bırakan Sevgili Kazım Koyuncu, ne Rize Pazar’da okudu, ne de anlattığı şekilde tanımlı biri olmadı! Ayıptır bu kadar kasılmak. Sunay Akın da bilsin!
Ve ayrıca Konak’ın, “Yürü git, dedim. Verem misin nesin” ifadeleri de çok ayıptır! “Para vardı da doktora mı gitmedik” sözleri ise hastalığı ile başından beri, ‘Ha kanser, ha konser’ diyerek dalga geçen Kazım’ın değil, Konak’ın kendi yakıştırmasıdır! Ki, bu gene çok ayıptır. Yazdık köşeye…

Bir ‘CoronaVirüs’tür  gidiyor! Çin’den başladı dünyaya yayılıyor! İran, Cuma’ları yasakladı, Araplar Kabe’yi kapattı, Gürcistan alarm verdi ama bizde tık yok! Uçak İstanbul’a giderken Ankara’ya indirildi, dut pekmezi, rakı-şarap derken kaldık öyle? Eski gazeteci ve milletvekili Melda Onur soruyor, “Corona Virüsün ülkeye girişinin yasaklandığı KHK’nın Tarih ve Sayı No’sunu bilen varsa gönderir mi lütfen” diye! Sahi sizde var mı?

Bakın, 8 sene önce Oktay Sinanoğlu ne diyordu: “Bana soruyorlar seni niye gizli cemiyetlere üye yapmadılar? Biz de dedik ki, arkadaş bizim gördüğümüz şimdiye kadar buralara alınmanın iki şartı var: vasıfsız olacaksın, bir de şerefsiz olacaksın. Yani bunlara baktığınız zaman bu adamların tek başına böyle bir cemiyet tarafından pohpohlanıp bir yerlere getirilmeden adam olacak ne bir yetenekleri vardır, ne de kendi başlarına fikirler üretecek, bir şeyler yapacak bir davası olmak gibi özellikleri yoktur. Bunlar plastikten adamlardır. Bu plastik adamlar vasıtasıyla işler yürütülür. İşte bir ülke içinden böyle fethedilir. Bunlar da dışarıda yayın yaptık diye övünürler. Ondan sonra da Türkçeyle bilim yapanı cezalandırırlar.”

Geçti ya 8 Mart! Sınıfa karşı sınıf, faşizme karşı birleşme günüdür! New York’lu kadın tekstil işçilerinin, ‘sendikal haklar ve oy hakkı’ mücadelesinde yanan canların… Ve bizim, bu toprakların bağımsızlık mücadelesini veren kadınlarımızın anmasıdır ha, bilin! Saygıyla…