78’liler derneği Artvin Şubesi Yönetim kurulu adına anma etkinliği kapsamında bir açıklama yapan Başkan Seyfettin Altıkulaç, 6 Mayıs 1972 yılında idam edilen Deniz gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ı anan bir basın açıklaması yaptı. Coronavirüs salgını mücadelesi kapsamında yazılı olarak yapılan basın açıklamasında şu ifadelere yer verdi;

“Özgürleştirmek istedikleri ülkenin yargıçları tarafından dar ağıcına gönderilen devrimci gençlik liderleri Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ı idam edilmelerinin üzerinden 48 yıl geçmesine rağmen asla unutulmadı. Türkiye tarihinin bir dönemine damga vuran Gezmiş ve arkadaşları günümüzde de entiemperyalzme karşı ölümüne, canları pahasına direnen ve bu yolda asla boyun eğmeyip canlarını veren üç fidan olarak demokratik birlikteliğin, kardeşliğinin’ sembol isimleri olmaya devam ediyor.

‘Üç Fidan’ olarak hafızalarda kalan devrimci gençlik hareketinin önde gelen liderlerinden olan Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan 48 yıl önce 1972’nin 5 Mayıs gününü 6 Mayıs’a bağlayan gecede idam edildiler. 12 Mart 1971 Muhtırası’ndan üç gün sonra Yusuf Aslan Sivas Şarkışla’da, Deniz Gezmiş 16 Mart 1971’de Gemerek’te ve Hüseyin İnan da 23 Mart’ta Kayseri Pınarbaşı’nda yakalanmışlardı. Ankara Sıkıyönetim Mahkemesi’ndeki yapılan yargılama sonunda Deniz Gezmiş, Yusuf Arslan, Hüseyin İnan hakkında idam kararı çıkarıldı. İdam kararında İsmet İnönü ve Bülent Ecevit direnmiş, Süleyman Demirel ise idam kararını kabul etmişti. İdam edilenlerden Deniz Gezmiş, 1965’ten sonra, Türkiye’de gelişen gençlik hareketinin önemli önderlerinden ve Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu’nun (THKO) kurucu ve yöneticilerindendir. 1965’de Türkiye İşçi Partisi’nin (TİP) Üsküdar İlçe Örgütü’ne üye oldu. İlk kez 31 Ağustos 1966’da Ankara’dan İstanbul’a yürüyen Çorum Belediyesi temizlik işçilerinin Taksim Anıtı’na çelenk koymaları sırasında işçileri destekleyen ve Türk-İş yöneticilerini protesto eden gösteri sırasında gözaltına alındı.
ÜNİVERSİTE YILLARI:
7 Kasım 1966’da İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne girdi. Ardından 19 Ocak 1967’de Türkiye Milli Talebe Federasyonu (TMTF) binasının yebd-i emine verilmesi sırasında çıkan olaylarda yakalandı ve bir gün sonra iki arkadaşıyla çıkarıldığı mahkeme tarafından serbest bırakıldı. 22 Kasım 1967’de öğrenci örgütlerinin düzenlediği Kıbrıs Mitingi sırasında Aşık İhsani ile birlikte ABD bayrağını yaktıkları gerekçesi ile gözaltına alınıp daha sonra serbest bırakılan Deniz Gezmiş, Hukuk Fakültesi’nde birlikte okuduğu arkadaşlarıyla birlikte 30 Ocak 1968’de Devrimci Hukukçular Örgütünü kurdu. 7 Mart 1968’de İÜ Fen Fakültesi konferans salonunda düzenlenen AIESEC genel kurul toplantısında konuşma yapan Devlet Bakanı Seyfi Öztürk’ü protesto ettiği için tutuklandı. 2 Mayıs’a kadar tutuklu kalan Gezmiş, 30 Mayıs’ta 6. Filo’yu protesto ettiği için yargılandı ve beraat etti.
