Hay ben bu yüreğime kurban olayım. Bütün doğrularımı ona, borçluyum.

Ne kadar abuk sabuk işim varsa, topluma akıl diye dayatılan akıl denen güdüleme aracındandır.

Söz gelimi, şu sistemin topluma sanatçı diye kakaladığı asalakların hangisine ısınmadı, uzak durduysa hep haklı çıktı. Kurban olunmaz mı böyle yüreğe.

Kendi ebleh akıllarına bile ziyan işler yapanlara köpeklik yapan adı sanatçı

olan sefil yaratıklara bakın, anlarsınız, ne diyorum. Eskiler bu duruma ” Hissikablel vuku” derler, tam Türkçesi, önsezidir.

Hepimizin, özellikle çocuklukta en çok duyduğumuz sözdür; “Akıllı ol.”

İstenen, yüzyıllardır, irili ufaklı bütün erk sahiplerinin çıkarlarına uygun davranmak; sürüye katılıp düzen çarkının bir dişlisi olmaktır.

İyiden güzelden yana ne varsa bugün dünyada, bu dayatmalara kafa tutan aykırılara borçludur, insanlık.

Bu dayatmaya karşı, çocukluğumuzda bir tekerlememiz vardı: Akıl akıl, gel, fikime takıl. Ne güzel dermişiz.

ANLAŞILDI VEHBİ’Nİ KERRAKESİ

ABD, PYD – YPG’ye her türlü sağlık desteği veriyor, vermeyi de sürdürecek açıklaması yaptı.

İnsanlarımız, maske malzeme diye meleşirken,  Amerika’ya iki uçakla gönderilen sağlık araç gerecinin, aslında nereye gittiğini anladınız mı.

PKK’nin Suriye uzantısı dedikleri PYD, YPG’ye doğrudan gönderip ahaliyi kandırmaları her zamanki kadar kolay olmazdı.

Çözümü, kıymetli dostları, Trump buldu. Malzeme, ABD’ye gidecek oradan da PYD – YPG’ye. Anlayacağınız, ABD, paravan olarak kullanıldı.

Yardımın asıl adresi, sözüm durdurmak için çocuklarımızın, halkın aş – ekmek parasının harcandığı “terör örgütlerine” yardım için seferber oldular.

“Bekası” teranesinin, neyin nesi, kimin bekası olduğunu beyni olanlar düşünsün, gayri. Ne diyordu atalar: Gizli boğasıyan inek aşikâra buzağılar.

Heyy, fıçıyla mermi gösterip, insanla tehdit etmeye yeltenen ödlek yavşak, adresi şaşırırsan, uygun bir yerine sokarlar o silahı.

Bilal Kayabay