Kapitalizm bir sonraki aşamaya geçiyor. Bunu da bir virüs salgını ile çok başarılı bir şekilde(!) insanları paniğe sürükleyip, korkutup, sindirmek yoluyla yapıyor.

Peki nedir bu yeni dünya düzeni?
İnsanların sınıflara keskin biçimde ayrıldığı, steril alanlar ve “ölümü gösterip sıtmaya razı” bölgelerin oluştuğu, insanların kendilerini steril alanlara atmak için sistemin köpeği olacağı bir düzendir. İnsanlar her açıdan robotlaşacak, belki isimler gidip numaralandırılacaktır gelecekte. Düşünmek, örgütlenmek, sistemi yargılamak kesinlikle yasak olacak, belki de insanlara çipler takılacak ve çeşitli ilaçlarla mallaştırılacak, en vahimi de bu boktan sistemin yine en büyük savunucusu olacaklardır. Mutasyona uğramış, dozu artmış bir “stockholm sendromu(!) ”

Peki nasıl oluşacak bu sistem?

Bugünlerde temeli atılıyor, dünya halkları deneniyor. Salgın vasıtasıyla evlerine kapatılarak, sokağa çıkmaları engellenerek , toplu olarak bulunacakları organizasyonlar iptal edilerek insanlar toplum değil birey olmaya kanalize ediliyor. Çünkü sistem gelecekte oluşabilecek tehlikeleri biliyor ve tehlikeleri bilinçli bir şekilde ortadan kaldırıyor.

Nedir o tehlike ?

Geçmişte de olan, gelecekte de olacak o büyük tehlike, sokağa çıkan , bir araya geldiğinde kollektif akılla düşünen, itiraz eden, haksızlığa karşı ayaklanan , örgütlenen toplumdur.  Bu tehlikeyi komple ortadan kaldırmak, insanları korkutup sindirmekle başlar önce . Sonra bu korku bir kültür haline getirilir. İnsanlar bu korku kültürü ile yaşamaya alıştırılır.

2. aşama, şu anda da hızla dijitalleşen dünyayı her aşamada tamamen dijitalleştirmek ve yeni bir sanayii devriminin yolunu açmaktır. Bu aşamada artık her şey dijital olacak ve dünya parçalı ulus devletler tarafından değil , küresel bir üst akıl tarafından yönetilecektir. O üst akıl, kapitalizmin evrim geçirmiş son halidir ve dünyayı yönetmek için kağıt paraya ihtiyacı yoktur artık . Peki nasıl olacak kağıt para olmadan ? Cevabı hepimiz biliyoruz aslında : Bitcoin ! Yani dijital para ! Bilen biliyor . Uzun zamandır zaten tedavülde . İnternetten altın gibi , hisse senedi gibi alınıp satılabililiyor . Bir diğeri kredi kartı ! Bu da dijital bir para aslında, ortada elle dokunabildiğiniz bir kağıt veya madeni para yok . Hatırlayalım , bu virüs salgınında hemen çin kağıt paraları değiştirmekten bahsetti ve insanlarda kağıt para üzerinde virüs dolaşıyor diye bir tiksinti kampanyası başladı ! Şimdi “para,  kağıt olsa ne olur dijital olsa ne olur “diyenleri duyar gibi oluyorum . Çok şey olur ! Kağıt parayı kontrol edemez, üzerine bir çip takamazlar . Ama harcadığın her dijital parayı adım adım takip edebilir, seni her yerde fişler , izini bulur, eğilimlerini kaydeder, seni bir robot gibi kodlar , takip ederler.

Bir sonraki aşama emeği dijitalleştirmek, robotlara üretim yaptırmak ve %100 otomasyona geçmektir. Bu aşamaya çoktan geçildi zaten . Dijital zeka , akıllı yazılımlar çoktan hazır ve geliştirmeye devam ediliyor . Gelecekte artık insanların yaptığı çoğu işi akıllı yazılımlarla donatılmış robotlar yapacak . İnsan emeğini hiçe sayan vahşi kapitalist düzen artık robotları öne sürerek insanı tamamen seçenek dışı bırakıp pasifize edecek.

Dünyada daha tehlikeli virüsler ve hastalıklar varken ölüm oranı % 2 -3 olan bir virüsü küresel bir kampanya ve gerçekte sahiplerinin kim olduğunu bildiğimiz küresel medya devleri sayesinde parlatıp, 24 saat yaptıkları haberler ile insanların beynini yıkayıp korkutan ve sindiren bu yeni kapitalist üst akıl,  çok kısa sürede amacına ulaştı ne yazıkki . Etrafınıza bir  bakın . Herkes korku ve panik içinde. Okullar tatil edildi ve yakında uzaktan eğitim başlanacak . Nasıl olacak bu ? İnternet ve TV yoluyla ! Bakın işte ! Bu da bir dijitalleşme provası ! Evde otur ey çocuk, robotlaş ve YouTube ‘da matematik videosu izle ! İşe gitme kardeşim , evden bilgisayar yoluyla çalış !

Yanlış anlaşılmasın. Bir hastalık , virüs yok demiyorum . Var . Ama planlı bir şekilde var . Daha önce de kuş gribi ve domuz gribi furyasında olduğu gibi var . Kuş gribi zamanlarını hatırlayın . Aynı bu şekilde bir kampanya yürütüldü. İnsanlar korkutuldu. Hatırlayalım, en ücra köylerde bile insanlar kümeslerindeki tavukları katledip, üzerine kireç döküp gömmüştü. Küresel sermayenin güdümündeki “Dünya Sağlık Örgütü” o zamanlarda kırmızı alarm verip ortalığı ayağa kaldırmış , “sonra aşısını bulduk,çözdük “ demiş hatta çok iyi hatırlıyorum “pardon , biraz fazla abartmışız bu kuş gribini “ de demişti! . Bu seferde öyle yapacaklar ! Aradan belli bir süre geçince “salgını önledik. Çaresini bulduk . Bundan sonra sadece bize inanın, bize güvenin” diyecek ve bundan sonra daha da ileri gidip “ gelin derinizin altına bir çip takalım. Ne zaman vücudunuza bir virüs girerse , bip sesi çıkarıp dijital olarak bize bildirsin “ diyecekler !

Sonuç olarak benim inancım şudur ki yukarıda değindiğim gibi şu an yaşadığımız bu virüs salgını bu yeni kapitalist dünya düzeninin bir provasıdır ve bilinçli ve planlı bir şekilde yönetilen kontrollü bir süreçtir. Biz, yani bilinçli insanların yapması gereken ise paniğe sürüklenmeden ama bu sırada da rehavete kapılmadan virüse karşı bazı kişisel tedbirleri almak ve insanlıktan çoktan çıkmış bu vahşi, “yeni kapitalist dünya düzeni” heveslilerinin oyununa gelmemektir.

Tabloya her zaman uzaktan bakalım, asıl o zaman gerçekleri görürüz, aksi halde küresel sermayenin güdümündeki medyanın yaptığı haberlerin oyuncağı oluruz . Unutmayalım ki sadece ülkemizde değil dünyanın her yerinde medya bağımsız değildir ve yukarıda bahsettiğim üst aklın güdümündedir. Ve bu medya, o üst akıl neyi nasıl isterse o şekilde haber yapar ve insanları bin bir türlü yalanlara inandırmaya çalışır.  İşte dünyadaki tek gerçek budur !

Barış Arifoğlu