Son Padişahı Vahdettin’in yayımladığı bildirilerden birisinde su tümceler yer alır:
“Türkler dini, kavmiyeti, vatanı meşkûk ve mahlud, beş-altı milyonluk cahil bir kitledir”
Türkler; dini, soyu sopu, yurdu belirsiz, karmakarışık (onun bunun çocuğu) bir cahiller sürüsüdür.
Kanuni Sultan Süleyman’ın has şairlerinden Taşlıcalı Yahya,
“Türk-i ebter” yani, soysuz Türk diye aşağılar ve şunları söyler:
Bî-namaz idi hem yüz-i kare
Düşmeyince başı inmezdi yere
O yüzü kara, alçak adam namaz kılmazdı
Başı kesilmeden, yere değmez.
Saray sekreteri Kadimi mahlaslı şair:
Türk’ü zannetme ki ola âdem
Türk ile oturma durma bir dem
Ser-i Etrak’i kesip hiç yime gam
Uktül-üt Türk’e velev kane ebak
Türk’ü sakın insan sanma
Bir an bile asla gelme bir araya
Türklerin başını üzülmeden kes
Baban bile olsa Türk’ü katlet
Meşhur şair Nef’i de şöyle diyor:
O faziletle bak eşek Türk’e
Asrının hâce-i efdali görünür
O anlayışla bak eşek Türk’e
Çağının seçkin hocası görünür.
Gider ol Türk-i dûnı kim dahi
Torbasında seferceli görünür
Uzaklaştır o aşağılık Türk’ü ki
Torbasında ayvası görünür (donunda götü görünür)
Türk’e Hak, çeşme-i idraki haram etmişdir
Eylese her ne kadar sözünü sihr-i helâl
Allah,Türk’e akıl çeşmesini haram etmiştir
İsterse sözlerini sihirlerle bezesin
Padişah hocası sayılan tarihçi Sadettin Efendi de Türk’ten söz ederken, Etrak-ı bî-idrak, yani “akılsız, anlayışsız aptal Türk, der.
Osmanlı’ya tapınıp kendilerine “Türk Milliyetçisi” diyenler, ne ayaksınız birader !.. “Deveye diken, insana siken yarar” atasözünün canlı kanlı yaşayan kanıtlarısınız, siz. Bu sefil duruma, yaşamak denirse, tabii.
Mustafa Kemal, “Türk, öğün; çalış; güven” “Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekid ir” “Ne mutlu türküm diyene” derken; yüz yıllarca, Osmanlı zulmünün ve aşağılamasının derin travmasından kurtarmak, bir kimlik kazandırmaya çabalıyordu.
Ya siz, Hz. Muhammed’in zürriyetini yeryüzünden silip kökünü kurutmayı din edinmiş Muaviye’nin dininden olup Müslümanlık taslayanlar.Ya size ne demeli. Siz ne ayaksınız, mollalar.
Bilal Kayabay