6. FİLO EYLEMİNDE ÖN SAFLARDAYDI:
Öğrenci eylemleri içinde etkinliği giderek artan Deniz Gezmiş, 12 Haziran 1968’de İstanbul Üniversitesi’nin işgal edilmesinde önderlik etti. İşgal Konseyi adına İÜ Senatosu ile Baltalimanı’nda yapılan görüşmelere katılan öğrenci heyetinin içinde yer aldı, öğrenci haklarının elde edilip işgalin sona erdirilmesinde etkili oldu. İşgalden kısa bir süre sonra İstanbul’a gelen 6. Filo’yu protesto eylemlerinde yer alan Gezmiş, 30 Temmuz’da bu eylemlerden dolayı tutuklandı ve 20 Eylül’de serbest bırakıldı. Ekim 1968’de eylemlerde birlikte olduğu Cihan Alptekin, Mustafa İlker Gürkan, Mustafa Lütfi Kıyıcı, Devran Seymen, Cevat Ercişli, M. Mehdi Beşpınar, Selahattin Okur, Saim Kurul ve Ömer Erim Süerkan’la birlikte Devrimci Öğrenci Birliği’ni (DÖB) kurdu. 1 Kasım 1968’de TMGT (Türkiye Milli Gençlik Teşkilatı), AÜTB, ODTÜÖB ve DÖB’ün başlattığı Samsun’dan Ankara’ya Mustafa Kemal Yürüyüşü’nü düzenledi. Ardından 28 Kasım 1968’de ABD Büyükelçisi Kommer’in gelişi sırasında Yeşilköy Havaalanı’nda düzenlenen protesto gösterileri nedeniyle tutuklandı ve bir süre sonra serbest bırakıldı. İstanbul Üniversitesi’nde sağcı görüşlü öğrencilerin 16 Mart 1969’da girişmiş olduğu hareketlere öğrenci kitlesiyle birlikte karşı koyan Gezmiş, bu eylemi gerekçe gösterilerek 19 Mart’ta yeniden tutuklanarak 3 Nisan’a kadar hapis yattı.
FİLİSTİN SÜRECİ:
31 Mayıs 1969’da İÜ Hukuk Fakültesi öğrencilerinin, reform tasarısının gerçekleşmemesini protesto için giriştikleri işgale önderlik etti. Üniversitenin kapatılıp, polise teslim edilmesi nedeniyle çıkan çatışmalarda yaralandı. Hakkında gıyabi tutuklama kararı olmasına rağmen hastaneden kaçan Gezmiş, Haziran’ın sonunda Filistin’e gitti. Filistin’e gitmeden önce 23 Haziran 1969’da TMGT’nin topladığı 1. Devrimci Milliyetçi Gençlik Kurultayı’na kendisi gibi haklarında tutuklama kararı olan FKF Genel Başkanı Yusuf Küpeli ile birlikte bir mücadele programı gönderdi. Eylül’e kadar Filistin’de kamplarda kalan Deniz Gezmiş,1 Eylül 1969’da, ‘üniversiteyi işgal’ ettiği gerekçesiyle Hukuk Fakültesi’nden ihraç edildi. Hakkında tutuklama kararının olduğu bu dönemde gazetecilere gizlendiği yerden demeçler verdi. 23 Eylül 1969’da Hukuk Fakültesi’nde olduğu sırada haber verilen polislerin de fakülteye gelmesi üzerine teslim olan Gezmiş, 25 Kasım’da serbest bırakıldı.
THKO’NUN KURULUŞU:
Yıldız Devlet ve Mühendislik Akademisi’nde Battal Mehetoğlu’nun sağcılar tarafından öldürülmesinden sonra okulda yapılan aramada, ele geçirilen dürbünlü bir tüfeğin Gezmiş’e ait olduğu öne sürülerek hakkında yeniden tutuklama kararı alındı. 20 Aralık 1969’da yakalanan Gezmiş, kendisiyle birlikte tutuklanan Cihan Alptekin’le birlikte 18 Eylül 1970’e kadar tutuklu kaldı. Bundan sonra öğrenci eylemlerinden uzaklaşarak, mücadelesini değişik alanlarda sürdürdü. Sinan Cemgil ve Hüseyin İnan’la birlikte THKO’yu kurdu. 11 Ocak 1971’de THKO adına Ankara İş Bankası Emek Şubesi’nin soygununu gerçekleştirenler arasında yeraldı. 4 Mart 1971’de dört ABD’li erin Balgat’taki Tuslog Tesisleri’nden kaçırılması eyleminde de bulundu. Kaçırılan erler daha sonra serbest bırakıldılar.
