Özer Topçu

CHP kurultayı oldu.

Olsun tabi.

Ama demokratik mi oldu derseniz, kesinlikle hayır. Faşizmin kol gezdiği ülkenin sosyal demokrat partisi solcu ve demokrat olmak zorunda.
Tabi hedefinde iktidar olmak var ise bu kural değişmez.

İktidar kurultayı diyorlar adına, öyleyse hazırlar demek isterdim.
Diyemiyorum çünkü kendi içinde demokrasiyi içselleştirememiş.
Milletvekili adaylarını, belediye başkanı adaylarını ülke genelinde üyeler belirleyecek demelidir, sosyal demokrat bir parti.

İsteyen kotasz motasız genel başkan adayı olur demeli.
Adaylar çıktı çıkmasına ama delege ağalığı dağına tosladı.

Demokrasiyi içinde uygulayamayan bir parti ülkede demokrasiyi nasıl kurumsallaştıracak sorusunun cevabı maalesef yoktur.

Faşizmin kol gezdiği ülkede sosyal demokrat parti solcu olmak zorundadır, demokrat olmak zorundadır.
Sol rüzgarı estirecek sosyalist partiler ile saklı gizli ittifaklar değil, aleni göğsünü gere gere ittifaklığını deklere edecek.
Bu ülkeye barışı biz getireceğiz diyerek HDP ile ittifak olmaktan çekinmeyecek. HDP ile ittifak olmak, PKK’yi tasfiye etmek üzere şekilleneceği için, PKK’lı yaftası asla üzerine yapışmayacak tır. Cumhuriyeti birlikte kurduğumuz Kürtler, Lazlar, Gürcüler,Çerkezler ve bilimum ülkemin tüm renkleriyle birlikte yeniden cumhuriyeti kuracağız, ülkemin bütün insanları yaşamın her alanında eşit yurttaş olacaktır, diyebilmelidir.
AKP ve MHP faşizminden korkmayın. Çünkü onların kirli siyasetinin bu ülkeden kökünü kazıyacağız. Bu ülkeyi emperyalistlere peşkeş çekenlere bedel ödeteceğiz. Onlara destek veren, ordu mensubu, polis teşkilatı ve bilimum bürokrasiden hesap soracağız. Bu ülkenin maden sahalarını, su havzalarını,SİT alanlarını, limanlarını, koylarını, ormanlarını yabancılara peşkeş çekenleri yüce divanın karşısına çıkaracağız, demelidir.
Atatürk’e ve silah arkadaşlarına hakaret edenlerin hepsini bağımsız yargıya teslim edeceğiz, demelidir.
Dün Diyanet İşleri Başkanı cami hutbesinden Atatürk’e hakaretler etti. Bugün dil üzerinden Bilal Erdoğan hakaret etti.
Atatürk’e kim hadsizce laf ederse mutlaka hesabı sorulur, demeli.
Toplumu geren bu tarz çıkışları yapmaya devam ederseniz, öfkeli halkı içeride tutmam, bilesiniz, demeli.

Öfkeliyiz çünkü.
Bu ülkenin değerlerine hakaretler yağdıranlara iyi bakmadığımız bir gerçek.

Cumhuriyetimize ve Mustafa Kemal Atatürk’ü tehdit edici sözlere dava açıp hesap sormayan cumhuriyet savcılarının iktidarımızda görevlerine son verilecek, görevlerini kötüye kullanmaktan dava edilecektir, denmeli.

İktidar olunca rozeti çıkaracağız, edebiyatından bir an önce vazgeçilmeli.
AKP zamanında devlet kadrolarına alınan herkes, mercek altına alınmalı.
Soru çalarak üniversite okuyanların hepsinin diploması iptal edilmeli. Para ile diploma alıp, bürokrat olanlar incelenmeli, gereken soruşturmalar açılmalı, belediyeler mercek altına alınmalı, 25 Yıllık hesaplar didik didik edilmeli. Haksız ihalelere el konulmalı. Özelleştirilen yerler tekrar kamulaştırılmalı.
Rezza Zarraf, Deniz Feneri gibi davalar yeniden başlatılmalı.
Devlet bankalarının hesapları didik didik edilmeli.
O 5 Şirket ve eklentileri kamulaştırılmalı.
Bu halkın 5 kuruşunu dahi haksız alan, harcayan, zimmetine geçiren herkese bedeli ödetilmeli. Fethullah Gülen’in mallarına kimlerin çöktüğü saptanmalı ve bu mallar kamulaştırılmalı.
Uluslararası sözleşmeler didik didik incelenmeli, ülke çıkarı yerine diğer ülke çıkarlarını önde tutan imzaların sahiplerinden hesap sorulmalı.
Katar ile Türkiye arasındaki para trafiği didik didik edilmeli, gerekiyorsa Katarlı yatırımcıların mallarına el konulmalı.

Bir partiye dinamizm katmak için kurultay yapmak gerekmiyor. Partinin iktidara odaklanarak, iktidarın yumuşak karnını bulunca yumrukları oraya kararlı şekilde vurarak iktidar olunuyor. Bu iktidarın sadece karnı yumuşak değil, neresine vurursan vur, her tarafı yumuşak. Hangi tarafından bakarsan bak, halka ihanet, cumhuriyetin kuruluş felsefesine ihanet, mala ihanet, cana ihanet, doğaya ihanet, ihanette ihanet!