Dünkü yazımda neredeyse herkes gibi ben de “ekonomi en önemli belirleyici unsurdur” demiştim.

Günümüz Türkiye’sinde “Ekonomi en önemli belirleyici unsurdur” diyebilmek için illa da ekonomist olmaya gerek yoktur artık. Geçim sıkıntısının nedenlerini, onu zora sokan her unsuru vatandaş az çok bilmektedir. Bunlardan birisi de hiç şüphesiz dolardaki artışlardır.

Ama herkes çok iyi bilir ki dövizdeki her tırmanışta birileri batar ya da batma noktasına gelir, birilerinin ise cebi dolar dolar, zenginleşir.

AKP iktidarları döneminde bunun en bariz örneği, kamu özel işbirliğiyle (KÖİ) adı altında yap işlet devret usulü ile yapılan hazine garantili projeleri finanse etmek için yerli-yabancı özel sektör müteahhitlerine yapılan dolar bazlı borçlanmalar ve bu borçları karşılamak için hazineye dolar bazlı borç veren sermayedarlara aktarılan halkın paralarıyla zenginleştirmelerdir.

AKP’nin çıraklık döneminin sonu olarak nitelenen tarih olan 2007 yılı sonunda dolar kuru ilk etapta 1,1647 TL’ye gerilese de, 2008 yılından itibaren tekrar yükselmeye başladı.

Hatta dolar, AKP’yi kapatma davasının açıldığı dönemden itibaren sert bir şekilde yükselmeye başladı. Nitekim 2008’de dolar kuru 1,5215 TL oldu. 2009’da 1,4873 TL’ye, 2010’da 1,5376 TL’ye yükseldi. Haliyle dolar bazlı borçlar da yükseldi.

İşte bu dönem AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ifadesine göre AKP’nin “kalfalık” dönemiydi!

Ancak her şeye karşın, doların yükselişi AKP’nin yükselişini durduramadı.

Nitekim 12 Haziran 2011 tarihinde yapılan genel seçimlerde AKP yine ezici bir oy oranıyla iktidara yürüdü…

İşte bu tarihten sonraki dönemler için ise AKP’nin “ustalık” dönemi ifadesi kullanıldı.

Ancak dolar kuru başta olmak üzere, ekonomik göstergelerdeki bozulmalar bu dönemde daha hızlı bir biçimde arttı. Hâlâ da artmaya devam ediyor…

2011 yılı sonunda 1,8889 TL olan dolar, 2012’de 1,7776 TL’ye gerilerken, 2013’de tekrar yükselişe geçerek 2,1304 TL’ye yükseldi. Ekonomik dengelerde bozulmalar, halk kesimlerinde yoksullaşmalar iyice belirginleşti. Ancak iktidar kanadının sözcüleri tüm ekonomik göstergelerin mükemmel olduğunu söylemekten asla çekinmediler.

Bilindiği üzere Türkiye’de 2015 yılında iki ayrı genel seçim yapıldı.

7 Haziran 2015’te yapılan genel seçimlerde yeterli çoğunluğu sağlayamadığı için tek başına hükümet kuramayan AKP, diğer partilerin hükümet kurmalarının önünü de açmadığı için, sonunda yeni bir seçim kararı daha alındı.

“Ekonomik istikrar için tek parti iktidarı şarttır, koalisyonlar bu ülkeye her dönem zarar vermiştir” diyerek iktidar olan AKP, bu süreçte ülke ekonomisini iyi yönetemediği için, bu defa halk ona tek başına iktidar olma şansı tanımadı.

Peki halk 7 Haziran 2015 seçimlerinde AKP’ye tek başına iktidar olma şansı tanımadı da daha sonra bu aynı halk ne yaptı ya da ona ne yaptırıldı?

(DEVAMI YARIN…)

SMMS Gökgan DEDE