tekince

Ankara’nın ilçe olabilecek kadar büyük semtlerinin birinde 71 yaşındaki vatandaş Ekince Efendi Koronavirüs nedeniyle, bu hastalığın bütün yurtta yayılmasına neden olan yetkililerin koymuş olduğu bütün ağır koşullara harfiyen uydu.
Sokağa çıkmayacaksın dediler.
Çıkmadı.
Şartlara uyarak sokağa çıkacaksın dediler.
Şartlara uyarak sokağa çıktı.
Sokakta inlerle cinlerle oturup sohbet etti.. Onlarla birlikte şarkılar söyledi hatta top bile oynadı.
İçişleri Bakanı’nın saat 24.00’de başlayacak sokağa çıkma yasağını saat 22.00’de ilan etmesine rağmen marketlere hücum etmedi.
Ümre’den dönen hiçbir kimseyi bırakın yakıdan görmeyi uzaktan bile görmedi.
AKP Genel Başkanı ve AKP’li Cumhurbaşkanı’nın meşhur maske işkencesinin tanığı oldu, işkenceye katlandı. 65 yaş üstüne vereceği ücretsiz 2 adet maskeyi ise halen bekliyor.
Hastalığın yayılmasının ana nedenlerinden biri olan Ayasofya’nın açılışına katılan hiçbir şarta uymayan 300 bin kişinin içinde de yer almadı.
Günlerdir evine bir sağlık görevlisi uğrar, hal-hatır sorar, test yapar ya da gerekli önlemleri söyler diye bekledi. Boşuna beklediğini geçen zaman içinde öğrendi.
Kalp rahatsızlığı için her 15 günde 1 test yapılarak dozu ayarlanan ilacı test yaptıramadığı için aylardır aynı dozda almak zorunda kaldı.
Yakınındaki hastaneler koronavirüs hastanesi yapıldı. Kendisine de 23 km. uzaklıktaki Şehir hastanesi gösterildi.
Sonra, aklı başındaki bu yaşlı-genç adam zatürre ve grip aşısının önemli olduğunu öğrendi. Mahellesindeki Sağlık Ocağına başvurdu. Kendisine 217. Sıra numarası verildi ve sıra gelince kendisinin çağrılacağı söylendi.
Gönül rahatlığıyla evine gitti.
Aradan tam 60 geçmesine rağmen çağırılmadı.
Durumu öğrenmek için tekrar sağlık ocağına gitti ve acı gerçeği öğrendi.
Yetkili gereken sayıda aşının gelmediğini şu ana kadar gelen aşı sayısının 83 olduğunu ve 83 kişiye aşının yapıldığını, kendisine sıra gelmesi için 138 kişi daha aşı olması gerektiği söyledi.
Sessizce ocaktan ayrıldı. Sokağa çıkar çıkmaz kendisini bu duruma düşüren tüm yetkililere söylenmesi gerekenleri bağıra bağıra söyleyerek dakikalarca dolaşıp durdu. Eve yaklaştığında artık sesi çıkmıyordu, ama el hareketlerinden bütün dedikleri anlaşılıyordu.