Karga Gak Demeden
16-06-2020
Ömer ŞAN

Gogona!

Yok, öyle sizin bildiğiniz veya tahmin ettiğiniz gibi ‘kokoş’ veya ‘rüküş’ anlamındaki ‘kokona’ değil ha… Çocukluğumuzda yapabildiğimiz oyuncaklardan biri… Kağıttan uçurtma, ‘şeytan uçurtması’ diğer adı… Ancak ne püskülünün ucundaydı şeytan, ne kuyruğunda! Ve ne de sazın püskülünde!

Hani bu dönemde birilerinin aklı ve başında ya…

Arada tutuyor şairliğimiz… “sonsuz noktadır kainat/ kaç fermion,/ kaç bozon/ ne lepton,/ ne nötrion/ kaç kuşak kuark/ belli değil yaşamak,/ milyar yıl ötesinden/ çıkıp gelen kaçamak…”

Ama birilerinin, ‘don-gömlek-fanila’ kaçamağı değil ha!

Adı ‘Cumhur’ olan ‘Başkanlık’ın Başdanışmanı ve Spor Bakanı Yardımcısı olan eski milli güreşçilerden Hamza Yerlikaya, son atamalarla Vakıfbank Yönetim Kurulu üyesi de olmuş. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin de Halkbank YK üyeliğine atandı. İkisi ve dahası var ki, burada tamamı partili isimleri yazamıyoruz! Hepsi en az 3’er maaş alacak!

Bir hesap edin… Milyonlarca donanımlı genç var, trollük dışında asgari ücretle çalışacak iş bile bulamıyor. Ancak ki hükümet ve iktidar partisi de o kadar daralmış ki, göreve getirecek adam bulamıyor! Ki, bir kişiye 3’er, 4’er görev ve maaş bağlıyor…

Yada biz bir şey bilmiyoruz da muhalefetten çok konuşan adam çıkıp, “Lamı cimi yok, bu sistem bozuk sistem” deyiveriyor. Yahu zaten, çok önceden demiş ya Pir Sultan: “Bozuk düzende düzgün çark olmaz” diye!.. Bilmez misiniz?

Evet, artık minder de serdiler bankalara… Yatak-döşek derken minderi, serdiler ülkenin bütün yerli ve milli varlıklarının üzerine de serdiler mi? Su, artık saman altından yürümüyor! Ver kuşkuyu veeerrr… Ö-zal’umun arpaluklarini da geçti bular!

***

“ne ceviz ağacıdır/ ne de kestanenin,/ tam da umudun/ yarına gölgesidir/ güne tutunan…/ Emeğinize,/ alın terimize/ göz koyanlardır/ yarının düşmanları…/ Koru kendini!”

***

Yaşar Gündem: Tiyatro Sanatçısı. Samsun’da ayakta kalmaya çalışıp, ülkeyi dolaşıyor turnelerle. Geçen hafta sonu, tiyatrosunun borçları için SGK’ya uğramış! ‘Biz Bize Yeteriz Kampanyası’ kapsamında İcralık olmuş! Ödemeler aksamış, nasıl ödeme yapacağını sormuşlar. “Ödemeyi düşünüyorum” demiş ve devam etmiş, “Düşünüyorum öyleyse varım.Varsam ödeyeceğim, ödemem için var olmam lazım. Var olmak demek, ödemek demek. Ödemeyen taş olsun!.. Sırada, Vergi Dairesi var. Elektrik, su, doğalgaz, kira, ekmek, yumurta vs yazmıyorum bile!”

Tiyatrolar, 1 Temmuz’da perde açıyor. Seyreyleyin alemi…

***

Geçen hafta 3 bakan geldi bölgemize. Rize, Trabzon ve Artvin… Üçü de ayrı jet uçağıyla inmiş, herhalde kendilerince ‘sosyal mesafe’ uygulamışlar!

Rize’ye düşen Bakan Kurum, Rize’de ‘4 ayrı millet bahçesi’ yapacaklarını duyurmuş! Ayrıntıya gerek yok… Yahu Rize’nin her yeri bahçe ha, yatıp yuvarlanıyor millet yağmur-çamur, güneş-toz demeden! Sadece anası ağlamıyor, imanı gevriyor! İş yok, aş yok, geçim sıkıntısı hat safhada… Kafaları bir çıkarın da betondan.

Ama çıkmıyor da Ayder’e çıkıyor! Ne var orada? Bilmem ne kadarlık otopark, yol, tesis vs… Beton! Kent merkezinde kentsel dönüşüm başlıyor… Beton! Yurttaş nerede, pencereden bakıyor!

Tren var mı? Yok! Samsun-Sarp, sarpa sardı.

Rize-Artvin Havalimanı kulesi çay bardağı şeklinde olacakmış! Çok beyuk iş. Bardak, satılan ‘şişecam’ işi… Bizum sembolumuz bardak deyil, çayun gendisi!

Pencereden bakanlara ‘çok şahane fikir’ bardaktan kule! Ama bardağun içi boş oldi mi neye yaricak?

Taş dolacak ama taş… Betondan gene… Tekerlekleri dolardan!

Bir baktık, Rize merkezdeki Paşakuyu mahallesinden geçen Paşakuyu deresinin hem yanakları ve hem de yatağı da betonla yamanmış! Tıpkı Güneysu Deresinin bir kısmı, Fındıklı’daki Paçva ırmağının yatağı gibi… Neymiş, ıslah!

Bunlar var ya aha bunlar… Bunlar, o inandıklarını söyledikleri Allah’ın, yarattıklarını beğenmeyip, kendilerince düzenleyenlerdir! Yüzyıllarca aynı yatakta akan dere yataklarına beton döküp Salda’yı, Kamilet’i, Güneysu’yu, Çanakçı’yı, Kazdağları’nı, Hasankeyf’i ve dahi sizin de bildiklerinizi katledenlerdir!

Sonra, vampir kelebek hortluyor, yeni böcekler türüyor, tarım can çekişiyor… Karadeniz ekosistemi yok oluyor!

Sadece Karadeniz ekosistemi değil, dünyanın ve ülkemizin, doğal yaşam alanlarını barındıran her köşesi, daha fazla rant, ille de tüketim projeleriyle, geri dönüşümsüz zararlar verilip, gelecek nesiller olmayacakmış gibi yok ediliyor!
Ve sadece böcek değil, bu durumla ilgili ve yetkililer de yiyor bizi! Unutmayın ki, bu doğal yaşam alanlarını koruyup, kollayıp, gelecek kuşaklara ve daha da ileri taşımak hepimizin görevi!..

***

“vardır elbet/ her karanlığın/ bir çıkışı aydınlığa,/ kâh yeraltında/ kâh kafanın tasında,/ zifirinde gecenin…/ ve ansızın düşer/ titrek yüreklere/ gün ışıltısı…”

Siz hiç ‘gogona’ yaptınız mı? Sadece defter kağıdı gerek… Kuyruğuna da!

Şeytan bunun neresinde?