Bilal Kayabay

ŞEHİR KÂRHANELERİ

Şehir hastanesi adıyla yapılanlar, hastane değil, kârhanelerdir.
Öyle kârhaneler ki müşterileri, can derdine düşmüş insanlar. Büyük bir kesiminin de geçimi  dardır.
İşin acıklı yanı da bu zulmün mimarlarını seçen ve memleketin içine ettiren de onlardır.

Hizmet, yurttaşlara hizmet değil, bedensel, zihinsel, cepsel işkence eziyet ve şiddettir. Bu nasıl bir zihniyettir.

Yurttaşlara hizmet etmek isteyen şehir hastanesi denen zulüm, soygun haneleri yerine, semp hastaneleri yapar.

Duydunuz mu ey muhalefet yaptığını sanan damdagezenler. Halkın karşısına, ele avuca gelir, dişe dokunur eylem planları ile çıkın.

Memleket yağmalanırken, laf üretip seyrettiniz. Sonuç olarak,hem ülke kaybetti hem de siz.

YUMURTA MESELESİ

Çürük yumurta kafalı malûm heriflerden biri, yurttaşa  “Yumurta kafalı” demiş.

Yumurtanın içinde, mucizevi bir  hayat var, eğer çürümemişse sizinki gibi, anladın mı kazkafalı.

İnsan olan insanlar, iyi biliyor, sizi kimler yumurtladı, hangi kuluçkadan çıktınız, hangi şıhlar
“bademledi.”

İşte bu durumlarda söyleniyor: “İte baak, havladığı yere bak.” meseli.