Çadaş Gazeteciler Derneği 2020 Ağustos ayı Medrya Raporunu “RTÜK, BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ DÜŞMANLIĞININ BAYRAKTARLIĞINI YAPMAKTA; FRENİ PATLAMIŞ KAMYON GİBİ BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNÜ EZİP GEÇMEKTEDİR!” başlığıyla yayınladı.

Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin rapor hakkında açıklamasını ve raporun tam metnini yayınlıyoruz.     

Çağdaş Gazeteciler Derneği olarak 2015 yılından itibaren üçer aylık dönemlerle hazırladığımız, 2020 yılından itibaren de aylık periyodla kamuoyuna duyurduğumuz Medya İzleme Raporlarımız; özellikle iktidarların, demokratik toplumların vazgeçilmezi basın özgürlüğü açısından sicil kaydı niteliği taşımasının yanı sıra halkı ve basın emekçilerini, basın özgürlüğü konusunda uyarmayı amaçlamaktadır. Yaşanan baskıların kaydını tutma derdimiz; bir yandan içinden geçtiğimiz süreçte sansürün, otosansürün ulaştığı düzeyi diğer yandan çığ gibi büyüyen tehlikeyi işaret etme görev ve sorumluluğumdan kaynaklanmaktadır.çağdaş ga<

Bu bağlamda son raporlarımızda adını sıkça andığımız bir kurumun yarattığı tehlikeye, Ağustos ayı raporumuz vesilesiyle bir kez daha dikkat çekilmesi gerekmektedir. Bu kurum; freni patlamış kamyon misali basın özgürlüğü ve halkın haber alma hakkını ezip geçen, adeta derebeylik düzeni inşa eden; ne yazık ki de basınla ilgili ‘düzenleyici’ sıfatı taşıyan anayasal bir kurumdur. Son dönemde kararlarıyla kamuoyunun gündeminden hiç düşmeyen bu kurum Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK)’tür. Bu kurum ne mi yapmaktadır?  İktidara yandaşlık yapmayıp, eleştirel habercilik yapan televizyon kanallarını lisans iptali tehdidiyle susturmaya çalışan RTÜK, hukuk devleti sınırlarında hareket etmeyen bir kurumdur ve bu mahkemelerce teyit edilmiştir. RTÜK’ün son dönemlerde aldığı kritik tüm kararların yargı tarafından iptal edildiği ortadadır. Buna karşın RTÜK, basın özgürlüğüne karşı azılı düşmanlığından geri durmamaktadır. Ayrıntıları Ağustos ayı raporumuzdan takip edileceği üzere Sözcü gazetesinin satın aldığı televizyon kanalına “Sivas SRT” yerine “SRT Sivas” logosunu kullandığı gerekçesiyle ceza verilmesi, trajikomik bir olaydır. Üst Kurul’un kılı kırk yaran uzmanları kanalın evrakta yer alan logoyu farklı biçimde kullandığını yeni mi fark etmiştir? Sözcü’nün RTÜK’e yaptığı başvuruya aylardır yanıt verilmemesini, yaşanan bu fiili engellemeyi kamuoyuna duyurmasından sadece bir gün sonra kurulun apar topar bir araya gelerek “gözünün üstünde kaşın var” dercesine bir bahaneyle kanalı cezalandırması nasıl izah edilebilir?

Peki ya Tele 1’e verilen cezalar… Bu kez RTÜK, kanalı cezalandırmak için aradığı bahaneyi bir Hollywood seri katil gerilimi olan 2007 yapımı Mr. Brooks adlı filmde bulmuştur. Sözüm ona şiddete özendirdiği ve şiddeti kanıksattığı gerekçesiyle verilen bu cezayı Evrensel gazetesinin reklamı için verilen ceza takip etti. Yasaklanmamış, içinde suç unsuru bulunmamış, RTÜK’ün iddia ettiği gibi terörü, bölücülüğü savunduğu yönünde tek bir kanıt ve tespit olmayan bir reklam filminin cezaya neden olması zaten her haliyle vahimdir. Kaldı ki iki saniye süreyle reklamda yer alan görüntüde bir terör örgütü bayrağı yoktur, RTÜK’ün de belirttiği gibi sadece sarı-kırmızı-yeşil renkli bir bez vardır. Devletin ‘Beyaz Toroslar’ döneminde kaldığını düşündüğümüz renklerle mücadele konseptini RTÜK’ün üstlenmiş olması ayrı bir trajikomedi örneğidir.

RTÜK verdiği cezalar kadar vermediği cezalarla da taraflılığını ortaya koymuştur. Akit TV hakkındaki tüm diğer şikâyetleri işleme koymayan RTÜK, ekrandaki konu kendi itibarı söz konusu olunca harekete geçmiş kanalı cezalandırmıştır. Bazı diziler hakkında gerici eleştirilerde bulunan sunucunun RTÜK’ün neden harekete geçmediğini sorguladığı, üst kurulun reklam gelirlerinden pay aldığı için bu yayınları engellemediği şeklindeki sözleri kanala ceza getirmiştir. Bu cezalar, RTÜK’ün muhalif kanallı cezalandırmak için fırsat kolladığını, adeta her türlü ceza için pusuya yattığını göstermektedir.

Kendisini savcı ve hâkim yerine koyarak her içeriği her bahaneyle cezalandırmaya başlayan RTÜK’e artık ‘DUR’ denilmelidir. Bu kurum ya lağvedilmelidir ya da hukuk devleti sınırlarına çekilmelidir.

Basın özgürlüğüne yönelik baskılar geçen ay da ne yazık ki RTÜK’le sınırlı kalmadı. Yaptıkları haberlerden kaynaklı silahlı saldırıya uğrayan, darp edilen, tehdit edilen gazeteciler oldu.  Çoğunlukla iktidarın siyasi anlayışından güç alanların alışkanlığı olan basın özgürlüğüne düşmanlık konusunda geçen ay ana muhalefet partisi CHP kaynaklı da bir baskı yaşandı. CHP İzmir Gençlik Kolları Kongresi’nde iki gazetecinin haber takibi engellendi, biri darp edildi. CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel “Gazetecilere yönelik saldırılara sebep olanları tek tek tespit ederek gerekli disiplin sürecini başlatacağız” açıklaması gelmesine karşın olayın takipçisi olduğumuzu buradan bir kez daha hatırlatıyoruz.

Basın özgürlüğü, halkın haber alma hakkı yolunda haber yazan, konuşan ve savunanların, günümüz Türkiye’sinde baskıyla karşılaşması rutinleşmiş bir durum. Derneğimizin Erzurum Şube Başkanı gazeteci Leyla Atahan da uzun zamandır baskılarla karşı karşıyadır. Sosyal medya paylaşımları bahane edilerek gözaltına alınmasından çalışma ofisi kiralanmamasına kadar her türlü baskıyla karşı karşıya bırakılan Şube Başkanımız Leyla Atahan’a yapılanları doğrudan Derneğimize yapılmış saydığımız ve hem örgütsel mücadelemizi hem de hukuki tüm haklarımızı sonuna kadar sürdüreceğimiz iyi bilinmelidir.

MEDYA RAPORU AĞUSTOS 2020

SANSÜR

-RTÜK Ağustos ayında 6 televizyon kanalına ve 1 radyoya ceza verdi

               Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun geçtiğimiz yedi ayda iktidara karşı her içeriği cezalandırma çabasına ve görülmemiş düzeye ulaşan saldırgan tutumuna Temmuz ayına ilişkin raporumuzda ayrıntılı olarak dikkat çekmiştik. RTÜK’ün cezalandırma kampanyası Ağustos ayında da sürdü. Üst Kurul’un Ağustos ayında basın özgürlüğünü ve düşünceyi ifade hakkını ihlal eden uygulamaları ve cezaları şöyle:

KRT TV’ye koronavirüs salgını yorumları nedeniyle para cezası

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu KRT televizyonunda 19 Haziran 2020 tarihinde yayınlanan “Gündem Özel” programında koronavirüs salgını döneminde yapılan lise ve üniversitelere giriş sınavlarına ortaya çıkan riske ilişkin yorumları cezalandırdı. RTÜK, KRT TV yayın konuğu Serdar Savaş’ın, “Devlet eliyle cinayet işleniyor ve ben bu cinayetin işlendiğini ekranlardan anlatıyorum”,  “Cumhurbaşkanı yanlış kararlar veriyor. Yarın işlenecek cinayetten sorumlu kişi bu kararı veren Sayın Cumhurbaşkanıdır”, “Cumhurbaşkanı Azrail’in yeryüzü şubesi değil. Bu kararı değiştirsin” sözleri nedeniyle hakaret ve iftira gerekçesiyle idari para cezası verdi. (13 Ağustos 2020)

Radyo Harman’a HDP Grup Başkanvekili’nin yorumları nedeniyle ceza

               RTÜK, Radyo Harman’da yayın konuğu olan HDP Grup Başkanvekili Saruhan Oluç’un, Türkiye’nin Suriye savaşı politikalarıyla ilgili yorumları nedeniyle ceza verdi. Üst Kurul Oluç’un “İdlib’de bütün dünya ülkeleri tarafından aslında terör örgütü olarak nitelendirilmiş olan yapıları Türkiye himayesine aldı.”, “Türkiye’deki iktidar özellikle Adalet ve Kalkınma Partisi iktidarı bu terör örgütlerinin hamisi gibi davranmaya başladı. Bunları adeta kendi paralı ordusu hâline getirdi.”, “Millî Suriye Ordusunun içinde IŞİD ve El-Kaide türevi her türlü çete yapısı var. Ve bu yapıyı bir araya getiren, toparlayan Türkiye’deki iktidar” sözlerinin yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle Radyo Harman’a program durdurma ve idari para cezası verdi. (13 Ağustos 2020)

Sözcü’nün televizyon kanalına ilk ceza

Üst Kurul, Sözcü gazetesinin satın aldığı televizyon kanalının RTÜK kayıtlarında yer alan “Sivas SRT” logosu yerine “SRT Sivas” logosunu kullandığı için idari para cezası verdi. (19 Ağustos 2020)

TLC televizyonuna “eşcinsel evlilik” cezası

“Sıra Dışı Hamilelikler” adlı programın eşcinsel iki kadının çocuk sahibi olması sürecinin anlatıldığı bölümü nedeniyle TLC televizyonuna ceza verildi. RTÜK, programda eşcinsel birlikteliğin “ilişki modeli olarak” gösterildiğini savundu, programın “toplumun manevi değerlerine aykırı” ve “toplumsal yapıyı bozucu nitelikte” olduğu gerekçesiyle kanala para cezası verdi. (19 Ağustos 2020)

Tele 1’e “seri katil filmi” bahanesiyle ceza

RTÜK Tele 1 televizyonuna 2007 ABD yapımı Mr. Brooks adlı film nedeniyle ceza verdi. Üst Kurul bir seri katil filmi olan yapımda yer alan şiddet içerikleriyle “şiddetin meşrulaştırıldığı dolayısıyla şiddetin özendirildiği ve kanıksatıldığı” gerekçesiyle kanala para cezası verdi. (19 Ağustos 2020)

TV8’e Survivor cezası

TV8’e Survivor 2020 programında çocukların ekran karşısında olabileceği bir saatte yarışmacıların birbirlerine karşı hakaret içeren sözleri ve kavgaya varan sürtüşmeleri gerekçesiyle para cezası verildi. (19 Ağustos 2020)

