Karga Gak Demeden
28-04-2020
Ömer ŞAN

Nesini Diyelim, Etraf Dolu!

Agresif görünen oyuncu Nejat İşler bir ara demiş ya… “Çirkin doğabilirsin ya da güzel. Hatta engelli bile doğabilirsin ama yavşak doğamazsın! Yavşaklık kişisel bir seçimdir!..” Diye…

Hem de nasıl! Bir de var ya bedavadır yavşaklık ha, sınırı da yoktur… Onun içindir ki bazıları farkına varmaz o derece yavşaklığının!

Bakın, etraf dolu…

Habu kada insan, topyekun toplanmiş, dunyanun belasi bi koronalan uğraşiyi, çikayi Rize’den bi zurna, her daim olduğu gibi iktidara yalama olmak içun, muhalefet patisine hakaret edeyi…

Ula turki demeğu dahi beceremiye zibidi… Ola her dönemun yavşamiş dallamasi, oğune sen bi gendi ustundeki ‘def-i hacet’leri temizle bakayim…. Ağuzina vurmiş kokisi! Zurut efendi!

Bazıları bu ‘şey zat’ için ‘zekasını konuşturdu’ demiş! Yanlııışşş… Olmayan şey konuşmaz, konuşturulamaz!

Birkaç kez yazdık, uyardık… Üretimsizlik, gelecek için sinyal veriyor, tehlike çanları çalıyor! Depolarda, silolarda yeterli ürün var, denerek aşamazsınız kıtlığı! Bu yıl en az geçen yılın yarısından daha fazla üretim yapmamız gerekirken; geçen yılın da altına düşme ve sonrasında kıtlık tehlikesi görünüyor!

Derhal bir ‘Tarım Müdahale Kurulu’ oluşturulmalı ve tüm tarım ürünlerinin üretimi teşvik edilerek, üretici borçları silinerek, bu dönemdeki masrafları karşılanmalı ve ürün alım garantisi verilmelidir!

Sora demedi demayun!

E tabi de çay var önümüzde! Yaş çay kampanyası Mayıs 15’i bulur bulmaz açılacak! Üretici bahçe temizliği, gübreleme ve budama gibi işlerle uğraşarak hazırlık yapma planları yaparken, korona yasakları geldi. İzinler iptal edildi, illere girişler kapatıldı…

He, önlemler var, hastalık yayılmasın! İyi de, kendi yurttaşını kendi memleketine ulaştıramayan idare, neyi idare eder? Yurtdışından getirilen vatandaşlar için yapılan girişimlerin onda birine halledilir bu sorun! Çok açıklama yapıldı, herkesin aklı karıştı…

Çay üreticileri ve sektör paydaşları da bir araya gelerek, ‘Çayda Acil Çözüm’ sloganıyla taleplerini sıraladı. Hem üretici, hem çalışan, hem de sektör içinde bulunanlar aynı zamanda bu çağrılarını, www.caydaacilcozum.org adlı web sitesi üzerinden de imzaya açtı… sosyal medyada ise #CaydaAcilCozum ile paylaşımlara başladı.

Çaykur ne yaptı? İl dışındaki üreticilere illere girme yasağı geldiğini bile bile, budama yapmayan üreticilerin çayının alınmayacağını açıkladı. Sonra bir dizi korona önlemi ve son olarak sezona hazır olunduğuna dair mesaj!

Tam bunlar olurken ne oldu?

Çaykur’un 3 yıllık zararının 1,5 milyar Liraya ulaştığı açıklandı! Ve Varlık Fonu’na devredildikten sonra sürekli zarar ettiği, toplam borcun ise 3,5 milyara ulaştığı açıklandı…

Yani, buyurun bir Çaykur’un zararı hikâyesi daha…

Bakın, Çaykur giderse Doğu Karadeniz gider! Bölge ekonomisi çöker, ülke ekonomisi sekteye uğrar!

Ayrıca Çaykur, kâr hedefli bir ticari işletme değil, bölgenin sosyokültürel yapısını ayakta tutan stratejik bir kuruluştur! Bu nedenlerledir ki Satılamaz, Özelleştirilemez!

***

“Havada gri bulutlar/ inceden çiseliyor/ yağmura yüklemiş/ ölümcül geleceği/ yirmi altı nisan/ patlamış insan/ insanın yaptığıyla/ otuz dört yıl önce/ binler bekerel/ bir Çernobil…” Diye not etmişiz tarihi, 26’sında!

Evet, bundan tam 34 yıl önce patladı Çernobil… Derelerin Kardeşliği Platformu, bu yıldönümümde ‘Ha Çernobil, ha Korona’ açıklamasıyla yaşananlara, doğal yaşam alanlarının katline dikkat çekti!

Sadece dünya değil, ülkemizdeki doğal alanlara yapılan saldırılara, HES ve taşocakları, maden aramaları gibi çalışmalara dikkat çekilen açıklamada;

“Doğa intikam almaz, kin tutmaz, her ne olursa olsun yaşatmaya, yaşamı sürekli kılmaya, var etmeye çaba gösterir! Ve bunu kendini yenileyerek, dengesini yeniden kurarak yapar. İnsanlık, kendi kendine yaptığı kötülüğün/ ihanetin cezasını çeker veya sonuçlarını yaşar ve bunu da kendine yediremez ve suçu doğaya atmaya çalışır, ‘doğal afet/felaket’ der! Aynı bugün olduğu gibi…

Hangisini diyelim?.. Etraf dolu!

Ama yitirmedik umudu… “güneşe/ hep güneşe/ neşe/ güne neşe/ hep güneşe/ yarına/ umut düşe/ düşe, güneşe/ hep güneşe/ güneşe/ düşe!..”

***

Atatürk’ün vasiyetini, İş Bankası’na CHP üzerinden saldırarak çiğneyip, hisselere konmak isteyen AKP; bunu başaramayınca, temettü gelirlerine konabilmek için kurumlara kukla atama yapmaya başladı! Ensar’cının Türk Tarih Kurumu’na atanmasını esası budur! Not edelim buraya…

Esnaf, sanayici, köylü, işçi, memur, çiftçi, bakkal, market, balıkçı, emekli… Bakın, bakın… Tren değil, seni sömüren: Şeker fabrikalarının özelleştirilmesi sürecinde başrolü oynayan ABD’li Cargill şirketine yüzde 70 vergi muafiyeti getirildi… Nasi, hoşunuza gideyi mi?

“Umudun aydınlığında,/ güzel günler görelim diyedir/ bunca yaşama çığlığı…”