DİLİN BİLİNMEZLERİ  2

“Ne akla ne mantığa sığmaz.”
Bu, düşünülenin tam tersini söyler.

“Ne akla ne mantığa sığmaz”
ikisini de sığar anlamı taşır.
Oysa, söylenmek istenen, ikisine de sığmaz.

Dilin de matematiği vardır. İki “ne”
iki eksi. Çarpımları, artı eder. Sonra gelen “sığmaz” da eksi. Artı ile eksinin çarpımı eksi olur.  “Severim” artıdır. Artı ile artının çarpımı artıdır.

eksi × eksi = artı × eksi = eksi.
eksi × eksi = artı × artı = artı

Yani, düşünüleni doğru dile getirecek söz: “Ne akla ne mantığa sığar.”

Benzer bütün anlatımlar için geçerlidir. Saygımla efendim.

DİLİN BİLİNMEZLERİ 3

Dil, doğal, canlı bir varlıktır. Evreniyle, doğasıyla hayatı anlatır. Yaşamda var olan her cismin, her durumun, her halin dilde bir karşılığı vardır.

O argo, bu ayıp, şu küfür derseniz, dili, Hoca Nasrettin’in kuşuna çevirirsiniz.
Hani, Hocaya mal edilir: Leyleğin gagasını, bacaklarını keser ‘Hah, şimdi bir kuşa benzedin” der ya işte aynen o hesap.

Daha önce de yazdım birkaç kez. Küfür, yerinde söylenmeyen sözdür.

Halk düşmanı, kişisel çıkarları, ihtirası yüzünden, insanlara zulmeden, ülkeyi satan, yaşamı çekilmez kılan: yurdu, ulusu için inanılmaz işler yapmış, yurtseverliği, büyüklüğü, düşmanları tarafından bile kabul edilmiş insanlara sövüp sayan, olmadık iftiralar atan
soysuzlara, sayın demek, övgüler düzmek, bütün bir topluma küfretmektir.

Hurafe bataklığında debelenen din tacirine âlim ulema demek, akla, bilime, bütün insanlığa küfretmektir.

Gözleri, yuvasında sönmüş görme engelli birine, ne kadar güzel gözlerin var demek, o insana küfretmektir.
Sayın sayabildiğiniz kadar.

Bırakın şu dili kuşa çevirip değerleri, kavramları tersyüz etmeyin. Edepli olacaksanız, önce, varlığın kimliği olan dile karşı edepli olun. Edep adına en büyük edepsizliği yaptığınızı görün artık.