YAKALANIŞ VE İDAM:
12 Mart darbesinin ilk günlerinden sonra Yusuf Aslan ile birlikte Sivas’a gitmekteyken motosikletleri bozuldu. Bir ihbar sonucu polislerin gelmesi üzerine çıkan çatışmada Aslan ile birbirlerini kaybettiler. Aslan o esnada, Gezmiş ise 16 Mart 1971 salı günü Sivas’ın Gemerek ilçesinde etrafı sarılarak yakalandı ve Kayseri’ye getirildi. Buradan Ankara’ya dönemin İçişleri Bakanı Haldun Menteşeoğlu’nun makamına götürüldü. Menteşeoğlu, Gezmişi makamında sorguladı. Mahkemesi 16 Temmuz 1971 günü Altındağ Veteriner Okulu binasında Tuğgeneral Ali Elverdi başkanlığında Baki Tuğ savcılığında Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı 1 no’lu Mahkemesi’nde başladı ve 9 Ekim 1971 günü bitti. Deniz ve arkadaşları 16 Temmuz 1971’de başlayan THKO-1 Davası’nda TCK’nin 146. maddesini ihlal ettiği gerekçesiyle, 9 Ekim 1971’de 146/1 idam cezasına çarptırıldı. İdam cezaları o zamanlar senato tarafından onaylanmak zorundaydı.
İsmet İnönü ‘Siyasi suçlar idamla cezalandırılmamalıdır’ diyerek Bülent Ecevit ile birlikte red oyu kullanır. AP genel başkanı Süleyman Demirel ise infazdan yana oy kullanır. Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan ile birlikte 6 Mayıs 1972 tarihinde, gece 1:00-3:00 arası, Ankara Merkez Kapalı Cezaevi’nde asılarak idam edildi. İdam edildiklerinde Deniz Gezmiş ve Yusuf Aslan 25, Hüseyin İnan ise 23 yaşındaydı. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının 1969’da öldürülen Taylan Özgür’ün yanına gömülme isteği, yerine getirilmez. ve apartopar gömülür.
DENİZ GEZMİŞ’İN YOLDAŞLARI
Deniz Gezmiş ile birlikte idam edilen yoldaşı Hüseyin İnan ise 1949 yılında Kayseri’nin Sarız ilçesine bağlı Bozhüyük köyünde doğdu. İlk ve orta okulu Sarız’da, liseyi Kayseri’de okudu. 1966’da ODTÜ İdari Bilimler Bölümü’ne kayıt oldu. Aynı dönemde, gerek İstanbul ve Ankara, gerek İzmir ve diğer yörelerde anti-emperyalist eylemlere katıldı. 6. Filosuna yönelik eylem ve mitinglerin içinde bulundu. 1966-1967 öğretim yılında, gerçekleşen ODTÜ Hazırlık boykotunun örgütlenmesine önderlik etti. Hüseyin İnan, 1968’de, TİP ve daha sonra MDD içindeki ayrılıklarda, giderek belirginleşen gizli ve dar örgütçülük fikri etrafında çekirdek bir grup oluşturup, kır gerillası yoluyla anti-emperyalist mücadele verme fikrini geliştirmeye çalıştı.

İSRAİLE KARŞI SAVAŞTI:
Ankara’da özellikle ODTÜ kökenli olan ve temelini İnan’ın attığı bu grup, daha sonra THKO’nun çekirdek kadrosunu oluşturacaktı. Aynı yıl İdari İlimler Fakültesi’nden çıkarılan Hüseyin İnan, ODTÜ yurtlarında kalmaya devam etti. 14 Ekim 1969’da, grubun önemli bir kesimiyle birlikte Suriye üzerinden Ürdün’e, FKÖ’nün asıl gücünü oluşturan El Fetih kamplarına gitti. Burada FKÖ’nün yanında İsrail’e karşı savaştı. İsrail içlerindeki karakol baskınlarında bizzat yer aldı. Şubat 1970’de Türkiye’ye geri döndüğünde, Diyarbakır-Antep yolunda bir otobüste yakalandı. Diyarbakır’da devam eden yargılama sonunda, Ekim 1970’de tahliye oldu. Kendisiyle benzer düşünceler taşıyan ve aynı eylem çizgisini benimseyen, başlarında Deniz Gezmiş’in yer aldığı İstanbul grubuyla bir araya gelerek THKO’yu kurdu.
