1. 10 Kasım’dan günler önce bir duyuru geldi, Genel Kurmay Başkanlığı’ndan…

10 Kasım’da (Ata’nın ölümünün 78.yılında) Genel Kurmay’ın çağrısı ile ve onun öncülüğünde bir etkinlik düzenlenecekti Anıtkabir’de!

Etkinliğin adı, “Ordu millet el ele, 10 Kasım’da, Anıtkabir’de ata’nın huzurunda” olacaktı..

 Etkinlikte, gaziler, gazi ve şehit yakınları tarafından 1881 adet kırmızı, beyaz dilek balonu uçurulacaktı havaya!

Tüm halkımız bu etkinliğe davetliydi…

O da ne? Etkinliğe saatler kala, Genel Kurmay’dan yeni bir açıklama geldi: etkinlik iptal edildilmişti.

GEREKÇE: Bazı grupların provakasyon yapma ihtimali…

15 Temmuz’da; hiçbir güvenlik önleminin alınamayacağı, tam bir kaos halinin hüküm sürdüğü koşullarda yaptığı, sokak çağrısı ile halkı aylarca gece- gündüz sokakta tutanlar; Genel Kurmay’ın çağrısı ile ve onun öncülüğünde düzenlenecek bir etkinliğin güvenliğinin sağlanamıyacağı gerekçesi ile etkinliği iptal ediyorlar…

Malùm zihniyetin böyle bir etkinliği hazmedemeyeceği bilinen bir şeydi. Bunda yadırganacak bir durum yok!

Genel Kurmay’a ne demeli???

Be kardeşim, malùm zihniyetle bir şekilde bir akrabalığın varsa, böyle bir etkinliği hiç düşünmezdin.

Yoksa???

Yoksası şu ki; bu ülkede çeşitli sivil toplum kuruluşlar, çeşitli eylem ve etkinlikler düzenliyorlar.. Hem de, bu eylem ve etkinlikleri  devlete rağmen düzenliyorlar.  Ve veee biliyorum ki,  bütün eylem ve etkinliklerin güvenliğini ‘karınca kararınca’ kendileri sağlıyorlar. Güçleri oranında bunda başarılı da oluyorlar. Düzenlenen bu eylem ve etkinliklere devletin yönlendirme ve teşviki olmadan kimse de saldıramıyor.

Gel gör ki; Genel Kurmay’ın çağrısı ve öncülüğünde yapılmasına karar verilen bir etkinlik güvenlik gerekçesi ile iptal ediliyor.

Bu genel kurmayın kendi istihbaratı yok mu?
Elinde topu tüfeği yok mu?
Kendi planladığı bir etkinliğin güvenliğini sağlayamıyorsa, bir yerlere bunun garantisini veremiyorsa; durup düşünmek gerekmiyor mu?

Böyle Genel Kurmay mı olur?

Durup düşünüyorum! Düşündükçe daha iyi anlıyorum, Genel Kurmay Başkanı’nın kendi karargâhında darbecilere neden esir düştüğünü…

Anlıyor ve kahırlanıyorum…

Vah Türkiyem vah, vah ki ne vah!

Ne hallere kaldın eyyy benim ülkem!

Senin güvenliğin; kendi, küçücük bir etkinliğinin güvenliğini sağlayamayanların eline mi kalacaktı?

Hep bahtı kara mı kalacak senin maderin?

Nedir bu hal-i pürmelâlin???