11753723_1021495747884576_5291140844727193500_nMaalesef, dünyayı terör esir almış durumda. Terörün o kadar çeşidi var ki, Bize silahlı olanı kanlı ve dehşet verici olduğu için ani tepki veriyoruz. Yoksa Ekonomik terör bundan daha mı insaflı, Gıda Terörü, bu terörden daha az mı can yakıyor, Siyasi terör, Ahlaki, kültürel terör!.. görsel, yazınsal, algı terörü…. Terör çeşidi saymakla bitmez ki…

Terörün dolandırmadan direk en can yakıcısı bombalı, silahlı, araçlı, canlı bombalarla yapılan hain saldırılardır. Bu terör yönteminde acı anında tesir ederken, diğerlerinde yavaş yavaş ama daha geniş kitleleri etkisi altına alır ve sonuca çaktırmadan gider!..

Özellikle Afganistan, Pakistan, Hindistan, Irak, Suriye, Lübnan ve maalesef Türkiye’de yapılan bu eylemlerde binlerce masum insan hayatını kaybediyor.

abd-halkinmunafiklariPeki, ama terör örgütleri nasıl, kim tarafından ne amaçla kuruluyor ve kullanılıyor? Bir de buna bakmak gerekiyor. İnsanlık tarihine bakın, bütün savaşlar din ve 1789 sonrası da etnik savaşlar yapılmış. Sonra din savaşları biraz daha parçalara ayrıştırılarak mezhep savaşlarına dönüştürüldü. Bu kimlerin işine geliyor? Elbette ki dünyayı sömüren emperyalist ülkelerin faydasınadır. Onun için finans kaynakları, silah ve gerekli mühimmat, ilaç, eğitim her şey bu ülkeler tarafından karşılanmaktadır.

Bazen yarattıkları canavar kontrolleri dışına çıkıyor ve kendilerini vuruyor. Bin ladin böyle bir örmektir mesela!. ABD Bin Ladin’i Afganistan’da Ruslara karşı kullandı. Silah verdi eğitim verdi destekledi. Ruslar bu şekilde işgal ettikleri Afganistan’dan çekildi. Ama Rusların çekildiği Afganistan’a NATO adı altında ABD yerleşti. Çıkmıyor. Çünkü bu ülkenin zengin yer altı kaynaklarına konacak!.

2001 yılında İkiz kuleler vuruldu. Ladin’in vurduğunu iddia ettiler. Irak’ı işgal ettiler. Saddam gitti, Libya Lideri Kaddafi gitti, Mısır karıştı, Fas, Tunus, Cezayir gibi ülkeler, Arap Baharı adı verilen garip bir mevsimle darma duman edildi. Bu süreçte Türkiye’de etkin roller üstlendi!. Çünkü bize BOP kapsamında Ortadoğu’da bir görev verilmişti. İspanya Başbakanı Zapatero ile birlikte.

suud-irak-teror2011 yılında Çözüm Süreci” başlattılar. Adı birçok kez değişti, ama amacı hiçbir zaman değişmedi. Bu süreçte teröristler dağlardan indi, silahlarıyla şehirlere yuvalandılar. 2013 yılının ortalarında terör örgütü IŞİD yani şimdiki moda deyimle DAEŞ ortaya çıktı. Siyah bayrağıyla dünyaya dehşet saldılar. Suriye’de ortaya çıktılar. Bu arada El Nusra’da çok güçlenmişti. OSÖ yani Özgür Suriye Ordusu eğitimlerini Türkiye’de yaptı. Ne tuhaftır ki, bunların başında Hıristiyan komutanlar vardı!. Baba Hafız Esat hiçbir zaman bize dost olmadı. Hatta bu yüzden Suriye ile savaşın eşiğine geldik. Ve Bekaa’dan bebek katili Öcalan çıkartıldı!. Çözüm süreci boyunca bebek katili demeyin diyecek kadar bu terörist başını korudular!. Çözüm sürecinin manifestosu da ondan gelmişti. Yani ne yapıp ne yapmayacağımızın talimatları İmralı’dan geliyordu!.

Tek tek geçersek sayfalar günler yetmez. Sadeleştirerek, özetleyerek geçeceğim. 2011 yılında Çözüm sürecini halkın anlamadığını belirten hükümet “Akil heyetler” oluşturdu. Bunlar akademisyenlerden, halkın çok sevdiği sanatçılardan, toplumun renkli simalarından oluşuyordu. 40 yıllık, 50 yıllık halkın gönlünde taht kurmuş birçok kişi nefret edilenler arasına girdi. Burada isim vermeyeceğim. O sanatçılara toz kondurmayan Türk Halkı, bu Akil meselesi nedeniyle bu sanatçıların adını ağzına almadı. Terör olayların arttığı bugünlerde halk Akil adamlar, şimdi neredesiniz? Güya bize akıl

veriyordunuz? Ülkeye barış, dostluk kardeşlik gelecekti. Yarınlarımız güzel olacaktı. Güzel günler görecektik. Motorları maviliklere sürecektik. Barış Türküleri söyleyecektik. Ne oldu? Şimdi çıkında bir cevap verin.diyor!..

