Barkın Topcu

Her iddia ortaya bir nesnellik iddiası ile çıkar. Çaba tüm bilimlerde bir kuramın ya da tezin kanıtlanmasıdır. Kanıtlanmada kullanılan yöntemler ve araçlar disiplinden disipline değişir. Ama ortak payda ispat ya da kanıtlamadır. Bunun felsefede farklı olduğunu düşünmek bana pek mantıklı görünmüyor. Çünkü hemen hemen tüm filozoflar bir tez ortaya atar ve bunu ispat etmeye çalışırlar. Yöntemleri doğa bilimlerindeki gibi matematiğe doğrudan dayanmayabilir ama felsefe de dahil olmak üzere tüm disiplinlerin ortak paydası ispattır. Felsefe doğa dışı bir alan değildir. Ki varlığında matematiğin ve doğa bilimlerinin paydası yadsınamaz. Aynı şekilde matematik ve doğa bilimleri de felsefesiz yapamaz.

Her iddianın bir tehlike ya da risk olup olmadığı konusuna gelince… Evet, her iddia bir tehlikedir, risktir ama bunun nedeni tezlerin yanlışlığından çok bilimsellik ya da nesnellik çabasında yatar. Bu iki yönlü bir süreçtir. Çünkü nesnellik çabası bir iktidardır. Bu iktidarın gerçekliği ortaya çıktığında bir sorumluluğu cesurca yerine getirmiş oluruz. Ancak ikinci yönde yanlış tezleri, iddiaları bir nesnellik çabası içinde bilimsel bir tavırla ortaya koymak bu tezler yanlışlanana kadar bilime ve insanlığa zarar verir. Burada korkaklığı değil cesareti savunmamak elde değil ama bu cesaret ancak bilim insanının, filozofun kendisine yönelik öz eleştirisi içinde ortaya çıkmalı. Yani bireysel bir tatmin amacı ile değil bilimin ve insanın sorumluluğunu taşıyan bir çaba ile ortaya çıktığında ancak gerçek dürüstlüğe ve bilim ahlakına sığacağını düşünüyorum. Bunun dışında bir durum bilimde şarlatanlık konusu içine girmektedir.

Bilim ile iktidar ya da bilim ile iktidar arzusu arasındaki ilişkiyi incelemenin önem arz ettiğini düşünüyorum. Çünkü iktidar arzusu bilimin içine sızdığında yanlış tezlerde bulunma ihtimali ağır basar…

O halde başlığı genişletecek olursak, her iddia bir nesnellik çabasının ürünü olduğu kadar her iddia tam da bu nedenle tehlikelidir. Çünkü felsefede de bilimde de ortaya çıkan bir teori eğer yanlışsa doğrusunun bulunması yılları hatta yüzyılları alabilir. İkinci olarak yanlış teoriyi ortaya atan bilim insanı ya da filozof taraftarlarınca putlaştırılır ve bir iktidar haline getirilirse tarihin bu tezden kurtuluşu çok daha uzun zaman alabilir.

Aristo buna bir örnektir.