Akit TV’ye RTÜK hakkında yorum için ceza

Atatürk’e ve Cumhuriyet değerlerine saldırgan çizgisiyle öne çıkan gerici Akit TV, kışkırtıcı ve karalayıcı yayınlarıyla almadığı cezayı RTÜK’ü eleştirdiği için aldı. “Gün Başlıyor” isimli programda sunucu Ahmet Özdemir’in bazı dizilere yönelik gerici eleştirileri sırasında RTÜK’ü harekete geçmemekle suçlarken “RTÜK neden bunlara kısıtlama vermiyor, tabiki reklam gelirlerinden pay alıyor” sözleri, “RTÜK’ün kurumsal itibarını zedeleyecek şekilde tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerine uymayan” ifadeler olarak değerlendirildi ve kanal para cezasına çarptırıldı. (19 Ağustos 2020)

Tele 1’e Evrensel gazetesi reklamı için üst sınırdan ceza

               RTÜK bu kez aradığı bahaneyi Evrensel gazetesinin 25. yılı için hazırlanan reklam filmindeki iki saniyelik fotoğraf karesinde buldu. Sözde PKK bayrağı açıldığını iddia eden RTÜK izleme uzmanı, raporunda, “Terör propagandasına aracılık edildiğini” savundu, “bu yapılırken de kardeşlik mesajları kullanılarak masum bir kız çocuğuyla şirin gösterilmeye çalışıldığını” öne sürdü. Üst kurul, bu rapora dayanarak “(Yayıncılar) terörü övemez ve teşvik edemez, terör örgütlerini güçlü veya haklı gösteremez.” ilkesinin ihlali gerekçesiyle Tele 1’e en üst sınırdan para cezası verdi.  (27 Ağustos 2020)

 

-Gazeteci Murat Güreş’e suçlama ve haberine erişim engeli

               Gaziantep’te gazeteci Murat Güreş, yurthaberleri.net internet sitesinde “Rektör Ali Gür Hakkında Ciddi Soruşturma” başlıklı haberde Gaziantep Üniversitesi Rektörü Ali Gür hakkında YÖK tarafından “belgede sahtecilik” ve “görevi kötüye kullanma” suçlarından soruşturma açıldığını yazdı.  Prof. Dr. Gür, habere sosyal medyada tepki gösterdi ve gazeteci Güreş’i suçladı. Gür, “Basın kılıfı altında terör seviciler tarafından şahsım ve KHK komisyon üyeleri hakkında soruşturma başlatıldığı yalan ve iftirası üretilmiş ve terör odaklarına hedef yapılmıştır” diye yazdı. Hemen ardından habere erişim engeli getirildi ve Gür, bu haberi de sosyal medyada şu ifadelerle duyurdu:  “Belli mihraklar tarafından yönlendirilen yurthaberleri.net ve illhavadis.com sitelerindeki hakkımızda yapılan yalan haberler için mahkeme tarafından erişimin engellenmesi kararı verilmiştir. Ahlaksızlık ve iftirada sınır tanımayanlara ve işbirlikçilerine duyurulur.”

Gaziantep 6. Sulh Ceza Hâkimliği jet hızıyla verdiği erişim engeli kararına Güreş ve avukatı tepki gösterdi; kendilerine tebliğde bulunulmadığını, hâkimliğin herhangi bir görüş almadan verdiği karara itiraz edeceklerini açıkladı.

               Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü Türkiye Temsilcisi Erol Önderoğlu “Rektör Ali Gür Hakkında Ciddi Soruşturma” haberinin, 7 gün itiraz süresi olduğu halde, karar tebliğ dahi edilmeden birkaç saatte internette gerekçesiz sansürlenmesini eleştirdi, “Terör sevici saçmalığıyla gazeteci Murat Güreş’in hedef yapılmasını kınıyoruz” açıklaması yaptı. (30 Temmuz- 6 Ağustos 2020)

 

-İnternete sansür yasasıyla erişim engelleri arttı

               Temmuz ayı sonunda yürürlüğe giren internete sansür yasası sonrası internet basınında erişim engelleri arttı. Mahkemelerin verdiği erişim engeli kararlarından öne çıkanları şöyle:

Cezayir’de işçi Harun Zengin’in ölümüyle ilgili haberler engellendi

               Cezayir’de Tosyalı Holding’e bağlı işletmede çalışan Harun Zengin’in şüpheli biçimde hayatını kaybetmesiyle ilgili “Sigorta yok, maaş eksik, kimlik ve banka kartları kayıp”, “Cezayir’de şüpheli ölüm: Babamın nasıl öldüğünü öğrenemeyebilirim”, “Cezayir’de çalışan işçinin şaibeli ölümü” başlıklı haberler hakkında şirket başvuru yaptı.  İskenderun 2. Sulh Ceza Hâkimliği kararıyla sendika.org , Artı Gerçek ve kızılbayrak.net internet sitelerinde yer alan haber erişime engellendi ve silindi. (1 Ağustos 2020)

Bilal Erdoğan’ın arkadaşının aldığı ihalenin haberlerine erişim engeli

               Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal Erdoğan’ın imam hatip lisesinden arkadaşı Aykut Emrah Polat’ın TMSF’den 280 milyon liralık ihale almasına ilişkin haberlere İstanbul Anadolu Sulh Ceza Hâkimliği tarafından kişilik hakları ihlali gerekçesiyle erişim engeli getirildi. (13 Ağustos 2020)

Çağrı merkezi çalışanlarıyla ilgili habere erişim engeli

Artı Gerçek internet sitesinin 27 Temmuz tarihli “Çağrı merkezi çalışanlarına sahte müşteri memnuniyeti anketi yaptırıp işten çıkardılar” başlıklı haberine Batman 1. Sulh Ceza Hâkimliği kararıyla erişim engeli getirildi. (11 Ağustos 2020)

Özgürüz Radyo internet sitesi kapatıldı

Yurt dışında yaşayan gazeteci Can Dündar’ın yönettiği Özgürüz Radyo’nun yayın yaptığı ozguruz21.org adresi Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu kararıyla erişime engellendi. (13 Ağustos 2020)

Jinnews erişime kapatıldı

Jinnews internet sitesine erişim Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu kararıyla engellendi. Daha önce 9 kez sitenin erişimi engellenmiş, haber ajansı jinnews9.xyz adresinden yayın yapıyordu. (13 Ağustos 2020)

Tarım Kredi’deki iddialarla ilgili haberlere erişim engeli

“Tarım Kredi Kooperatifleri’ndeki AKP’lilerin maaşları ticari sır oldu”, “9 koltuklu genel müdür”, “Tarım kredi borçlusu çiftçilere icra takibi”, “Bakan icralık vatandaşların sayısını paylaşamadı”, “Çiftçi kuruluşundan gizemli protokol”, “Anadolu Ajansı’na yakıştı mı” başlıklı haberler ve köşe yazısına kişilik hakları ihlali gerekçesiyle Ankara 8. Sulh Ceza Hakimliği tarafından erişim engeli kararı alındı. (14 Ağustos 2020)

Akar’ın İBDA-C liderinin mezarını ziyaret ettiği haberlerine erişim engeli

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın İBDA-C terör örgütünün lideri Salih Mirzabeyoğlu’nun mezarını ziyaret etmesiyle ilgili haberlere erişim engeli getirildi. Mirzabeyoğlu’nun eşinin başvurusuyla İstanbul Anadolu 4. Sulh Ceza Hakimliği tarafından alınan kararın gerekçesinde Mirzabeyoğlu’nun örgüt lideri olarak yargılandığı davada cezası kesinleşmesine karşın yeniden yargılamada beraat etmesi gösterildi. (18 Ağustos 2020)

 

-Hürriyet’ten yazarı Bayer’e sansür

Hürriyet gazetesi yazarı Yalçın Bayer’in MUÇEV şirketiyle ilgili yazısı gazetenin internet sitesinden kaldırıldı. Yazıya ulaşmak için tıklayanlar bağlantının yazarın “Hemşireler emeğinin karşılığını alamıyor” başlıklı diğer yazısına yönlendirildiğini gördü. Bayer “Yağmalanmadık bir karış yer kalmadı, bu ülkeyi sevmiyoruz” başlıklı yazısında CHP Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak’ın Antalya Demre’ye bağlı Üçağız Mahallesi’nde yaklaşık 13 hektarlık tesisin 10 yıllığına MUÇEV Turizm Ticaret Limited Şirketi’ne kiralanmasıyla ilgili soru önergesini yazmış, şu ifadeleri kullanmıştı:

“MUÇEV daha çok muhalefetin yerel yönetimleri kazandığı yerlerdeki kıyıları ele geçirmeye başlamış durumda. Üstelik MUÇEV eliyle yürütülen işler, yasal sorumlusu bakanlık ve valilik tarafından yürütülse, yapılan her işin yasalara uygunluğunun, gelir ve giderlerin her bir kuruşunun hesabının Sayıştay denetiminden geçmesi gerekecek. Oysa şimdi özel bir şirket en güzel kıyıların işletmesini istediği gibi yapıyor ve ne yaptığını kimse bilmiyor.” (18 Ağustos 2020)

 SANSÜR DIŞI MÜDAHALELER

 -İçişleri Bakanı Hürriyet’in mafya yorumunu değiştirdi

Hürriyet magazin yazarı Savaş Özbey, Çeşme’de Ukraynalı bir modelin şiddete uğramasıyla gündeme gelen mafya iddialarını köşesine taşıdı. “Alaçatı mafyaya nasıl teslim oldu” başlıklı yazıya İçişleri Bakanı Süleyman Soylu doğrudan tepki gösterdi, Özbey’in bazı işletmeciler tarafından desteklendiğini iddia etti. Soylu “Son yaptığımız operasyonlarda salgın tedbirlerine ısrarla uymadığı için, kapatılan bazı işletmelerin sponsorluğuyla kaleme alınan bir yazıyı üzülerek okudum” açıklaması yaptı. Sosyal medyada “Bizim bakışımızda, Cudi sağ gözümüz ise Çeşme sol gözümüzdür. Bir takım ricalarla sponsorlu yazılar dönemi bittiğini düşünmüştüm. Yanılmışım” diye yazdı.

Bunun üzerine Hürriyet’te ertesi gün İzmir İl Emniyet Müdürü’nün söyleşisi birinci sayfadan yayınlandı. İl Emniyet Müdürü Hüseyin Aşkın’ın sözleri şöyleydi: “Şunu herkes net bilsin. Mafyaya asla geçit vermeyiz. Çeşme’nin turizmimiz için ne kadar önemli olduğunu biliyoruz… Herkesin içi rahat olsun. Çok deneyimli, insanımızı iyi tanıyan bir kadroyla çalışıyoruz. Asla taviz yok. Bu konuda sıfır toleransımız var. Çeşme’ye her gelen kişi bizim misafirimizdir.”

Özbey’in yazısı hurriyet.com.tr’deki “tüm yazıları” listesinden çıkarıldı.

