Geçtiğimiz Cumartesi günü ‘Dünya Çocuk Hakları Günü’ idi… Tam da bu günün arifesinde Meclis gündemine ilginç bir yasa teklifi geldi! Partisi önemli değil ama isimler ve menşeleri-meşrepleri önemli elbette!

Kimse niyet okuyuculuğuna soyunmasın! Niyet belli… Merhum Can Yücel’in dediğinden, “Yok yorum morum, soru sorana…”

‘Şehitler ölmez, vatan bölünmez’ diyerek, ailelere ve millete başsağlığı dileyerek nasıl geçmiyor, ölen öldüğüyle kalıyor, sorun daha da derinleşiyor ise… ‘Geçmiş olsun’ demekle de geçmiyor…

Ancak, geçirenler daha da derine iniyor! Siirt’teki maden kazasında olduğu gibi…

Dikkat edin, son 3-4 yılda artan tecavüz, istismar, cinayet ve saldırılar üst seviyedeki oranlarda artış gösteriyor! Bırakın kadınları, kız çocuklarını, artık erkek çocuk ve hatta bebeklere kadar inen tecavüz olayları, söylenti ve iddialardan öte tutuklamalara kadar uzanıyor.

Devletin resmi organlarına göre bu tür suçlardan tutuklu ve hükümlü olanların sayısı 5 binin üzerinde! Sözüm ona bugün Meclis’te görüşüleceği ifade edilen öneriyle 3 bine yakın ‘mağdur’ kurtulacakmış! Yani ‘istismar’ ettikleriyle ‘birleşecek-evlenecek’ tecavüzcü mağdurlar, resmi ağızlara göre! Çok pis kokuyor ama…

‘Küçüğün rızası’ denirken, istismara uğrayanın mağdur olmadığı/görülmediği açıklamalarda, ‘hukuken’ evli olmayanlara, ‘resmen’ yol açılıyormuş!

Yahu bu ülke, O’nun kurucusunun önerisiyle Dünyanın hiçbir yerinde olmayan şekilde çocuklara bayram armağan eden bir ülke değil mi!..

Çocukları eşya-mal gibi görmeyip geleceğini emanet eden bir ülkede yaşanan bu tartışmalar akıl dışılığın en net göstergesidir! Lamı da cimi de yok!

“Vatanı korumak,çocukları korumakla başlar” diyen Atatürk’ten sonra ortaya atılan, ‘çocuklarını koruyamayan medeniyetler yok olmaya mahkumdurlar’ felsefe ve inanışının ille de kanıtlanmasını beklemeniz mi gerekiyor?

İnsanlığın toplu yaşamı keşfettiğinden bu yana geçen binlerce yılda kaç kere daha kanıtlanacak bu yok oluşlar? Yeter artık!

Bakın mesela… Türkiye’de, 2016 yılı yani bugün itibariyle 18 bin 986 çocuğun ‘cinsel istismara’ maruz kaldığı ortaya çıkmış!

Ayrıca, TÜİK verilerine göre bir de çocuk gelinlere ilişkin haritalar çıkarılmış. Verilere göre en az çocuk gelin, Rize ve Tunceli’de. Buna karşın 14-15-16 yaşlarında anne olan çocukların sayısı ise sır değil!

Laf ebeliği yapmaya gerek yok… Çocuk, çocuktur. Her türlü istismar suçtur, ahlakdışıdır! Durumun özeti budur! Hani bilin diye… Çıkıp da yok öyle imiş, böyle imiş savunmasınlar diye.
Tam da bu durumda, memleket tecavüzü tartışırken; Siirt’te maden kazasında 4 işçi öldü, 12 işçi kayıp! Damat bakan, olaya el koymuş, ‘kayıp işçiler’ çıkartılacakmış!

Ancak, yandaş medya ise işçileri görmezden gelerek kazada göçük altında kalan iş makinelerini saymış, 8 kamyon, 3 dozer diye! Serbest atış…

Ha bu arada ne olmuş bir de, Yunanistan, 18.adaya da bayrak dikmiş! Tapusu elinde olan 18 adayı Yunanistan’a, vatan toprağı Süleyman Şah karakolunu IŞİD’e bırak, sonra çıkıp ‘El-bab’a 1 km var’ diye hava at, milliyetçilikten, vatandan, milletten Sakarya’dan dem vur!

Hayır… Bir de çıkıp vatansever kesilen güruhat yok mu?

Bir yanda FETÖ’nün darbe girişimine OHAL’den KHK yapacak, diğer yanda ‘marka’ FETÖ/PDY’cileri yanında taşıyıp öveceksin! Sonra da ‘Yıldırım’ kesileceksiniz… Asıl OHAL’liksiniz! Hele bir bakın Rize’de dolaşanlara, fink atanlara…

Bir de geçen hafta, akademik unvanlı, eski su müdürü Veysel Eroğlu’nun başında bulunduğu bakanlık, bakanın oğluna ait 250 metrekare olan yapılaşma iznini 40 bin metrekareye çıkartmış…

Yaşam mücadelesinde bize asılsız, yalan ve kasti suçlamalar yöneltip, bugüne kadar hiçbir dayanak gösteremeyen çevresine Bakan! Hala bakınıp, konuşuyor!

Artvin Belediyesi ise kentte anket yaptırıp, insanların ‘dinini, mezhebini, etnik kökenini’ soruşturuyor. Tepki gelince AKP’li başkan çıkıp anketi yalanlıyor ama asıl, Artvin Belediyesi adı geçen anket formları başkan ve belediyeyi yalanlıyor! Bu kadar da yüzsüz…

Sokak ampullerine açılış düzenleyip, denizi itfaiye hortumuyla yıkayan, şarj cihazlarıyla ‘engelleri kaldırdığını’ ileri süren Rize Belediyesi ise yaya kaldırımlarına sokak lambası dikerek, yayaları engelliyor. Tepki gelince bu kez aradan 2 gün geçmeden direkleri sökmeye başlıyor!..

Bir de şu önceki hafta Rize Belediyesinden telefonlara atılan kısa mesajda ‘dolandırıcılık’ uyarısı yapılmıştı? Ne oldu o adı geçen üst düzey belediye yöneticileri yada isimleri kullananlar? Kaç kişiyi, ne kadar dolandırdılar?

İzlemişsinizdir mutlaka…. Merhum Kemal Sunal’ın güzel filmlerinden biri vardı ‘Kibar Feyzo’ diye… Hani yatırmıştı ya falakaya kadınları… Ne diyordu,  ”Vur ula itogli, o sopa bizim elimize geçmez mi!..”