ll.BÖLÜM
Rasim Yılmaz
rasimyilmaz08@hotmail.com
Na fena degişmiş koydan gedali
Az kal ki tanimadım Dilfez’i
Karşıma geçti bir supurga tali
Az kal ki tanimadım Dilfez’i
Yalçın Temiz
10 Aralık 2017 Cumartesi günü Ankara Şavşatlılar Derneği, Şair-yazar Sayın Salih Altun (İsyani) ve şair Sayın Yalçın Temiz (Kaçkari) ile bir söyleşi organize etti. Bu söyleşinin sunumu görevi ise bana verilmişti. Salon tamamen dolduğu gibi, birçok insan söyleşiyi ayakta izlemek durumunda kaldı.
Söyleşinin haberini, Artvin’den gelerek katılan gazeteci arkadaşım Sami Özçelik, yazdığı için söyleşi ile ilgili ayrıntıya girmeyeceğim. Ancak okurlarımla şairlerimiz hakkında kısa bilgiler ve onların birkaç şiirini paylaşmak istediğimi bu yazımın 20 Aralık günü “”Ozan isyani Salih Altun” başlıklı yazımın 1.bölümünde anlatmıştım. Bu bölümde ise yine şairimiz Sayın Yalçın Temiz’den söz etmek istiyorum.
YALÇIN TEMİZ KİMDİR?
1955 yılında Şavşat’ın Ağaldaba ( şimdiki adı Tepeköy) köyünde altı kardeşin en küçüğü olarak dünyaya geldi.
İlkokulu köyünde, ortaokulu Şavşat’ta, İlk Öğretmen Okulunu ise Artvin’de tamamladı.
1974 yılında genç bir öğretmen olarak atanan Sayın Temiz, yurdun değişik yerlerinde görev yaptı.
Kutsal bir meslek olarak benimsediği öğretmenliğe 42 yıl 11 ay sonunda veda ederek emekliye ayrıldı.
Şair Temiz, şiire küçük yaşlarda ilgi duydu. İlk olarak amcasının aldığı “Aslı İle Kerem” i, “Karacaoğlan”’ın kitaplarını okumakla işe başladı.
İlk şiir defterini öğretmen okulu yıllarında oluşturan şairin 40’lı yaşları şiirde olgunlaşıp patlama yaptığı dönemlerdir.
Özellikle Aşık Veysel ve Orhan Veli Kanık yanında Şavşatlı şairler Gülpaşa Dursun ve Aşık Kara’dan etkilendi.
Şair Temiz’i, ilk yöre ağzıyla yazdığı, köyden kente göçen bir kadının köy ve kent kültürü arasında nasıl sıkışıp kaldığının da bir fotoğrafı niteliğindeki ilk kitabının adını bu şiirden alan “Dilfez” şiiriyle tanıdık.
Temiz, şiirlerinden çıkardığım sonuçlara göre oldukça duygusal (Aslında duygusallık her şairin özünde vardır.), dikkatli, araştırıcı, gözlemci, duyarlı biri. Bu duyarlılığından ötürüdür ki yaşam kavgası içerisinde karşılaştığı her olay ve her sorunu şiirlerine konu edinmiş.
Sayın Temiz’in öğretmeni, benimde çok sevdiğim “Alaaddin Durmuş’ “Cumhuriyet Sevdalısı” adlı şiir kitabının girişinde derki; “Her romanda biraz da yazarın kendisi vardır. Şiir de de şairin kendisi vardır.” Kısacası Yalçın Temiz’in şiirlerinde ben kendisini gördüm.
Şairimiz bu birikimlerini: “Kaçkari” mahlasıyla;
2000 yılında yayımlanan “Dilfez”
2004 yılında yayımlanan “Dilfez 2”
2015 yılında yayımlanan “Kaçkar Yeli”
2017 yılında Genya yayıncılıktan çıkan “Buğulu Camlar” adlı kitabında topladı.
Sonuç olarak; bu olay çokları tarafından bilinir ancak yeri gelmişken bir kez de ben anlatmak istedim.
1980 12 Eylül’ün karanlık günlerinden bir gün, askerler tarafından yapılan yol kontrollerde bir asker, “şeyinde boncuk bulmuş” çocuk edasıyla bağırır:
“Komutanım, komutanım, birini yakaladık. Öğretmen, hem de Şavşatlı!”