(8-9 Ağustos 2020)

-Bursa medyasının ‘görmediği’ haber

Türkiye’nin en büyük yerel medyasına sahip olan Bursa’da gazetelerde uygulanan otosansür, ilan baskısı nedeniyle artmaya devam ediyor. Bursa’da işi bozulan esnaf Bursa Büyükşehir Belediyesi’ne tepki gösterirken, Bursa Valiliği önünde “çocuklarım aç” diyerek kendisini yaktı. Bu haber, en büyük yerel medyaya sahip Bursa’da bazı internet gazeteleri dışında basılı yayın organında yer almadı. (13 Ağustos 2020)

 -Anadolu Ajansı’nın çifte standartlı uygulamaları

KRT Televizyonu Genel Müdürü Adnan Bulut, Anadolu Ajansı (AA) abonelik taleplerinin geri çevrildiğini açıkladı. Bulut sosyal medyada şunları yazdı: “Devletin resmi kurumu Anadolu Ajansı, KRT televizyonunun ‘parasını ödeyerek abone olmak istiyoruz’ talebini 2 kez geri çevirdi. Yerel seçimlerde sağlıklı sonuç iletmedi diye @aa_kurumsal’dan seçim yayın paketi için ödediğimiz ücretin iadesini istemiştik. Ücretini ödediğimiz hizmeti alamadık diye AA’ya dava açtık. Dava sürüyor. Yakın dönemde AA’ya 2 kez haber abonelik paketinize abone olmak istiyoruz diye başvuruda bulunduk. Ancak AA bu davayı bahane edip talebi reddediyor. Devlet kurumu AA, bir tv’ye kin güdüyor. Takdir kamuoyunun.” (13 Ağustos 2020)

Anadolu Ajansı’nın Sözcü’ye de abonelik engeli sürüyor

Anadolu Ajansı, Sözcü gazetesinin aboneliğini Ocak ayında tek taraflı sonlandırmış, gazete bunu şu ifadelerle duyurmuştu: “Devletin ajansı tarafsızlığını yitirdi. Atatürk’ün kurduğu devletin haber ajansı AA, yalan haberini ortaya çıkaran SÖZCÜ’nün aboneliğini tek taraflı olarak sonlandırdı. Anadolu Ajansı, anayasaya, özgürlüklere ve demokrasiye aykırı bu tavrıyla SÖZCÜ okurlarının habere ulaşım hakkını engellemiş oldu.”

               Sözcü, Doğu Akdeniz’de gerginliğin yükseldiği gün okurlarına birinci sayfada bu ambargoyu hatırlattı. Haberinin başlığı “Hulusi Akar çok önemli açıklamalar yaptı ama…” oldu. “İşte basın özgürlüğünün geldiği nokta” diye yazan gazete, haberinde şöyle dedi: “Savunma Bakanı Akar, Türkiye’nin egemenlik haklarıyla ilgili dün Anadolu Ajansı’na hayati açıklamalar yaptı… Ama AA, Sözcü’ye ambargo uyguladığı için yayınlayamadık. Halkın haber alma hakkını yerine getiremedik. Özür dileriz!”

(28 Ağustos 2020)

 -Siyasi “kamu spotu” dönemi

Kamu Spotları Yönergesi’nde “siyasi parti logolarına ve siyasi figürlere yer verilemez” ifadeleri değiştirildi. “Siyasi figürler” ibaresi kaldırıldı ve kamu yararına çekilen reklamlarda iktidar temsilcilerinin yasal olarak yer alabilmesinin önü açıldı. Radyo Televizyon Üst Kurulu’nun üyesi İlhan Taşcı, “Spotlara siyasi figürlerin yerleştirilmesinin önünün açılması, kamu spotlarının iktidar partisinin veya başkaca partilerin PR, reklam propaganda aracına dönüşmesi demektir” diyerek karara tepki gösterdi. Taşçı, “Hem kamu yararına hem de spotun ivediliğine RTÜK Başkanı tek başına karar verecek ve kamu spotu yayınlanacak… Amaç ‘ivedi’ diyerek siyasi figür ve propaganda içerikli kamu spotlarını kurula bile getirmeden, başkan kararıyla yayınlatmak. Tüm bunlar parti propagandasını bedavaya getirme adımlarıdır” dedi.

(17 Ağustos 2020)

-RTÜK’ten Sözcü TV’ye engel

Sözcü gazetesi televizyon kurma çalışmalarında, satın aldıkları televizyon kanalıyla ilgili başvurularının işleme alınmadığını ve bu yolla Radyo Televizyon Üst Kurulu tarafından engellendiklerini duyurdu. Sözcü’nün birinci sayfasında yayınlanan “RTÜK Sözcü’den neden çekiniyor” başlıklı duyuruda özetle şöyle denildi:

               “SÖZCÜ okurlarının merakla beklediği SÖZCÜ TV projesi, RTÜK’ün akılalmaz tutumu nedeniyle hayata geçirilemiyor. Kurul, SÖZCÜ’nün logo ve isim değişikliği için yaptığı başvuruyu 60 gün içinde karara bağlaması gerekirken, aylardır gündemine dahi almadı. RTÜK Üyesi İlhan Taşçı, SÖZCÜ’nün dokuz aydır bekletilmesinin Anayasa’ya aykırı olduğunu belirterek, “Bu dosya bir an önce Kurul’un önüne getirilmeli” dedi. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin’e soruyoruz: “SÖZCÜ muhalif olduğu için mi böyle davranıyorsunuz? Baskı varsa, bunu kimin yaptığını açıklayın. Baskı yoksa, neden böyle davrandığınızı açıklayın.” (18 Ağustos 2020)

RTÜK Sözcü’nün bu çıkışı üzerine harekete geçti, açıklama yayınladı

               Sözcü’nün fiili engeli kamuoyuna duyurmasının ardından, gazetenin 5 ay 26 gün süren bekleyişi sona erdi; RTÜK, üst kurulun toplanacağı açıklaması yaptı. Açıklamada, bugüne kadar Sözcü TV ismi için yapılan başvurunun karara bağlanmamasının gerekçesi olarak şöyle denildi: “Haberlerde geçen bahse konu televizyona ilişkin RTÜK İzin ve Tahsisler Dairesi Başkanlığı’nın yaptığı inceleme sonucunda mevzuata aykırı durumlar tespit edilmiştir. Eksikliklere ilişkin dosya, gerekli idari düzenlemelerin yapılması için bu hafta yapılacak olan Üst Kurul gündemine alınmıştır. Televizyonun kurulumuna ilişkin eksikliklerin tamamlanması, yasal yükümlülüklerin yerine getirilmesi halindeyse dosya yeniden değerlendirmeye alınabilecektir.”(18 Ağustos 2020)

RTÜK Sözcü’nün televizyon kanalına “gözünün üstünde kaşın var” cezası

Üst Kurul, Sözcü’nün başvurusunu eksiklik nedeniyle işleme koymazken, gazetenin yaptığı kamuoyu duyurusunun ardından televizyon kanalına ceza verdi. Sözcü gazetesinin sahibi olduğu televizyon kanalının RTÜK kayıtlarında yer alan “Sivas SRT” logosu yerine “SRT Sivas” logosunu kullandığı için kanunu ihlalde bulunduğu gerekçesiyle kanala idari para cezası verdi. (19 Ağustos 2020)

 İŞTEN ÇIKARMALAR/GAZETECİNİN ÇALIŞMA YAŞAMI

-Koronavirüs salgınında gazetecilerin hak kayıpları

               Koronavirüsü bahane eden medya işverenlerinin çalışanların haklarını gözetmeyen uygulamaları sürüyor. Kronik hasta raporlu olanlar da dâhil olmak üzere çalışmadıkları tüm sürenin ücretli izin hakkından düşülmesi uygulaması neredeyse tüm medya gruplarında uygulanıyor. Yerel basında gazeteciler kısa çalışma ödeneği ve ücretsiz izin uygulamaları nedeniyle bin lira ila bin 700 lira maaşlarla geçinmeye çalışıyor. Örneğin Bursa Olay gazetesinde yaklaşık 70 çalışan beş aydır bin ila 2 bin lira eksik maaş alıyor.

-Basın İlan Kurumu, mücbir sebepler kararı süresini uzattı

Basın İlan Kurumu, çoğu yerel 421 gazetenin dönüşümlü olarak haftada 1 veya 2 gün yayınlanabileceği yönündeki mücbir sebepler kararını eylül ayı sonuna kadar uzattı. Yerel gazetenin bulunduğu yerde resmi ilan alma hakkı kazanmış tek gazete varsa haftada bir gün yayınlanması yeterli olacak. Resmi ilan ve reklam yayınlama hakkı kazanabilmek için bekleme süresi içinde bulunan gazetelerin, haftanın en az iki günü yayınlanması kabul edilecek.

 -NTV’de işten çıkarmalar

Bir süredir kapsamlı bir tenkisat yaşanacağı konuşulan NTV’de Ankara canlı yayın ekibinde görevli 2 teknik sorumlu ve bir kameraman işten çıkarıldı.

(1 Ağustos 2020)

 -TRT’de bin 91 çalışan için kurum içi sınav ve kadro talebi

TRT çalışanlarının kurum içinde zamanla değişen görevlerinin gerektirdiği özlük haklarına kavuşabilmeleri ve yaptıkları işin kadrosuna atanabilmeleri için kurum içi sınavların açılması talebi dile getirildi. TRT çalışanlarının örgütlü olduğu sendikalardan Haber-Sen, yaptığı açıklamada TRT yönetiminin kurum dışı sınav açmasına karşın kurum içi sınav açmadığı, açılan görevde yükseltme sınavına ise pek çok çalışanın katılamayacağı ifade edildi. Bin 91 TRT çalışanının bu yolla kurum içi sınava giremeyerek yaptıkları işin kadrosuna atanamadığını belirten Haber-Sen ‘TRT Yönetimi Haksız ve Hukuksuz Uygulamalarına Bir Yenisini Daha Ekledi’ başlığıyla yaptığı yazılı açıklamada şunları vurguladı:

“Bu arkadaşlarımız bugün Cumhurbaşkanı muhabiridir, Ana Haber yönetmenidir, Türkiye’nin önemli sanatçılarındandır… Ama Kurum içi sınava girmeleri engellenmektedir. Emeğe, emekçiye saygısı olan hiçbir sendika bunu kabul edemez, etmemelidir. Çözüm önerimiz, öncelikle, bu mağduriyeti yaşayan çalışma arkadaşlarımızın, ‘Yapım ve Yayın Görevlisi’ kadrosuna doğrudan/sınavsız bir şekilde atanmaları ve özlük haklarının düzeltilmesidir. Akabinde, tüm sendikaların katılımıyla oluşturulacak bir komisyon tarafından kurum içi sınav yönteminin doğru bir şekilde belirlenmesi ve söz konusu mevzuatta gerekli değişiklikler yapıldıktan sonra sınav açılmasıdır. Geçen sene yaşanan “İstihdam Fazlası Personel” uygulamasında yürüttüğümüz mücadelenin bir benzerini, bu süreçte mağdur edilen tüm TRT emekçileri ile birlikte yürütmeye kararlıyız. Arkadaşlarımızın yanındayız ve haklı taleplerini destekliyoruz.”

(20 Ağustos 2020)

-Halk TV’de ücretsiz izin uygulaması ve işten çıkarma

               Halk TV Ankara haber merkezinde görevli 12 gazeteci ücretsiz izne çıkarılmak istendi. İşe bir buçuk yıl ve altında çalışma süreleri olan 4 kişinin çıkışı verildi. Kalan 8 kişi ücretsiz izin yerine birikmiş izinlerini kullanmayı talep etti. Merkezini bir süre önce Ankara’dan İstanbul’a taşıyan Halk TV’nin Ankara’da küçülmeye gideceği belirtiliyordu.