6 MAYIS GECESİ SON YOLCULUĞA ÇIKTILAR:
29 Aralık 1970’de, Dev-Genç üyelerinden İlker Mansuroğlu’nun öldürülmesi üzerine, THKO’nun örgüt olarak kendini ortaya koyduğu Kavaklıdere Polis Karakolu’nun kurşunlanması, 1 Ocak 1971’de Türkiye İş Bankası Emek Şubesi soygunu, Amerikan askeri tesislerinin basılarak bir Amerikalı’nın kaçırılması ve daha sonra 4 Amerikalı’nın kaçırılması eylemlerinde gösterdiği gözüpek tavrı ve kararlılığıyla THKO’nun varlığında büyük etken oldu. 24 Mart 1971’de Kayseri’nin Pınarbaşı ilçesinde yakalanarak, Deniz Gezmiş ve Yusuf Arslan’la birlikte Ankara 1 No’lu Sıkıyönetim Askeri Mahkemesi tarafından 9 Kasım 1971’de idama mahkum oldu. İdamlarının önlenmesi için gerek Meclis’te, gerek kamuoyunda ve gerekse örgüt arkadaşları tarafından çeşitli girişimlerde bulunulmasına rağmen Deniz Gezmiş ve Yusuf Arslan’la birlikte 6 Mayıs 1972’de idam edildi.

Yusuf Aslan, 1947 yılında Yozgat’ın Aydıncık ilçesinin Kuşsaray köyünde doğmuştur. 1970 yılında kurulan THKO’nun kurucusu ve önderlerinden biridir. İlk ve orta öğrenimini burada tamamladıktan sonra Ortadoğu Teknik Üniversitesi’ne girdi. ODTÜ Sosyalist Fikir Kulübü ve Dev-Genç ile birlikte çalışmalarda yer aldı. Hüseyin İnan’nın önderlik ettiği hazırlık okulu boykotunda ve mühendislik fakültesi boykotlarında yer aldı. 68 kuşağının sembol eylemlerinden biri olan, dönemin Amerikan Büyükelçisi Robert Commer’in arabasının ODTÜ’de yakılması eylemine katıldı. 1969 yılında arkadaşlarıyla birlikte Filistin’e gitti. Burada İsrail’e karşı mücadele verdi. Yusuf Aslan, Deniz Gezmiş ile birlikte Nurhak’taki gerilla mücadelesine katılmaya gittiği sırada, Sivas’ın Sarıkışla’da yaralı olarak yakalandı. Ankara 1 No’lu Sıkıyönetim Mahkemesi’nde yargılanmasının ardından idama mahkum oldu ve 6 Mayıs 1972 tarihinde Hüseyin İnan ve Deniz Gezmiş ile birlikte idam edildi. Bu 3 fidanın ortak suçları, vatansever olmaları, emperyalizme karşı mücadele etmeleri ve bağımsız bir Türkiye’yi savunmalarıydı.
Onlar, emperyalizme karşı oldukları için idam edildi. Onlar, Tam Bağımsız Türkiye dedikleri için idam edildiler. Onlar, yer altı ve yerüstü kaynaklarımızı emperyalistlere vermemek için can verdi. Eğer bugün ülkemizin tüm kaynakları emperyalistlerin eline geçmişse, Denizlerin, Yusufların, Hüseyinlerin olmamasından dolayıdır. Bugün derelerimiz, ormanlarımız, Cerattepe’de, Kazdağlarında, Akdeniz’de, Türkiye’nin her yerinde madenlerimiz, emperyalistler tarafından talan edilebiliyorsa 48 yıl önce üç fidanımıza sahip çıkamadığımızdandır. O fidanlar bizim için can verdi. Onları asla unutmayacağız, unutturmayacağız. Aziz hatıraları önünde saygıyla eğiliyoruz. Işıklar içinde yatsınlar..