Karga Gak Demeden
21-07-2020
Ömer ŞAN

‘Bu nedur şini’ diyenler oluyor yada mırıldanıyordur ilk bakışta!.. Sanki memleket gülistan diyarı! Gık çıkmaz olmuş evla durumlardan…

Dünya dönüyor, galaksiler ötesinden ışınlar, sesler süzülüyor ama bizim cemaati müsliminin bütün zekası apış ve kalçalarının arasında. Devenin kuşunun başını kuma sapladığı gibi çıkamıyor!

Bir DİB’imiz var, bilirsiniz. Asıl kuruluş amacı, insanların dinsel ve imansal inançlarının birileri tarafından sömürülüp, dünyevi ihtirasları için sömürülüp kullanılmasının önlenmesi!

Ama bir de bu son dönemde bu DİB’in bir de başı çıktı başımıza ki, sormayın gitsin. Adam çıkmış, ‘Üvey kız, dedeye helal’ diye fetva vermiş, iyi mi? Yahu aklı başı hep bunlara mı çalışır bir canlının?

Yahu, insanı kendinden nefret ettiren bu canlı türlerine inanmayınız! Böylesine yavşamış, beyni kalçaları ile apış arasında gezinen birilerinin DİB’in başına getirilmiş olması ne talihsiz bir şeydir…

Sadece bununla da kalsa… ‘Ayasofya’ açıklaması yaparken, ’86 yıllık ara dönem olmuştur’ demişti ya bu DİB’in başı, so olarak da ekleme yapmış yakma yağına, “Cenabı Hak’tan Cumhurbaşkanımızın amel defterine büyük sevap yazılmasını niyaz ettim” diye… Direkt amelden niyaz mı he DİB’in Başkanı? Sen kimsin? Arkadaşından mı niyaz ediyorsun? Ahhh ah!

Hemen bir de bunun ardından Kremlin’den de başka bir ‘Ayasofya’ açıklaması gelmiş: “Putin, Ayasofya tepkisini iletti, Erdoğan garanti verdi” diye… Garanti, derken? Neyin garantisi bu?

Yahu… Oflinun diyesi gibi… “Tinume tokunmayun olaaa…”

***

“farkındalığın kadarsın/ ürettiğin kadar var/ düşlerince dar./ cürmün, varlığın./ sonsuz nokta kainat/ ha senden evla/ ha varlığa inat…”

Dedik de döndük kendi çuvaldızımıza…

Araştırmacı dostumuz Fatih Sultan Kar, Rizespor’a methiye giydirmiş, ‘Ruhunu kaybeden Rizespor’ başlığıyla… “Rizespor’un Malatya maçını kazanması ligde kalması hiç bir şeyi değiştirmez. Rizespor, 1953 yılında Muharrem Kürkçü’nün kurduğu kulüp ruhundan uzaklaşmıştır. Sanatta sporda ve siyasette sayısı az isimler yetişen güzide şehrimizin futbol takımı 17 kişilik AŞ’nin malı olmaktan çıkarılmalı. Hiç unutmam, Rizespor kongresinde söz almak yanlışları ortaya koymak isteyen Lokman Koçan ağabeyimize dönemin başkanı, ‘Önce parayı ver AŞ yönetimine gir, sonra konuş’ deme cüretinde bulunmuştu. Rize’nin genelini içine alacak halka arz modeline geçilmelidir. Biran evvel kendi değerlerinize, kuruluş gayesi ayarlarına dönmeli. Bunun ilk hamlesi olarak teknik sorumluluğa kendi özümüz olan Mehmet Ali Karaca getirilmelidir. Rizespor İstanbul’dan gölge isimlerle, başkanlarla yönetilemez!” demiş içini ferahlatmış!

Koçira’nın delilerinden Serhan Pirpir ise, “Han o izbe hayaletlerin gizlice yaptığı kulisleri bozdun ya… Senin insani yüreğini çekemeyenleri ters köşe yaptın ya… İnandığımız doğruluğu, dürüstlüğü, çirkeflerin, yalakaların yüzüne çarptın ya… Karaca güzelliğinde bizi umutlanırdın ya… O bilmişleri kapı arkalarına hapsettin ya… Sen çok güzel yaşa… Umutların hiç bitmesin… Yolun açık olsun… Mavinin ve yeşilin Karaca’sı” diye sıralamış yüreğini!

Hah işte biz de ondan ha:

“gün gelir alır hakkını/ dağ taş, dere tepe/ börtü böcek./ su vurur, yel eser/ dalga geçer kıyılarından./ can kopar yaylasından/ ovasından, deresinden/ ırmağından, çayından/ gün gelir alır hakkını/ devran döner/ puştundan, yavşağından/ itinden, kopuğundan./ hakkın kalmaz/ gün gelir…”

***

Rize’de bir dönem Çaykur öncülüğünde stevia diye bir bitkiden şeker üretme çalışması var idi… Deneme üretimi vs derken meğer 16 milyon liralık yatırım yapılmış… Yapılmış da ne olmuş, askıya alınmış. Neymiş, üretici beğenmemiş! Ama işin aslına göre meğer Rize’de stevia üretecek düz alan yoğimiş!

Şimdi buna ne diyeceksiniz, ‘dinli-imanlı kaldırgaçlı götürgeç’ mi?

Geçenlerde, motoru bilmem nerede, kendisi İtalya’da vs olan ‘yerli-milli’ araba için bir açılış yapılmış!

Açılışı yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye’nin Eti Maden eliyle batarya için gereken lityumun tamamını üretebilecek potansiyeli de var” demiş! Eti Maden kimin? Haydi bilin, lütfeeennn… Bakın altında bir ‘Ali’ mi ‘Mehmet’ mi ne ‘Cengiz’ oyunu var!

Ama velakin ki; ‘http://mta.gov.tr‘ adresinde, “Ülkemizde ekonomik kaynağa sahip lityum kaynağı bulunmamaktadır” deniyor. Nasi iştur bu? Birileri hala birilerini kandırmakta mı netekim, o tekim, bu tekim!

Hele bir de kendinden umutsuz yeni siyasi partisine lider olan Ahmet Davutoğlu, “Anadolu’ya çıkarım ve sadece ‘Esselamun Aleyküm’ derim, bütün Anadolu’yu ayağa kaldırırım” demiş… Arkadaş, sen onu git, Barrack Obama’nın işaret parmağı ucunda ‘Derin Strateji’sini yazdığın Suriye bataklığında de!.. Anadolu, sizin ayağınızın tozuna gelmez!

Tinumuze tokunmayun ulaaa!

***

“bir tutam/ yürek kızılı işte hayat,/ akarında yeşilin,/ gürülce karasında taşların…/ arasında yosun kokusu/ zulada puşt ağusu,/ neye yarar maviden gök/ olmasa yarin tutkusu/ avuçta ömür abusu…”

Güzel olsun günlerimiz, sağlıklı, huzurlu ve bereketli…