İzinle ya da işten çıkarak toplam 12 kişinin ayrılması nedeniyle Halk TV Ankara haber merkezi kadro sayısı yarı yarıya azaldı. (23 Ağustos 2020)

 GÖZALTI, TUTUKLAMA, DAVA VE YARGI KARARLARI

-Cinsel istismar haberini yapan gazeteciye soruşturma

               Batman’da 18 yaşındaki İpek Er’in bir uzman çavuşun cinsel istismarı sonucu intihara sürüklenmesine ilişkin haber yayımlayan Jiyan Haber’in İmtiyaz Sahibi İdris Yayla hakkında soruşturma açıldı. Yayla, Batman İl Emniyet Müdürlüğü’ne giderek ifade verdi. Yayla, genç bir kadının ölümle pençeleştiği dakikalarda emniyetin haberciler ile uğraşmasının ve onları ifadeye çağırmasını doğru bulmadığını söyledi. (4 Ağustos 2020)

 -Gazeteci Özbek’in evine polis baskını

Serbest gazeteci Gökhan Özbek’in evine polis baskını yapıldı. Gelişmeyi sosyal medya hesabından duyuran Özbek “Polis evimde arama yaptı. Bir ihbar üzerine geldiklerini ifade ettiler. Şimdi ayrıldılar. Polis kimliğini gösterdikten sonra içeri aldım” dedi. (5 Ağustos 2020)

 -Baransu’nun tutukluluğu devam ediyor

Kapatılan Taraf gazetesinin eski yöneticileri ve muhabiri Mehmet Baransu’nun yargılandığı davanın görülmesine İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam edildi. Dava 12-13-14 Ekim tarihlerine ertelendi. Mahkeme, ara kararında, 2016’dan beri cezaevinde olan Baransu’nun tutukluluğunun devamına hükmetti. (13 Ağustos 2020)

-Gazeteci Aygün gözaltına alındı

Gazeteci Hakan Aygün, koronavirüs salgını sırasında başlatılan “Biz bize yeteriz Türkiyem” kampanyasında yardım hesabı IBAN numarasının kamuoyuna duyurulmasını “Ey IBAN edenler” sözleriyle eleştirmiş, açılan soruşturma nedeniyle bir süre tutuklu kaldıktan sonra serbest bırakılmıştı. Aygün tatilini geçirdiği Datça’da aynı soruşturma kapsamında bir kez daha gözaltına alındı, savcılığa verdiği ifadenin ardından serbest bırakıldı. (15 Ağustos 2020)

 -Kapatılan Bugün TV Haber Müdürü Erkan Akkuş tutuklandı

               Kapatılan Bugün TV Haber Müdürü Erkan Akkuş, Kocaeli’nde gözaltına alındı. Akkuş, emniyetteki sorgusunun ardından Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne sevk edildi ve “FETÖ soruşturması” kapsamında İstanbul 1. Sulh Ceza Hâkimliği tarafından “örgüt üyeliği” suçlamasıyla tutuklandı. (21/ 24 Ağustos 2020)

 -Tutuklu gazetecilerin tahliye talebi reddedildi

Libya’da hayatını kaybeden MİT mensubunun cenaze törenleriyle ilgili haberler nedeniyle MİT mensubunu ifşa ettikleri iddiasıyla tutuklu yargılanan gazeteci Barış Pehlivan, Murat Ağırel ve Hülya Kılınç’ın tahliye talebi, “delilleri yok etme ve kaçma şüphesi” gerekçeleriyle reddedildi. Kararın gerekçelerine tepki gösteren avukat Hüseyin Ersöz, Anayasa Mahkemesi’ne çağrıda bulunarak, başvuruların bir an önce incelenmesini istedi. (24 Ağustos 2020)

 -İzmir’deki saldırının failinin itirafı AKP’li Hotar’a dava açtırdı

               İzmir’de 2013 yılında gazeteci Süleyman Gençel, Gaze-Temiz gazetesi ofisinde darp edilmişti. Suç örgütü lideri Serkan Kurtuluş cezaevinde bulunduğu Arjantin’de verdiği röportajda kendisini dönemin AKP Genel Başkan Yardımcısı Nükhet Hotar’ın azmettirdiğini anlattı. Bunun üzerine Gençel 7 yıl aradan sonra Hotar hakkında suç duyurusunda bulundu. Hotar 2013’te Gençel hakkında hakaret gerekçesiyle suç duyurusunda bulunmuştu. (25 Ağustos 2020)

 -Gazeteci Ataklı’ya 4 yıl 8 aya kadar hapis istemi

Gazeteci Can Ataklı hakkında bir televizyon programında deprem vergileri üzerine kullandığı ifadeleri nedeniyle “Cumhurbaşkanı’na hakaret” iddiasıyla yürütülen soruşturma tamamlandı. Savcılık, Ataklı hakkında 1 yıl 2 aydan 4 yıl 8 aya kadar hapis istemiyle dava açtı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Basın Bürosu’nca hazırlanan iddianamede, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan “mağdur” sıfatıyla, Can Ataklı ise “şüpheli” sıfatıyla yer aldı. İddianamede; dosya kapsamına göre atılı suçu işlediği iddia edilen Ataklı’nın “Cumhurbaşkanı’na hakaret” suçlamasıyla 1 yıl 2 aydan 4 yıl 8 aya kadar hapisle cezalandırılması istendi. (26 Ağustos 2020)

 -Gazeteci Yıldız’ın avukatı, hâkimi HSK’ye şikayet etti

Ankara 5. Sulh Ceza Hâkimliği, 11 Haziran’dan bu yana tutuklu olan OdaTV Ankara Haber Müdürü, Müyesser Yıldız’ın tutukluluğuna devam kararı verdi. Yıldız’ın avukatı Erhan Tokatlı, kararı veren Ankara 5. Sulh Ceza Hâkim’ini, Hâkimler ve Savcılar Kurulu’na (HSK) şikâyet etti. Yıldız hakkında tutukluluğa devam kararı veren hâkimin “Şüphelilerin salıverilmesi halinde adaletin işleyişine zarar verecek faaliyetlerde bulunma tehlikesi” gerekçesine karşı dilekçede bunun “iftira” niteliğinde olduğu vurgulandı. (26 Ağustos 2020)

 -İçişleri, Tele 1 TV hakkında işlem başlatacağını duyurdu

İçişleri Bakanlığı, kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden 17 yaşındaki İpek Er’e “nitelikli cinsel saldırı” suçlaması ile tutuklanan ve sonrasında tahliye edilen uzman çavuş Musa Orhan ile ilgili haber nedeniyle Tele 1 televizyonu için işlem başlatılacağını duyurdu. Bakanlık’tan yapılan açıklamada, “Bu acı olaydan siyasi bir rant devşirmeyi, kurumlarımızı ve adalet sistemimizi yıpratmayı hedefleyen Tele 1 adlı TV kanalının yanı sıra gayri ahlaki iftiraları atan terör örgütüne müzahir basın-yayın organları hakkında gerekli tüm yasal işlemler başlatılacaktır” denildi. (26 Ağustos 2020)

 -Gazeteci Boğatekin tutuklandı

               Adıyaman’da yayımlanan Gerger Fırat gazetesinin haber müdürü Özgür Boğatekin’e İlçe Kaymakamı Ömer Bilgin hakkında yaptığı haberler gerekçe gösterilerek dava açılmış, “hakaret ve iftira” suçlamasıyla Asliye Ceza Mahkemesi’nce 1 yıl 15 gün hapis cezası verilmişti. Karar Yargıtay 8’inci Ceza Dairesi tarafından onandı. Boğatekin, Cumhuriyet Başsavcılığı’ndan 10 gün içinde teslim olması yönünde gönderilen tebligattan sonra teslim oldu, Adıyaman Yarı Açık Cezaevi’ne gönderildi. COVİD-19 salgını dolayısıyla infazı ertelenen Boğatekin, cezaevinden tahliye edildi.

(19-27 Ağustos 2020)

 -Gazeteci Karafazlı’ya 50 bin liralık tazminat davası

ÇGD Rize Şube Başkanı ve Rize Nabız Gazetesi İmtiyaz Sahibi Gençağa Karafazlı, AKP Rize İl Genel Meclisi Başkanı İbrahim Türüt’ün eşi Ennur Türüt’ün FETÖ yargılamasından beraat etmesinin ardından bir kamu bankasında görevlendirilmesini gündeme getirdi. Habere önce erişime engellendi ardından erişime engelleme kararının haberi de erişime engellendi. Daha sonra 50 bin liralık tazminat davası açıldı. Karafazlı açılan bu davaya itiraz edeceğini duyurdu. (29 Ağustos 2020)

 -DÜZELTME

               Temmuz ayı raporumuzda gözaltı ve dava kararlarıyla ilgili bölümde “Gazeteci Necla Demir’in davası ertelendi” başlıklı madde sehven yer almıştır. Demir, Zeytin Dalı Harekatıyla ilgili haberleri nedeniyle yargılandığı davada beraat etmiştir. Düzeltir, özür dileriz.

 İLKE İHLALLERİ – MANİPÜLASYONLAR

 -Demirören gazete ve televizyonlarında Milli Piyango gizli reklamları

Demirören Grubu, ortak olduğu Milli Piyango’nun çekilişlerini kendi yayın organlarında duyurmaya başladı. Çekiliş haberi olarak sunulan ancak reklam içerikli olan ilk çekiliş haberleri gazetelerin en çok görünen sürmanşet ve arka kapak gibi sayfalarında yayınlandı. Söz konusu metinlerde gazetecilik etik ilkelerine ilişkin hiçbir duyarlılık gösterilmediği gibi basının kalan güvenilirliği de okurları şans oyunu müşterisi yapma amacına kurban edildi. “Şov başladı, şans yağmuru, tarihin en yüksek ikramiyesi, çılgın sayısal” gibi yanıltıcı başlıklarla verilen sözde haberler önce Hürriyet, Milliyet ve Posta’da “bu bir ilandır” ifadesi olmadan yayınlandı. Hürriyetin eski okur temsilcisi Faruk Bildirici, yayınları “Milli Piyango İdaresi eskiden piyango bülteni hazırlardı, özellikle yılbaşı çekilişleri sonrasında kazanan numaraların yer aldığı bu bülten çok ilgi görürdü. Artık bu bültenlere gerek kalmadı, onun yerini Demirören Medya gazeteleri aldı” sözleriyle eleştirdi. Demirören gazete ve televizyonları haber görüntüsü altında grup iştirakinin reklamlarını yayınlamayı sürekli hale getirdi.

