Kimsenin adını anarak, sorunu özele indirgeyerek, söz söylemek tarzım değil. Ama bu inanılmaz kalınlaşmanın altını kalın kırmızı çizmek için, bu kez kuralımı bozuyorum.

Bak, Muharrem İnce, yakaladığın büyük şansı büyük fırsatı, akla ziyan bir biçimde imha ettin.

Seçim meydanlarında, elli bin avukatla YSK’nın kapısına dayancam. Hileye hurdaya asla izin vermem, diye estin savurdun.

Seçim akşamı ortalıktan kayboldun. Ortaya çıkınca da bir gazeteciye “Adam kazandı” dedin ve sırra kadem bastın.

Toplumda parlamaya başlayan umut ateşini seçim gecesi bir yellenmeyle söndürdün.

Beden sana ince ayar bir uyarı. Daha fazla kalınlaşmadan ne kadar kaldıysa o kadar ince kal.

SEZAR’IN HAKKI SEZAR’A

Dün, Muharrem İnce’nin, yılların, özellikle son ayların birikimini seçim ‎akşamı, bir yellenmeyle yerle bir ettiği değerlendirmesini, yapmıştım ki ‎yerden göğe haklıyım.‎

Ancak, haksızlık yapmamak için, bugünkü açıklamalarını da değerlendirmek ‎zorundayım. Laf ebeleri, ortalığa dökülüp havanda su dövmeye ‎başlamadan.‎

En küçük dernekten, en geniş örgütlerde, dönen fırıldakları, oynanan ucuz
ayak oyunlarını, iyi bilirim. Sen ben bizim oğlan muhabbeti, bütün ‎örgütlenmelerde, evelallah şaşmaz kuraldır. Hiç kimse aykırı bir ses duymak ‎istemez. O nedenle, üyesi olduğum hiç bir örgütün, yönetim kadrosunda yer ‎almam. Yıllar önce, bir edebiyatçılar örgütünün kurultayına giderken, benim ‎de adımı yazmıştı, bir iki arkadaşım. Ötekiler görünce “Yahu bu, doğuştan ‎muhaliftir. Kadroda, aykırı ses olur” demiş son anda listeden adımı silmişler.‎

Yazar örgütlerinde bile “Bize oy verirsen, ürünlerin, dergilerde yer bulur. ‎Etkinliklere yerin olur” vaadinde bulunulan, insanlar tanırım.‎

Ekmeleddin, parodisinden sonra, Abdullah Gül’e oynamaya kalkışmaları -ki ‎Meral Akşener’in dik duruşu engelledi o kepazeliği-  İşte bu nedenlerle, ‎Muharrem İnce’nin, yakınmalarını, eleştirilerinin çoğu doğrudur ve ‎eleştirilerinde haklıdır.Özellikle siyasi partilerde bu tür ucuz hesaplar ‎hep yapıldı, hep yapılır. Birtakım tipler, yönetim kadrosuna, yanaşıp ‎yaltaklanarak, varlığını sürdürür.‎

Ha, bütün bu gerçekler, Muharrem İnce’nin tarumar ettiği saygınlığını kurtarır ‎mı… Bu belleksiz toplum neler unutmadı ki…

Bilal Kayabay