Karga Gak Demeden
29-09-2020
Ömer ŞAN 

Dün, Acaba Dün müdür? 

Siyaset, yani günümüz manasındaki siyaset, artık öyle menem şey odu ki, insanı kendinden şüphelendiriyor… Bir bakıyorsunuz, düne göre değişen konjonktür, saatli ve dahi dakikalık değişkenliklere uğruyor!

‘Dün, dündür’ söylemlerinden, ‘Bizden önce buzdolabı mı vardı’ söylemlerine geçiş yaparken; feleğin sillesinden 5-10’u birden iniveriyor toplumsal belleğin ensesine!

Bir bakıyorsunuz bocalıyor, gündem… Bir Amerikan şeysi, 1.80’lere çıktı diye dış mihraklardan teröre çuvaldız sıkıştıranlardan, ‘5 TL’ye şıpgadanak indirdik’ diye övünenler; bugün 8 milyona merdiven dayamış o şeysine karşı maaş sorguluyor?

Bir dönem ‘açılım’ ve saçılımlarla kentleri köstebek gibi kazdıranlar, 29 Ekim (Cumhuriyet Bayramında) 2014’te PYD/YPG birliklerini korumayla koridor açarak Kobani’ye gönderen, bayraktarlığını yapanlar bugün, Anayasal ve yasal zeminlerde siyasi faaliyet yapan muhalefete ‘Kobani operasyonu’ düzenliyor!

Hele de 19 Ekim 2009’da Habur’da kurulan sınır mahkemesi ile Türkiye’ye giriş yapan terör örgütü mensubu 34 kişinin serbest bırakılmasından söz bile etmiyoruz… Kimdi bunlara yol veren? Daha sonra, 2016’da ise bu mahkemenin hakimi, ‘fetöş’ten tutuklanıyordu!

Şimdi şunun şurasında neler yaşandı ki, bir kandırmacadır alıp başını gidiyor. Fala da öteye gitmeye gerek yok! Arap’ın kralına duyulan yastan sonra Yunan gerginliğinin hesabı da ortada!

Filistin ve şu anki yönetiminden söz bile etmeye gerek yok!

Ancak o dibinden çıkılmayan Suudi Arabistan’ın, Türk mallarına ambargo kararının önceki gün resmileştiğini bilin! Yani kıssaca (!) ‘Made in Turkey’ damgalı ürünler, Ekim ayından (yarın öbür günden) itibaren Arabistan’a giremeyecek. Ancak işin içine hacı ve umreciler dahil mi bilmiyoruz… Orası da şüpheli henüz!

Başka da söz yok! Durum budur, ne kadar kıskanırsan o kadar kudur!..

Tayyare gibiyiz maşallah! Vız gelip tırıs gidiyor nasıl olsa… Geçen hafta bakın ne oldu inceden… Akaryakıta 2-3 günde bir yapılan zamcıklar ve ardından indirip-bindirmelerden söz etmiyoruz bile…

Son ekonomik ve dünyanın kıskandığı zirvede, biz emeklilerin muayene katılım paylarına yüzde 60 oranında, yine biz emeklilerin ilaç katılım paylarına ise yüzde 70 oranında bindirme düzenlemesi yapıldı…

Yetmedi, ardından elektrik denen neredeyse zaruri ihtiyaca yüzde 32.3 oranında ve aynı anda ise doğalgaza yüzde 34.7 oranında düz(elt)me ayarı verildi.

Aman ha… Maske, Mesafe, Hijyen! Amerikan ve kıskanç Avrupa şeysilerini takmayın!

Bir de not edin bir kenara… 

NASA’dan yapılan açıklamada, 31 Ekim’de, çok nadir görülen bir doğa olayı gerçekleşeceği duyuruldu! Açıklamaya göre, 31 Ekim’de ‘Mavi Dolunay’ görülecek. 

Ayrıca NASA açıklamasında, her yıl 12 adet dolunay meydana gelirken, 2020 yılında 13 dolunay olayı gerçekleşeceği yönünde de bilgiler verildi. Açıklamada, bu fazladan dolunay olayının, ‘Mavi Dolunay’ veya ‘Mavi Ay’ olarak da adlandırıldığı ifade edildi… 

Kasım ve Aralık’ta neler olacağı konusunda henüz bir açıklama yapılmadı.

Bir de Ermenistan, uluslararası anlaşmalara aykırı şekilde ‘ateşkes’i bozarak Azerbaycan’ın bazı kent ve kasabaları ile köylerini işgal etmiş!

Bir bakıyorsunuz etrafınıza, S400’ler yok ama Rusya, Ermenistan’a yardım ediyor. Rusya’nın etrafına sattığı doğalgazın çoğunluğunu ise Azerbaycan, oldukça ucuz fiyattan karşılıyor.

Rusya’ya ekonomik olarak destek olmak için biz de (hükümet olarak), kullanmadığımız ve göremediğimiz S400’lere 2.5 milyar dolar veriyoruz!..

Ve yırtınarak açıklama yapıyor siyasilerimiz ‘Azerbaycan halkının yanındayız!..! Yersen!.. De, yedin mi?

Çok sıkıntılı bir süreç başlıyor önümüzde, Mart’ta yoğunlaşan pandemi süreci önümüzde neredeyse tsunamiler oluşturacak şekilde yayılıyor. Bizim gibi ülkeler ise yaşanacak ekonomik zorlukları aşabilmek için çeşitli formüller araştırıp, en az zararla atlatmanın çalışmalarını yapıyor…

Hindistan da bunlardan biri, 100 günlük sürelerle, kırsal alanlarda el emeğine yönelerek tarla ve bahçelerde vasıfsız çalışma iş programları oluşturuluyor. Yani kendi çiftçisi ve iş gücünü tarımsal/doğal üretime yönlendiriyor!

Peki, biz ne yapıyoruz?.. Bizimkiler ise, yok ettikleri tarımı ve üretimi düzeltmek yerine Afrika’da tarım arazisi kiralayıp; Meksika’dan nohut, Şişli’den ceviz, Çin’den pirinç, Portekiz’den mercimek, Sırbistan’dan et, Suriye’den patates, Mısır’dan soğan getiriyor…

Dünya bizi kıskanıyor! (!)

Kimse ötede beride ayak-mayak, At izi-İt izi aramasın… Ayak yok, iz yok! Baş var baş… Kapının köpekleri ile değil kapının asıl sahibi ile uğraşın! Aksini diyenin de… Kazak Abdal laf söylemiş!.. Anladunuz mi oniii?

Hey gidi Metin Ağabey, Metin İslamoğlu… Fotoğraflardaki gibi soluklaşmıyor anılar, demleme tadında sohbetler, dörtnala yaşar gibi dağı-taşı baharı… Ruhun şad olsun, yattığın yer incitmesin, ışığın sönmesin Sevgili Metin Ağabey… Saymadan da bilirsin, yoksunlukta geçen sekiz seneyi!