(2 Ağustos 2020)

-“Dövizdeki artışın sebebi ekonomik değil, tamamen panik”

Euro kurunun 8.20 TL, dolar kurunun ise 6,98 TL’ye ulaştığı gün Türkiye gazetesi, birinci sayfasından “Algı operasyonları yine devrede / Dövizi yükselten gereksiz panik” başlıklı bir haber yayımladı. Haberde, “Finansal terör ile şuurlu olarak korku iklimi pompalanıyor, döviz mevduatları artıyor. Sebep ekonomik değil, tamamen panik” denildi. (2 Ağustos 2020)

-Hürriyet yazarı sansürü savundu

Hürriyet gazetesi köşe yazarı Fuat Bol, geçtiğimiz ay internet üzerinden yayınları ve sosyal medyayı kontrol altına almayı amaçlayan, iktidarın yaklaşımı doğrultusunda sansür uygulanabilmesini sağlayan yasal düzenlemeye eleştirileri hedef aldı. Bol yazısında şu ifadeleri kullandı:

“Neymiş efendim, bu bir türlü sansürmüş. Bizdeki muhalefetin tespiti bu yönde. Bizdeki muhalefetin şuursuzluğuna bakın ki birileri istedikleri şahıs veya şahıslara her türlü hakareti yapabilecek, onları linç edebilecek, onlara küfür edebilecek, onları itibarsızlaştırıp sokağa çıkamaz hale getirebilecek, bütün bu kepazelikler serbest olacak ve buna basın hürriyeti diyecekler. Ama soysuzlukları yapanları belirlemeye ve bunlardan hesap sorulmasına sansür diyeceksiniz. Kişilik haklarının ve özgürlük alanlarının korunması, çocukların cinsel istismarı, uyuşturucu kullanımını teşvik, fuhuş ve kumar gibi suçları kapsayan içeriklerin önlenmesi sansür, öyle mi? Kimse kusura bakmasın ama bu ülkede kimsenin namusu, şerefi, haysiyeti, kişiliği ve değer yargıları o kadar ucuz değil. Önüne gelen bunlara dil uzatamaz. Dil uzatırsa bedelini öder. Bazıları için bütün bunların bir değeri olmayıp bir şey ifade etmeyebilir. O kendi sorunudur. Onlar istedikleri kadar kendilerine hakaret ettirip sövdürebilirler. Ama tüm bu kepazeliklerini uluorta (sosyal medyada), herkesin gözleri önünde sergileyemezler. Dünyanın hiçbir demokratik ülkesinde böylesine bir ‘eşek hürriyeti’ yoktur ve olamaz. Kanunun çıkmasında emeği geçen AK Partili ve MHP’li milletvekillerini kutluyoruz.” (3 Ağustos 2020)

-“Salgından hızlı çıkış” manşeti

               Türkiye gazetesi, “Türkiye, en hızlı toparlananlar arasında / Salgından hızlı çıkış” manşetiyle ekonomik manipülasyon yaptı. Haberde, “Ekonomik rakamlar toparlanmayı işaret ederken vatandaşa ümit ve güven vadediyor” denildi. (4 Ağustos 2020)

 -Akit, kısas talebini manşetine taşıdı

               Yeni Akit, “Terörü ve tecavüzleri bitirmekte samimiyseniz, bunun yolu İslam hukukunda / ‘Kısas’ta hayat vardır” manşetiyle çıktı. Haberde, “Emperyalist Batı’nın dünyanın başına bela ettiği ahlâksızlık ve terörizm sarmalı, İslam coğrafyasını da derinden etkilerken şiddet, tecavüz ve terör olayları ile yüce dinimiz İslam’ı yan yana koymaya çalışan zihniyet tepki çekti. Batı’nın açtığı yaraya yine Batı’dan ithal yasalarla çare arayan seküler cenaha çağrıda bulunan ilahiyatçılar, ‘Eğer samimiyseniz bu illetlerden kurtulmanın yolu İslam’dadır; İslam’ın ‘kısasa kısas’ ilkesini uygulamaktadır’ dediler” ifadelerine yer verildi. (6 Ağustos 2020)

 -Türkiye: HDP’nin silahlı kanadı PKK

Türkiye gazetesi, CHP ve HDP’yi terörle ilişkili gösteren çizgisini sürdürdü. Gazete “CHP ve ortaklarının sesi çıkmıyor / Dostlarınız kız kaçırıyor” manşetiyle çıktı. Haberde, “Kılıçdaroğlu’nun ‘Dostlarımızla kazanacağız’ dediği ortağı HDP ve onun silahlı kanadı PKK, Suriye’de 12-13 yaşındaki 14 kız çocuğunu dağa götürdü” denildi. (7 Ağustos 2020)

 -Akşam gazetesi salgında devletin iletişim kampanyasının aktörü

               Sağlık Bakanlığı’na koronavirüs salgını ile ilgili rakamları doğru yansıtmadığı yönündeki eleştirilerin tonu yükselirken Akşam gazetesi, “Yalan virüsünde ikinci dalga” manşetiyle bakanlığı savundu. Haberde, “Salgının ilk günlerinde ‘vakalar gizleniyor’ yalanını dillendirenler bu kez ‘Hastane kapasiteleri tamamen doldu’ söylemine sarıldı” ifadeleri kullanıldı. (7 Ağustos 2020)

 -Akit: İmamoğlu İstanbullunun paralarını peşkeş çekiyor

               Yeni Akit, “Algıyla çalgıyla 1 yıl” başlıklı birinci sayfa haberinde CHP’li İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nu hedef aldı. Haberde, “İBB Başkanlığı koltuğuna oturduğu günden bu yana İstanbul’u algıyla yönetip, İstanbullunun paralarını yandaş çalgıcılara peşkeş çeken CHP’li İmamoğlu, seçim öncesi vaatlerinin hiçbirini de yerine getirmedi” denildi. (8 Ağustos 2020)

-İsmi sokağa verilen öğrenci lideri Bardakçı’ya “terörist” suçlaması

               Türkiye gazetesi, ismi Nevşehir’de bir sokağa verilen 68 kuşağının devrimci öğrenci liderlerinden Ulaş Bardakçı için “terörist” ifadesini kullanarak, “Fikir adamına kustular, teröriste sustular” başlıklı bir haber yayımladı. Haberde, “Yazar Nuri Pakdil’in ismine karşı çıkanlar THKP-C’li teröristin adını sokağa verdi” ifadeleri kullanıldı.

(11 Ağustos 2020)

 -Türkiye’den “Nuriye rezaleti” manşeti

Türkiye gazetesi, “CHP’nin terörist cici kızı / Nuriye rezaleti” manşetiyle çıktı. Haberde, “CHP’lilerin hapisten çıkarmak için ortalığı ayağa kaldırdığı Nuriye Gülmen, DHKP-C hücre evinde yakalandı” ifadelerine yer verildi. (13 Ağustos 2020)

-İktidar yanlısı medyadan ortak manşet: Meydan okuyoruz

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ekonomideki durum ve döviz kurundaki yükselişle ilgili konuşmasında “Birileri bizi güya ekonomi, yaptırım, kur, döviz, faiz, enflasyonla tehdit ediyor. Onlara diyoruz ki oyununuzu gördük ve meydan okuyoruz” ifadelerini kullandı. Ertesi gün iktidar yanlısı gazeteler (Hürriyet, Milliyet, Sabah, Akşam, Türkiye, Takvim, Posta, Akit) aynı manşetle yayınlandı: “Oyununuzu gördük, meydan okuyoruz.” Bu, basında manşetlerin Ankara’da tek bir merkezden belirlendiği, iktidar için önemli dönemlerde doğrudan bu merkezin devreye girerek birinci sayfalara müdahale ettiği yönündeki bilgileri doğrular nitelikteydi. (13 Ağustos 2020)

-Ekonomik krize karşı medya kampanyasında Türkiye gazetesi: Kasamız dolu

Türkiye gazetesi, “Cari açığı üç defa kapatacak rezerve sahibiz / Kasamız altın dolu” manşetiyle çıktı. Haberde, “Türk halkının bankalarda ve yastık altında en düşük tahminle 2 bin ton altını var” ifadeleri kullanıldı. (15 Ağustos 2020)

-Yeni Şafak: “Erdoğan Atatürk’tür”

Yeni Şafak gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Karagül, Cumhurbaşkanı’na yönelik övgülerini sıraladığı yazısında şu ifadeleri kullandı: “Erdoğan kimdir? Alparslan’dır, Fatih’tir, Yavuz’dur, Abdülhamit’tir, Atatürk’tür. Bugün ne derseniz deyin, büyük tarih yürüyüşü ekseninden baktığınızda, geleceğin tarihi bunu böyle yazacaktır. Biz buradan bakıyoruz. Hiçbir zaman Washington’dan, Londra’dan, Brüksel’den ya da bilmem hangi başkentten bakmayacağız.” (18 Ağustos 2020)

-“Doğalgaz müjdesi” manşetleri

               Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Karadeniz’de 320 milyar metreküplük doğalgaz rezervi bulunduğunu açıklaması, ertesi gün gazetelerin birinci sayfalarına şu başlıklar ve spotlarla yansıdı: (22 Ağustos 2020)

Yeni Şafak: Görülmemiş bir zenginliğin kapıları açıldı / Türkiye’nin enerji çağı – Karadeniz’de 320 milyar metreküp doğalgaz bulduk. Çok daha zengin bir kaynağın ilk parçası. Akdeniz’den de müjde gelecek. (Manşet)

Türkiye: İlk müjde Fatih’ten – Cumhurbaşkanı müjdeyi açıkladı: Fatih sondaj gemisi Karadeniz’de büyük bir gaz rezervi keşfetti. (Manşet)

Yeni Akit: Fatih Karadeniz’i fethetti, 320 milyar metreküp doğalgaz buldu / Elhamdülillah – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, beklenen müjdeyi ‘İşte Rabbim bize bambaşka bir yerde hem de görülmedik zenginlikte bir kapı açtı’ sözleriyle duyurdu. Erdoğan, Fatih sondaj gemisinin Karadeniz’de 320 milyar metreküp doğalgaz rezervi bulduğunu müjdeledi. (Manşet)

Akşam: 130 yıllık hayal gerçek oldu – Türkiye tarihinin en büyük doğalgaz keşfi Karadeniz’de yapıldı. Başkan Erdoğan, Fatih gemisinin yaptığı sondajla 320 milyar metreküp gaz bulunduğunu açıkladı. (Manşet)

Karar: Türkiye’yi sevindiren keşif – Türkiye’nin 48 saatlik bekleyişinin ardından müjde açıklandı: Karadeniz’de sondaj çalışmaları yürüten Fatih gemisi Zonguldak açıklarında 320 milyar metreküplük doğalgaz rezervi keşfetti. Ekonomik sıkıntılar ve salgın gündeminde güzel haber 83 milyonu sevindirdi. (Manşet)

Diriliş Postası: Yerli ve milli hamlelerle emperyalizmin zincirleri kırılıyor / Bu daha başlangıç – Yıllardır enerjide dışa bağımlı politikaların çilesini çeken Türkiye, sonunda yerli ve milli adımların semeresini almaya başladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ilan ettiği ve Türkiye’nin heyecanla beklediği müjde Karadeniz’den geldi. (Manşet)

Milat: Ayasofya bereketi – ‘Açarsak ekonomimizi batırırlar’ dediler ama Ayasofya’nın açılışının üzerinden 1 ay geçmeden Türkiye, tarihinin en büyük doğal gaz rezervini buldu. Türkiye’nin enerji meselesini kökten çözeceklerini belirten Erdoğan, 2023’te ilk gazı hizmete sunacaklarının müjdesini verdi. (Manşet)

Evrensel: Keşif kimin için? – Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın üç gün önceden haber verdiği ve günlerdir propagandası yapılan müjde, beklediği etkiyi yaratmadı. Karadeniz’de bulunan doğalgazın kullanımı için Erdoğan 2023’ü işaret etti. (Manşet)

Gazete Pencere: Müjde açıklandı; döviz yükseldi, borsa düştü – Cumhurbaşkanı Erdoğan, beklendiği gibi Karadeniz’de doğalgaz rezervi keşfedildiğini açıkladı ama rezerv miktarı beklenenin altındaydı. Bu nedenle son 48 saattir görülen hareket tersine döndü. Cumhurbaşkanı konuşurken döviz yükseldi, borsa düştü. (Manşet)

Hürriyet: 320 milyar metreküp doğalgaz müjdesi / 83 milyona kutlu olsun – Cumhurbaşkanı Erdoğan, iki gündür beklenen müjdeli haberi açıkladı: ‘Türkiye, tarihinin en büyük doğalgaz keşfini Karadeniz’de gerçekleştirdi. Fatih sondaj gemimiz, 320 milyar metreküp doğalgaz rezervi keşfetti.’ (Manşet)

Cumhuriyet: Müjde doğalgaz – Türkiye’nin eksenini değiştireceği ileri sürülen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘müjdesi’, beklentilerin altında kaldı. İktidar, umut aşılamaya çalışsa da keşif, yeni kaynaklar bulunmadığı sürece yıllık 50 milyar metreküp gaz tüketen Türkiye’nin dışa bağımlılığını ortadan kaldırmayacak. (Manşet)

