Allah, “Aklını kullan” dedi; bu melunlar “Aklen şeriat kesilmez” dedi. Allah’ın sözüne değil; bu şirkçi – hurafeci taifesine inandın.

Ayetleri, sapık kafalarına göre ters yüz ettiler; kitaba inanmadın, bu sahtekâr şarlatanlara inandın.

Çıkarlarına uygun ne kadar zırva, yalan, iftira varsa, hadis diye dayadılar; Peygambere değil; peygambere iftira atanlara inandın.

Evrensel hukukun ırzına gelip akıldan, bilimden, doğrudan, gerçekten, aydınlıktan intikam alma sapkınlığına, hukuk dediler, aldandın.

Fatih Sultan Mehmet ile bunların doku uyuşmazlığı var. Çünkü Fatih çağının en laik sultanıydı. Şimdi onunla aldatıyorlar çünkü dardalar.

Allah ile aldattılar aldandın. Kitap ile aldattılar aldandın. Peygamberle aldattılar aldandın.Hukuk ile aldattılar, aldandın Şimdi de tarih ile aldatıyorlar aldanıyorsun.

Sen nasıl bir mahlûkatsın Yâ Eyyuhennas. Uyan bu kanlı gafletten, ayaklarını yere bas.

Sen kandıkça, ben yandım. Sana bir kez daha, şu ünlü sözünü hatırlatiym, anlarsan: “Sen eşşek olursan, semer vuran çok olur.”

 BAK BURASI ÇOK ÖNEMLİ

Derleme, derme çatma akılla, kendini müthiş sanan tipler vardır ya hani, ‎işte ‎onlardan bir kadın son öğütlerini vermiş akşam gerdeğe girecek kızına.‎

Bak kızım demiş, öyle hemencecik kendini yatağa atma. Önce biraz muhabbet ‎et, ‎şöyle edalı cilveli, azdıran bir havayla.‎

Sevişmenin inceliklerini, deneyimlerini saymış dökmüş. Sonra iyice ciddileşerek:‎

En son sevgilim, birer yorgun kahvesi içelim. Sade mi istersin, şekerli mi de.Bak ‎burası çok önemli: ‎Sade isterse, önden; şekerli derse, ön arka bütün yollar ‎mubahtır.‎

Kız, annesinden öğrendiği bütün taktikleri, yerli yerince uygular Amma ve lakin ‎herif, sadenin, şekerlinin dışında üçüncü bir seçenek var, deyince,kızcağız apışıp ‎kalır.‎

Kahveleri yaparken bir yandan bir hâl yolu düşünür.Ne yapıp edip gerdeği ‎ertelemeye karar verir ve kararını uygular.‎

Sabahın köründe yel yepelek koşar anasına: Kız ana, kahveyi sade isterse önden, ‎şekerli isterse önden arkadan, dedin, adam üçüncü türden, söz etti. Ne ‎yapacağımı

bilemedim. Gerdeği bir biçimde erteledim, sana geldim, der.‎

Kadın, şöyle bir bakar:‎ “Kızım, bu durum beni aştı.‎Damat ibneymiş. Var git,işin ‎Allah’a kaldı” der, keder içinde.‎

Bilal Kayabay