İşte ben de anlatmaya çalıştığım Yalçın Temiz’de; toplumcu bir aydın, şair, öğretmen ve üstelikte Şavşatlı…
ŞAİRİN ŞİİRLERİNDEN ÖRNEKLER:
Dilfez
Na fena degişmiş koydan gedali
Az kal ki tanimadım Dilfez’i
Karşıma geçti bir supurga tali
Az kal ki tanimadım Dilfez’i
Allah’ın sevarsan na hala kalmiş
Kockoca kız idi bir parça kalmış
Kırmızı yanahlar bambayaz olmiş
Az kal ki tanimadım Dilfez’i
Lens mi na diyerlar oni tahturmiş
Kara gozlarıni çahır yapturmiş
Kendini bir havalara kapturmiş
Az kal ki tanimadım Dilfez’i
Elına geçurmiş fotraf makine
Bir yanbegi tutar bir da tikina
Komşilar toplanmiş resim çekine
Az kal ki tanimadım Dilfez’i
Not: Şiirin tamamı 11 dörtlükten oluşmaktadır.
Kesme Suyumu (HES’ler için)
Suyun başındaki duy beni artık
Ya kesme suyumu ya defol ordan
Bir insan yerine koy beni artık
Ya kesme suyumu ya defol ordan
Tarlada ekinim sarıya döndü
Bahçede gülümün yıldızı söndü
Bülbülüm dikenin dalına kondu
Ya kesme suyumu ya defol ordan
İzin karanlıkta parmağın şerde
Soruyorum sana vicdanın nerde
Şikâyete kalkan elimi gör de
Ya kesme suyumu ya defol ordan
Garip gurebanın köyü bozuldu
Yüzü gülmez oldu huyu bozuldu
Sığırın sıpanın tüyü bozuldu
Ya kesme suyumu ya defol ordan
Çeşmeler kurumuş dolmuyor bakraç
Yemekler pişmiyor çoluk çocuk aç
Sen bıraktın bizi damlaya muhtaç
Ya kesme suyumu ya defol ordan
Çevirdin hortumu senden tarafa
Koşturdun camide öndeki safa
Sana söylüyorum örümcek kafa
Ya kesme suyumu ya defol ordan
SİZCE NERESI?
Yüzde seksenini halkım seçmedi
Kontenjandan çıkıp gelen de burda
Birçoğu yürekten yemin içmedi
Açık kapılardan dalan da burda
Karikatür tipli, tipsizi de var
Çenesi gevşemiş çapsizı da var
Zincirsiz, yularsız, ipsizi de var
Çayırdan kazığı yolan da burda
Koltuğa yan gelmiş midesi toklar
Kararmış ampuller kırılmış oklar
Cemaatçi beyler boşluğu yoklar
Fetoyla kol kola olan da burda
Hırsları büyümüş kararmış gözler
Hepsine yapışmış çamurdan izler
Uçuşur havada küfürlü sözler
Iftira, hakaret, yalan da burda
Enseleri kalın, göbekleri şiş
Kazançlar şahane, vergiler mafiş
Cennetlik şirketler, hayaliden iş
Deveyi hamutla çalan da burda
İhale yandaşta, rantlar çakalda
Bilmezler vatandaş nasıl, ne halda
Bir elleri yağda, diğeri balda
Kaymağın küpünü bulan da burda
Şu laflara bakın: Vatani satan
Şerefsiz, kitapsız, adi, şarlatan
Alçak, soysuz, ayyaş, kucağa yatan
Sen bittin, pezevenk, ulan da burda
23.12.2017
TAVUKNAME
(Turgut Albayrak öğretmenimizin sansar tarafından boğulan tavuklarına yazılmıştır.)
Kümese dadandı Sansarın bozu
Ocağını yıktı Kara Turgut’un
Yedi tavuk boğdu bir de horozu
Köyü talan etti sıra Turgut’un
Aralık kapıdan içeri daldı
Kırmızı tavuğun boğazın deldi
Sarı feriklerin kanadın yoldu
Bağrında tutuştu çıra Turgut’un
Kimi yumurtacı kimisi iri
Kümes sıfırlandı kalmadı diri
Kahretti hayata bak bundan geri
Elinden düşer mi bira Turgut’un
Akşam erken erken yola koyuldu
Tavuk kokusunu aldı bayıldı
Kulaktan kulağa çabuk duyuldu
Haber bizim ama yara Turgut’un
Katil sansar bugün kesti sülüsü
Her yana yayıldı tavuk ölüsü
Yanında hiç kalır köyün delisi
Kulakları yırtan nara Turgut’un
Ey sansar Allah’ım canını ala
Seni de düşürsün bendeki hala
Aklına düştükçe saçını yola
Ateşi beynine vura Turgut’un
Küplere binmiştir Turgut besbelli
Sansarın hakkından gelir temelli
Bugün acılıdır verin teselli
Sonu selamete vara Turgut’un
23.11.2017
Fotoğraflar: Rasim Yılmaz – Sami Özçelik
(BİTTİ)