Korkusuz: Erdoğan’dan doğalgaz müjdesi – Cumhurbaşkanı Erdoğan, Karadeniz’de arama yapan Fatih Sondaj gemisinin 320 milyar metreküp doğalgaz rezervi bulduğunu açıkladı. (Birinci Sayfa)

Milli Gazete: Karadeniz’de doğalgaz – Cumhurbaşkanı Erdoğan, birkaç gün önce kamuoyuna ilan edeceğini söylediği ‘müjdeyi’ dün açıkladı. Erdoğan, Fatih Sondaj gemisinin yaklaşık 170 kilometre açıkta gerçekleştirdiği Tuna 1 Kuyusu sondajında 320 milyar metreküp doğalgaz rezervi keşfettiğini belirtti. (Sürmanşet)

Milliyet: Karadeniz’de büyük keşif – Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye tarihinin en büyük doğal gaz keşfini Fatih sondaj gemisinin Tuna-1 kuyusunda gerçekleştirdiğini ilan etti. (Manşet)

Sözcü: Müjde, doğalgaz çıktı – ‘Rabbim bize görülmemiş bir kapı açtı’ diyen Erdoğan, Karadeniz’de Zonguldak açıklarında 320 milyar metreküplük bir doğalgaz rezervi bulunduğunu duyurdu. (Birinci Sayfa)

Posta: Tarihimizin en büyük gaz keşfi / Türkiye’m müjde – Türkiye’nin merakla beklediği tarihi müjdeyi Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün şu sözlerle verdi: ‘Tarihimizin en büyük doğalgaz keşfini yaptık. Fatih sondaj gemimiz Karadeniz’de 320 milyar metreküp doğalgaz buldu.’ Bu rezerv, Türkiye’nin konut doğalgaz ihtiyacını 22 yıl karşılayacak kadar büyük. (Manşet)

Sabah: En büyük keşif – Başkan Erdoğan, dünyanın merakla beklediği müjdeyi açıkladı: Türkiye, tarihinin en büyük doğalgaz keşfini Karadeniz’de gerçekleştirdi. 320 milyar metreküplük rezerv bulduk. (Manşet)

Takvim: Enerjinin fatihi – Başkan Erdoğan, dün saat 15.00’te İstanbul’da kameraların karşısına geçti. Dünyanın kilitlendiği müjdeyi verdi. Fatih’in 2 bin 600 metrede doğalgaz bulduğunu söyledi. (Manşet)

Türkgün: Türkiye tarihinin en büyük doğalgaz keşfi / Yüzyılın müjdesi – Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Karadeniz’de Türkiye’nin gelişmesine ve bir üst lige çıkmasına yüksek katkısı olacak, büyük bir doğalgaz rezervi bulunduğunu açıkladı. Bulunan doğalgazın şu anki rezervi, 320 milyar metreküp olarak belirlendi. (Manşet)

Yeni Söz: 320 milyar metreküp doğalgaz bulduk – Türkiye, tarihinin en büyük doğalgaz keşfini Karadeniz’de gerçekleştirdi. (Manşet)

Yeni Birlik: Gurur günü – Türkiye’nin Karadeniz’deki ilk milli derin deniz sondajını gerçekleştiren Fatih Sondaj gemisi, Sakarya gaz sahasında 320 milyar metreküp doğalgaz rezervi keşfetti. Bu rakam, Türkiye’nin yıllık tutarı yaklaşık 12 milyar dolar seviyesine gerileyen doğal gaz ithalatını ciddi miktarda önleyebilecek seviyede bulunuyor. (Manşet)

Yeni Asya: Karadeniz’de doğalgaz sevinci – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Dolmabahçe ofisinde millete sesleniş konuşması gerçekleştirdi. Erdoğan, ‘Türkiye, tarihinin en büyük doğalgaz keşfini Karadeniz’de gerçekleştirdi’ müjdesini verdi. (Birinci Sayfa)

Birgün: Yurttaş bu gaza gelmez – Erdoğan’ın müjdesi beklentileri karşılamadı. Karadeniz’de doğalgaz bulunması ‘ekseni değiştirmeye’ yetmedi. (Manşet)

İstiklal: Keşke müjde olsaydı – Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ‘müjde’ olarak Karadeniz’de 320 milyar metreküp doğalgaz keşfedildiğini açıklaması temkinli karşılandı. Daha önceki keşif açıklamaları ve piyasaların tepkisi göz önüne alındığında bu durum AKP’nin siyasi ve ekonomik sıkışmışlığı aşmak için daha öncekiler gibi söylem düzeyinde geliştirdiği bir hamle olarak yorumlandı. (Manşet)

Aydınlık: Kendi gemimizle aradık bulduk / Bağımsızlık için önemli keşif – Cumhurbaşkanı Erdoğan müjdeyi açıkladı: Türkiye, tarihinin en büyük doğalgaz keşfini Karadeniz’de gerçekleştirdi. Fatih sondaj gemimiz 320 milyar metreküp doğalgaz rezervi keşfetmiş durumda. Erdoğan’ın önemli vurgularından biri de ‘bağımsızlık’ oldu. (Manşet)

Dünya: 320 metreküp doğalgaz keşfi – Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fatih gemisinin Karadeniz’deki sondajında 320 milyar metreküp doğalgaz rezervi keşfettiğini açıkladı. Erdoğan, yerli doğalgazın 2023 yılında milletin hizmetine sunulacağını söyledi. (Manşet)

Yeni Çağ: Dolar müjdeyi beğenmedi – Cumhurbaşkanı Erdoğan, ‘Türkiye, tarihinin en büyük doğalgaz keşfini  Karadeniz’de gerçekleştirdi. 320 milyar metreküp doğalgaz rezervi bulundu’ dedi.Bu açıklamayla birlikte dolar yükselişe geçti. (Birinci sayfa)

-İktidar medyasından “sevinemediler” manşetleri

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, Karadeniz’de 320 milyar metreküp doğalgaz rezervi bulunduğunu açıklamasından bir gün sonra iktidar yanlısı basın muhalefeti hedef aldı.

Yeni Şafak gazetesi, “Sevinemediler” sürmanşetiyle çıktı. Haberde, “Ayasofya’nın açılışında milletin sevincine ortak olmayan, Biden’ın küstah açıklamalarına sessiz kalan muhalefet, şimdi de Türkiye tarihinin en büyük doğalgaz keşfinden rahatsız oldu. CHP, İYİ Parti, destekçi gazeteci ve sözde aydınlar, enerjideki milli adımları itibarsızlaştırmak için birbirleriyle yarıştı, skandal açıklamalar pes dedirtti” ifadelerine yer verildi.

Yeni Akit de benzer bir haberi “Türkiye için yüzyılın keşfini sindiremiyorlar / Muhalefette gaz sancısı” manşetiyle verdi. Haberde, “Türkiye’nin Karadeniz’de 320 milyar metreküplük büyük bir doğalgaz rezervi keşfetmesi, çok uluslu firmaların bekçiliğine soyunan şer cephesini hüzne boğdu. Ülkemizi enerji baronlarına karşı bağımsızlığına kavuşturacak öncü hamlesini itibarsızlaştırmaya çalışan ve burun kıvıran muhalefetin bir kısmı ise adeta kin kustu” denildi. Haberde “Kin kusan hazımsızlar” başlığı altında HDP Eş Başkanı Pervin Buldan, HDP Milletvekili Garo Paylan, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Aytun Çıray, CHP Genel Sekreteri Selin Sayek Böke, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, gazeteci Yılmaz Özdil ve Nevşin Mengü ile ekonomist Özgün Demirtaş’ın fotoğraflarını kullanan gazete, “Sevinemeyenler” başlığı altında ise CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Lideri Meral Akşener, Saadet Partisi Lideri Temel Karamollaoğlu ve DEVA Partisi Lideri Ali Babacan’ın fotoğraflarına yer verdi.

Milat gazetesi de aynı haberi “CHP’de gaz sancısı” başlığıyla birinci sayfasından verdi. Haberde, “‘Biz istemezük’ siyasetinin temsilcisi CHP, Türkiye’nin enerji hamlesini hazmedemedi. Tarihi keşfi küçümsemeye kalkışan CHP’lilere Kılıçdaroğlu’ndan konuşmama talimatı geldi” ifadeleri kullanıldı. (23 Ağustos 2020)

-“Dünyayı tedavi ediyoruz” manşetiyle propagandaya hizmet

               Türkiye gazetesi, koronavirüs salgını kontrolden çıkarken Yeşilköy ve Sancaktepe’de yapılan hastaneler için övgü dolu bir habere imza attı. “Çin dahil onlarca ülkeden hasta geldi / Dünyayı tedavi ediyoruz” başlıklı manşet haberde, “İstanbul’un iki yakasına inşa edilen dev sağlık merkezleri, diğer hastanelerin yükünü almakla kalmadı; birçok ülkeden hastaya da şifa dağıttı” denildi. (25 Ağustos 2020)

 -Takvim’den “Millet İttifakı Biden’ın kayığında” manşetleri

               Takvim gazetesi, “Tam gaz” manşetiyle çıktı. Haberde, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Lideri Meral Akşener, HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, DEVA Partisi Lideri Ali Babacan, Gelecek Partisi Lideri Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi Lideri Temel Karamollaoğlu,  İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Sözcü Gazetesi’nin sahibi Burak Akbay ve gazeteci İsmail Küçükkaya’nın montajlanmış fotoğraflarını “Joe Biden’ın kayığında” resmeden gazete, “Fatih Karadeniz’de, Yavuz, Kanuni, Oruç Reis ve Barbaros Akdeniz’de kovalıyor, Joe’nun kayığı kaçıyor. Türkiye, Karadeniz’de yüzyılın keşfini yaptı. 320 milyar metreküp doğalgaz kaynağına ulaştı. Bunu duyan dostlar korosunun Karadeniz’de gemileri battı. Fatih’in gemisinden inip Biden’ın kayığına binen Millet İttifakı, vatandaşın cebini umursamadı. Gazına geldikleri dış güçlerle sefere çıktı” ifadelerini kullandı.  Gazete ertesi gün de, “TuTUNAmayanlar” manşetiyle çıktı. Bu kez haberde, Kılıçdaroğlu, Demirtaş, Babacan, Davutoğlu, Karamollaoğlu, İmamoğlu, Akbay ve Küçükkaya’nın yanı sıra Mısır Devlet Başkanı Abdülfettah es-Sisi, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis ve Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un fotoğraflarını da montajla bir inşaat vincinin üzerine oturtan Takvim, “Türkiye, havada, karada, denizde tek dişi kalan ‘medeniyeti’ dağıttı. Adını ecdadının gücünden alan gemileriyle Akdeniz ve Karadeniz’de Batı’yı şoka uğrattı. Fatih’in Tuna-1 kuyusundaki doğalgaz keşfi dünyayı salladı. ABD’nin ipiyle kuyuya inenler ise şaştı kaldı. Joe’nun kankaları bu tarihi adım karşısında dağıldı” dedi. (27 Ağustos 2020)

-Akit’in Erbaş savunusu

               Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın Giresun’daki sel felaketinin ardından bölgeyi cübbesi ve sarığıyla ziyaret etmesi tepkilere neden oldu. Yeni Akit, Erbaş’ı “Laikçi yobazların İslam hazımsızlığı” başlıklı birinci sayfa haberiyle sahiplendi. Haberde, “Giresun’un Dereli ilçesinde yoğun yağışlar sebebiyle yaşanan sel afeti sonrası bölgeyi ziyaret eden Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’a kin kusan seküler yobazlar çirkin yüzlerini yine gösterdi” denildi. (27 Ağustos 2020)

 -Yandaş basından çirkin Ebru Timtik manşetleri

Avukat Ebru Timtik’in adil yargılanma talebiyle başlattığı ölüm orucunun 238. gününde yaşamını yitirmesinin ardından iktidar medyası benzer manşetlerle muhalefete saldırdı.

Türkiye gazetesi, “CHP yine teröriste sahip çıktı / Yüzleri kızarmıyor” manşetini atarken, haberde “Terörist Bardakçı’nın adını sokağa verdiler, DHKP-C’li Gülmen için ortalığı ayağa kaldırdılar. Bu defa da Savcı Selim Kiraz cinayetinde parmağı olan Ebru Timtik’e kol kanat gerdiler” ifadelerini kullandı.

Yeni Şafak da benzer bir haberi birinci sayfasından “Teröriste ağıt yaktılar” başlığıyla verdi. CHP ambleminin kullanıldığı haberde, “DHKP-C’nin Türkiye sorumlularından Kamile Kayır ile aynı bölmede yakalanan avukat Ebru Timtik, terör örgütünün talimatıyla girdiği ölüm orucunda can verdi. CHP’liler, teröristin ölümünün ardından devleti cinayetle suçladı” denildi.

Yeni Akit ise aynı haber için “Teröristi savunup devleti suçladılar / Jakoben laikler DHKP-C’yi sahiplendi” manşetini attı. Haberde, “Jakoben laikler, Türkiye Cumhuriyeti devletini ortadan kaldırmak ve anayasal düzene son vermek için terör eylemleri yapan DHKP-C’li teröristlere sahip çıktı. DHKP-C’li Ebru Timtik’in ölüm açlığı sonrası ölmesi üzerine ‘Kemalist’ geçinenler devleti suçladı” ifadelerine yer verildi. (29 Ağustos 2020)

 TEHDİT, HAKARET, HEDEF GÖSTERME, ŞİDDET

 -Karar yazarı Taşgetiren’e tehdit

               Karar gazetesi köşe yazarı Ahmet Taşgetiren, MHP Genel Başkanı Danışmanı Türkgün gazetesi yazarı Yıldıray Çiçek tarafından tehdit edildi. Çiçek, Taşgetiren’i şu ifadelerle hedef gösterdi: “Serok Ahmet’in peşinde koşmanın misyonunu yerine getiriyorsun bunu anlıyoruz da sen yine de MHP’ye bulaşma. Ülkücüler daha kendilerine ettiğin hakaretleri, attığın iftiraları unutmadı. Sakalını teker teker yolarlar bizden söylemesi. Biz seni Google ihtiyacı olmadan tanıyoruz, biliyoruz Ahmet Taşgetiren. Hadi ‘Karar’ kıldığınız ihanetlerinizde debelenmeye devam edin.” Çiçek, ertesi gün sözlerinin tehdit değil uyarı olduğunu şu ifadelerle savundu: “Ahmet Taşgetiren’in Ülkücülere hakaretleri, iftiraları, MHP ve Sayın Devlet Bahçeli’ye düşmanlık derecesindeki takıntıları bizim mücadele etmek adına meselemizdir. Biz bu meselemizde hakkımız olan savunmayı ve uyarımızı yapıyoruz.” (13-14 Ağustos 2020)

 -Kanal D ekibi saldırıya uğradı

Kanal D muhabiri İbrahim Konar ve kameraman Volkan Kamber, İstanbul Bilişim Şirketi’nden şikayetçi olanların sorunlarıyla ilgili haber takibindeyken şirket yetkililerinin fiziksel saldırısıyla karşılaştı, ekipmanları zarar gördü. Gazeteciler suç duyurusunda bulundu. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, saldırıyı kınayan bir açıklama yayınladı, sorumluları göreve çağırdı. (13-14 Ağustos 2020)

-Ordu’da gazeteciye silahlı saldırı

Ordu’nun Ünye ilçesinde AKP’ye yakınlığı ile bilinen “Haber Ünye Portalı” adlı internet gazetesinin sahibi olan Samet Girmeç (35), 2 kişinin “Hilmi Güler aleyhinde neden yazılar yazıyorsun” diyerek kendisini dövdüğünü iddia etti. Ünye Polis Merkezi Amirliği’ne başvuran Samet Girmeç, Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Hilmi Güler hakkında “azmettirmekten”, iki kişi hakkında da “Kasten yaralama, tehdit, hakaret, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma” suçlarından şikâyetçi oldu. İfadesinde başından geçenleri anlatan Samet Girmeç, 40 dakika boyunca darp edildiğini anlattı. Girmeç, “E.U. silahın namlusunu ağzıma soktu. Benle konuşurken gözüme yüzüme vurdu. E.U. ve yanındaki kişi beni tekme tokat dövmeye başladılar. Bayılma numarası yaptım. Tehdit ve darpları 40 dakika devam etti. Sonra gittiler” dedi. (23 Ağustos 2020)

 -Bursa’da gazeteci Önen’e saldırı

Bursa Karacabey’de yayın yapan Yörem gazetesinin imtiyaz sahibi Şaban Önen, Belediye Kamyon Garajı’nda yer alan otoparkta, 4 kişinin saldırısına uğradı. Şaban Önen’in, AKP’li Belediye Başkanı Ali Özkan’ın yakınlarının saldırısına uğradığı iddia edildi. Saldırganlar arasında belediye başkanının yakını olan söz konusu otoparkı işleten kişi de vardı. (20 Ağustos 2020)

 -Antalya’da gazeteci Kocabaş’ın evine silahlı saldırı

Dim Medya temsilcisi Yakup Kocabaş’ın evi 24 Ağustos’ta sabaha karşı kurşunlandı. Kimliği belirsiz kişilerin ateşlediği silahtan çıkan 3 kurşun Kocabaş’ın ailesiyle yaşadığı eve isabet etti. Kocabaş, hastalıklı fidan ithaline ilişkin haberleri nedeniyle tehditler almıştı. Gazipaşa’daki bazı işyerlerinin kaçak pavyon olarak işletildiği, koronavirüs tedbirlerinin uygulanmadığı ve denetim yapılmadığı yönünde haberler kaleme almış yine bu haberlerden dolayı tehditlere maruz kalmıştı. ÇGD Antalya Şubesi bir basın açıklamasıyla saldırıyı kınadı, sorumluları göreve çağırdı.

(24 Ağustos 2020)

 -Nevşehir’de Cemiyet’in minibüsü kundaklandı

Nevşehir’de Gazeteciler Cemiyeti’ne ait minibüs cemiyet binası önünde kundaklandı. Aracı yaktığı belirtilen iki kişi gözaltına alındı. (25 Ağustos 2020)

 -İzmir’de CHP kongresinde iki gazeteci darp edildi

               CHP İzmir Gençlik Kolları Kongresi’nde iki gazeteci saldırıya uğradı. Türkiye Gazeteciler Sendikası İzmir Şubesi Başkanı Halil İbrahim Hüner “CHP İzmir İl Gençlik Kongresi’nde bir gazetecinin görüntü almasının engellenmesi için elinden telefonunun alınması, bir başka gazetecinin de darp edilmesi hem cezai suçtur hem de basının özgür çalışma ortamını engellemek ve basın özgürlüğünü kısıtlamaktır. Olaya karışanların, faillerin bir an önce yakalanıp gerekli cezayı almasını talep ediyoruz” dedi. CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel de “Gazetecilere yönelik saldırılara sebep olanları tek tek tespit ederek gerekli disiplin sürecini başlatacağız” açıklaması yaptı. (30 Ağustos 2020)

 -Akit baroyu hedef gösterdi: İstanbul Barosu DHKP-C bürosu

Yeni Akit, “İstanbul Barosu, DHKP-C’nin bürosu mu?” manşetiyle çıktı. Haberde, “Şehit Savcı Mehmet Selim Kiraz’ın katledilmesinde rolü öne sürülen avukat görünümlü DHKP-C militanı Ebru Timtik’in, örgütün ‘açlık grevi’ talimatı sonrası ölümüyle adeta karalar bağlayan İstanbul Barosu’nun legal sahada da ‘DHKP-C bürosu’ gibi hareket ettiği ileri sürülüyor” denildi. (31 Ağustos 2020)

 -Akit, yazarlara saldırdı: “Sapkınlar soldan çıkıyor”

Yeni Akit, birinci sayfasından “Sapkınlar hep soldan çıkıyor” başlıklı bir haber yayımladı. Haberde, “Cuma hutbesinde Allah’ın emir ve yasaklarının söylenmesine bile tahammül edemeyen sol zihniyet, ‘sanat’ adı altında kaleme aldıkları paçavralarda her türlü rezaleti meşrulaştırıyor. Jakoben aydınlar (!) sapkın kitaplarında pedofiliyi, ensesti, tecavüz ve her türlü sapkınlığın propagandasını yapıyorlar” ifadelerini kullandı. Haberde Ahmet Ümit’in Kırlangıç Çığlığı kitabıyla “pedofili sapkınlarını meşrulaştırdığını”; Ferhan Şensoy’un Elveda SSK kitabında “hayvan tecavüzünü olağanlaştırdığını”, Elif Şafak’ın Mahrem kitabında “çocuk istismarını açıkça tasvir ettiğini”; Zülfü Livaneli’nin Konstantiniyye Oteli  kitabında “tecavüzcüleri meşru gösterdiğini”; Duygu Asena’nın ise Paramparça kitabında “eşcinsellik ve ensest propagandası yaptığını” yazdı.

(31 Ağustos 2020)

-MHP’den yine bir gazeteciye tehdit

Gazeteci Şirin Payzın, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin “köksüz siyasetçi” ifadesini sosyal medyada “inanılmaz üslup” ifadeleriyle eleştirdi. Buna MHP MYK üyesi Osman Şişman tehditle yanıt verdi. Şişman, Payzın’ın babasının vefat ilanını paylaştı ve şu ifadeleri kullandı: “Bülbül yuvasının kapana kısılmış, suyun öbür yakasının köksüz lağımcıları, Türk vatanında yaptıklarınız, yapacaklarınız için anlayacağınız dilden the end, Türk’ün kökleri sizleri sardıkça kuduracaksınız, nefes alamayacaksınız.”

(31 Ağustos 2020)

 TOPLUMSAL CİNSİYET EŞİTSİZLİĞİNİ, KADIN DÜŞMANLIĞINI VE İSTİSMARI MEŞRULAŞTIRMAYA YÖNELİK HABERLER

 -İstanbul Sözleşmesi’ne ve toplumsal cinsiyet eşitliğine yönelik saldırgan yayınlar

               AKP’nin başlattığı İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmeye yönelik tartışmada iktidar kaynaklarıyla yayıncılığı sürdüren çevreler içinden de farklı görüşler dile getirildi. Çoğu, yorum-görüş seviyesini aşan, toplumsal cinsiyet eşitliğine, kadınlara ve LGBTİ bireylere yönelik saldırganlık içeren, basın ahlak ilkelerini açıkça ihlal eden yayınlardı. Öne çıkanlarını şunlar oldu:

Yeni Şafak yazarı Yusuf Kaplan: “Erdoğan sonunu hazırlıyor”

               İstanbul Sözleşmesi’ni savunmanın Tanrı’ya meydan okumak anlamına geldiğini iddia eden Kaplan, “Eşcinsellik ve benzeri akımlar yaradılışa aykırı, sapkın eğilimlerdir” dedi. “İstanbul Sözleşmesi, çok büyük sosyo-kültürel yarılmalara ve ailevî yıkımlara yol açacak toplumda. Çok büyük yaralara yol açtı daha şimdiden” diye yazan Kaplan şu ifadeleri kullandı: “Erdoğan, İstanbul Sözleşmesi’ni çöpe atmalı, bizim insanı yücelten asil medeniyet değerlerimize dayalı, dünyaya da model olabilecek kadına cinayeti, şiddeti önleyecek örnek bir yasa yapılması talimatı vermeli! Eğer İstanbul Sözleşmesi’ni kaldırıp çöpe atmazsa, sonunu hazırlamış olur iktidar! Benden hatırlatması. (3 Ağustos 2020)

Akit’in kadın düşmanlığı

Yeni Akit, İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasına yönelik tartışmalara Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kızı Sümeyye Erdoğan’ın da aralarında bulunduğu bazı AKP’li kadınların da tepki göstermesinin ardından, kadın düşmanı haberlerinin yönünü değiştirdi. İlk olarak “Fesad sözleşmesi aileyi aştı, artık davaya zarar veriyor / Hedef Külliye ile tabanı çatıştırmak” manşetini atan gazete, haberinde “Başını Mor Çatı’nın ve LGBTİ sempatizanlarının çektiği laikçi sol cenah; aileyi ve toplumu ifsad eden Batı menşeili İstanbul Sözleşmesi’ni sahiplenirken, mütedeyyin kesimde yer alan bazı dernek ve yazarların da azgın azınlığın dümen suyuna girmesi tepki çekti. Sözleşmenin kadına şiddeti azaltmadığını, aksine şiddetin ve sapkınlığın kaynağı olduğunu ifade eden aile uzmanları ve ilahiyatçılar, ‘AK Parti tabanı ile -Sözleşme nas değildir- diyen Başkan Erdoğan karşı karşıya getirilmek isteniyor. Bu oyuna gelmeyelim’ dediler” ifadelerini kullandı.

Yeni Akit, 7 Ağustos’ta bu kez “Bu sözleşme Lût Kavmi kokuyor” manşetiyle çıktı. Haberde ise “STK’lar Türk aile yapısını bozarak cinsiyetsiz ve sapkın bir toplum oluşturmak isteyen İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmesi için çağrıda bulundu. Birçok Avrupa ülkesinin sorgusuz sualsiz çekildiği sözleşmenin Müslüman Türkiye’de hâlâ uygulanmasının kabul edilemez olduğunu ifade eden Yeni Emekli Bir-Sen Genel Başkanı İsrafil Odabaş, ‘Ülkemiz eşcinselliği teşvik edip Lût Kavmi kokan bu sözleşmeden acilen çekilmelidir’ dedi” ifadelerine yer verildi. Gazete, ertesi gün de “O sözleşmeye Vatikan bile karşı” manşetini attı. Haberde, “Kadına şiddeti önleme bahanesiyle 2011 yılında Avrupa Konseyi tarafından hazırlanan İstanbul Sözleşmesi’ni şerhsiz imzalayan ülke sayısının Türkiye dahil sadece 10’da kaldığı, çekince koyarak imzalayan 28 ülkenin yürürlüğe sokmadığı, Katoliklerin yönetim merkezi olan Vatikan’ın ise sözleşmeye imza dahi koymadığı ortaya çıktı. Hristiyan toplumunun dini liderlerinin bile imzalamaktan imtina ettiği fesat sözleşmesinin Türkiye’deki bazı kesimlerce hâlâ desteklenmesi manidar bulunuyor” denildi.

Yeni Akit, 10 Ağustos’ta da “İstanbul Sözleşmesi ülkeyi enkaza çevirdi” manşetiyle çıktı. Bu kez haberde “CHP, HDP ve avaneleri, Mor Çete’nin başını çektiği feminist oluşumlar, TÜSİAD gibi emperyalist uzantıları ile Koç, Sabancı gibilerin ‘Yaşatır’ diyerek savunduğu İstanbul Sözleşmesi’nin kanlı faturasını gözler önüne seriyoruz. Sözleşme sonrası kadın cinayetleri arttı, evlilikler azaldı, doğum sayısı düştü, milyonlarca baba evinden uzaklaştırıldı” ifadelerine yer verildi.

Yeni Akit, ertesi gün “İfsad sözleşmesinin faturası çocuklara” manşetiyle çıkarken, haberde “Türkiye’nin kayıtsız şartsız imzalayıp tüm maddelerini iç hukukta aynen uyguladığı İstanbul Sözleşmesi dönemine ait istatistikler, çocuk nüfusun giderek azaldığını, boşanmaların hızla arttığını ve boşanmalar sonrası açılan velayet davalarının rekor seviyeye ulaştığını gözler önüne seriyor. 8 yılda velayeti için mahkemeye başvurulan çocuk sayısı 900 bini aştı” denildi.

Yeni Akit, kadın düşmanı haber serisine devam ederek ertesi gün “Bu yıkıma ‘dur’ deyin” manşetiyle çıktı. Haberde, “Sözde kadına şiddeti önleme adına getirilen ancak şiddeti önlemek bir yana kadın cinayetlerinin artmasına, yuvaların dağılmasına, babaların evden atılıp çocukların yuvalarından koparılmasına sebep olan İstanbul Sözleşmesi’ne tepki gösteren hukukçular, ‘Bizim kültürümüzle uyuşmayan bu sözleşme iptal edilsin; bu yıkıma artık bir dur denilsin’ çağrısında bulundu” denildi.

Yeni Akit, 13 Ağustos’ta bu kez “Batı menşeili İstanbul Sözleşmesi, kadınları erkeklere düşman ediyor / Erkeği suçlamak şiddeti çözmez” manşetiyle çıktı. Haberde, “Kadın-erkek ilişkilerini zedeleyen ve aile kurumunu dinamitleyen İstanbul Sözleşmesi’nin, şiddet olaylarını sadece erkeğe mâl etmesi temelin yanlış olduğunu gözler önüne seriyor. Akit’e konuşan STK temsilcileri, sözleşmenin içeriğine atıfta bulunarak, ‘Bu sözleşme dünyanın yarısını oluşturan kadınları, diğer yarısını oluşturan erkeklere düşman ediyor. Şiddet olaylarında bütün suçu erkeğe yüklemek, şiddeti önlemez’ dedi” ifadelerine yer verildi. (5-7-8-10-11-12-13 Ağustos 2020)

 -Spor spikeri cinsiyetçi yorumları nedeniyle özür diledi

Bein Sports kanalında Real Madrid Manchester City karşılaşmasını yorumlayan spiker Melih Şendil canlı yayında kadınlara yönelik cinsiyet ayrımcı ifadeler kullandı. “Futbol o kadar ataerkil bir oyun ki mesela kadınlara voleybol oynamak çok yakışıyor ama benim şahsi düşüncem kadınlar futbolda olmamalı. Basketbol da bence erkek oyunu. Ayrımcılık yapıyor gibi olmayalım, topa tutarlar ama önemli değil. Alışığız” diyen Spiker, gelen tepkiler üzerine özür dilediği açıklamasında şu ifadeleri kullandı: “Cinsiyet ayrımcılığına her zaman kati bir şekilde karşı çıkan Bein Sports ailesinin yani sıra, başta tüm kadınlardan ve izleyicilerimizden dün akşamki ‘Maç Sonu’ programında yaptığım niyetimi aşan yorumlar nedeniyle kırgın olan saygın halkımızdan içtenlikle özür dilerim.” (7-8 Ağustos 2020)

-Akit’in LGBT düşmanlığı

Yeni Akit, “Ekrem sapkınlara sahip çıkıyor” başlıklı birinci sayfa haberinde, “İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Türk milletinin baş belası olan sapkınlara verdiği desteği sürdürüyor. Belediye çalışanlarına gönderilen ‘Personel memnuniyet anketinde’, ‘kadın’, ‘erkek’ ve ‘diğer’ seçeneğinin belirtilmesi, ‘diğer’ kısmını işaretleyenler için açıklama satırının yer alması dikkat çekti” dedi. (24 Ağustos 2020)

 -Akit: İstanbul Sözleşmesi tamamen kaldırılsın

               Yeni Akit, “İfşad sözleşmesi tamamen kaldırılsın” manşetiyle kısa bir ara verdiği İstanbul Sözleşmesi haberlerine devam etti. Haberde, “İstanbul Sözleşmesi’nin aile yapımızı dinamitleyen bölümlerini madde madde ifşa ediyoruz. Toplam 81 maddeden oluşan İstanbul Sözleşmesi’nin 24 maddesinin doğrudan aile ve nesil için büyük tehlike oluşturduğunu gözler önüne seren rapor, fesat sözleşmenin birkaç unsurunun değil, tümden değiştirilmesi gerektiğini gösteriyor” ifadelerine yer verildi. (25 Ağustos 2020)

 BASININ GÜNDEMİ – GÜNDEME BAKIŞ

-Basın Kartı Yönetmeliği’nde bir hükme yürütmeyi durdurma kararı

Çağdaş Gazeteciler Derneği’nin basın kartı yönetmeliğinde yapılan değişiklikler hakkında açtığı davada Danıştay, basın kartı için şart koşulan “sigortalılık” hükmünün yürütmesini durdurdu. Hüküm, gazetecinin basın kartı alabilmesi için gerekli koşulan diğer şartların yanında “5953 sayılı Kanun hükümlerine uygun sözleşme yapmış ve sigorta primlerinin çalışma mevzuatı esaslarına uygun olarak yatırılmış olması” şartını getiriyordu. Danıştay, bu maddeyle yüklenen sorumluluğun gazeteciye değil işverene ait olduğunu belirtti ve kişinin kendi sorumluluğunda olmayan bir durum nedeniyle cezalandırılamayacağı ilkesinden hareketle fıkranın yürütmesini oy çokluğuyla durdurdu.

-Fatih Portakal’ın sürpriz emeklilik kararı

Fox TV Anahaber bülteni sunucusu Fatih Portakal emeklilik kararı aldı. Uzun süredir iktidarın hedefinde olan geçtiğimiz aylardaki raporlarımızda da not ettiğimiz gibi pek çok yayınla sindirilmeye çalışılan Portakal’ın sürpriz emeklilik kararı tartışma başlattı. (24 Ağustos 2020)

 -TGC başarı ödülleri açıklandı, fotoğraf ödülü geri çekildi

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye 2019 Gazetecilik Başarı Ödülleri’ni kazanan gazetecileri ilan etti. Fotoğraf dalında ödüle layık görülen Batman Çağdaş gazetesinden Reşat Yiğiz’in ödül için aday olan fotoğrafı kendisinin çekmediği ortaya çıktı. Fotomuhabiri Bülent Kılınç’ın fotoğrafı ile ödüle başvurduğu anlaşılan Yiğiz, fotoğrafı olay yerinde yaşayanlardan temin ettiğini açıkladı. Ödülü geri çeken TGC, üyesi Reşat Yiğiz’i kesin ihraç talebiyle disipline sevk etti. TGC’den yapılan açıklamada “Ödüllerinin açıklanmasının ardından Reşat Yiğiz’in yarışmaya Fransız Haber Ajansı’ndan (AFP) Bülent Kılıç’ın fotoğrafıyla katılarak hem Seçici Kurulu, hem de kamuoyunu yanılttığı anlaşılmıştır. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu bu nedenle Reşat Yiğiz’in aldığı fotoğraf ödülünü iptal etmiş ve ödülün AFP’den Bülent Kılıç’a verilmesini kararlaştırmıştır” dedi. (24 Ağustos 2020)