Aydınlar, yazarlar hükümeti ve dönemin başbakanını sürekli yazılarla, TV’lerdeki programlarla uyardılar. Ama onlara olmadık hakaretler edildi. Hatta sözde sendika genel başkanlığı yapmış birisi çözüm sürecini hayvanların anladığını, ama buna karşı çıkanlarını bunu anlayamadığını söyleyecek kadar yağdancılığa girişti ve karşılığında milletvekilliği kaptı!.

Derken Türkiye’yi Ortadoğu’nun bataklığına sapladılar. Ortadoğu’daki terör olaylarının aynısı Başkent’e kadar geldi. Canlı bombalar kendilerini patlattı. İstanbul, Ankara, Diyarbakır, Suruç, Beşiktaş, Kayseri… 33 eylem yapıldı son 2 yıl içinde. Üstelik bu terör saldırıları, Ohal ilan edildiği halde yapılıyorsa durup derinden düşünmek gerekiyor. Ankara tıpkı Artvin gibi ohal çarpı ohal ilan edilen illerden birisi olmasına rağmen Rusya Büyük Elçisine suikast gerçekleşti. Vuran kişi bir polis. Hemen FETÖCü olduğu açıklandı. İyi de 15 Temmuz’dan bu yana on binlerce Polis meslekten atıldı, açığa alındı. Bu neden hala polis kalmış ki? FETÖ demek ABD demektir, CIA demektir. Çünkü FETÖ hele Pensilvanya’daki malikhanesinde yaşıyor!

karikatur-tekfirci-teror-isid-kaide-nusra-amerika-israil-arabistan-katar-destekSuriye’de Esat 6 yıldır yıkılmamışsa, Rusya sayesinde olmuştur. Yoksa Esat’ın canı ne ola ki! Ama Arap baharından yıkılmadan ayakta kalan tek ülkedir Suriye!. O halde Rusya bu nedenle hedef ülke olmuştur. Erdoğan Esat’a “Ey Eset” diye vurmaya kalktıkça sesi Moskova’da yankılanmıştır. Şu çok enteresan bir durumdur. Suriye’de İsrail, ABD, İngiltere, Fransa yani kısaca Nato uçakları uçarken hiçbir sorun teşkil etmezken, Rusya Uçakları işgalci ilan edilmiştir.

Suriye bağımsız bir devlet. Orada Suriye’nin dışındaki bütün unsurlar İşgalci pozisyonundadır. Onlara da aynı şekilde işgalci demeniz gerekmez mi? Rus Uçağı düşürüldüğünde yazdığım ilk cümle şu olmuştu. Bu uçağı Türkiye düşürmedi. Bunu başkaları düşürüp Türkiye’nin üstüne yıktı. Ve o gün ABD’nin açıklaması çok enteresandı. Bu Rusya ile Türkiye arasındaki bir meseledir!.. Ne yazık ki, bunu da okuyamayan AKP’liler çok önemli bir şey yapılmış gibi böbürleniyor ve alkışlıyorlardı!. Eyy Rusya, nutuklarının atıldığı günler geride kaldıkça hatanın yanlışın faturası sürekli şişmeye başladı. Bu kez devreye özür mektubu girdi.

Suriye’de önce Kobani moda oldu. Oraya törenle Irak’tan PYD’yi zafer işaretleriyle Türkiye’den geçirdik. Hem de 29 Ekim Cumhuriyet Bayramında, Bu teröristler bir de Urfa’da yemek yediler, parasını bize ödettiler. Onlar oraya girdi Süleyman şah Türbesini bir gece kaçırdık, sınıra yakın bir yere getirdik!. PYD Kobani’de IŞİD’e üstünlük sağlayınca, Türkiye’ye meydan okumaya başladı!. Sınırımıza paçavralarını astı!. Sonra moda El Bab oldu. Derken Halep…

image0011037Halep ile ilgili Türkiye’nin her ilinde eş zamanlı basın açıklaması yapıldı. Başını bir sendika çekti. Halep Namustur dedi. Oysa Halep Suriye’nin bir kenti… Şimdi burada Halep Nasıl sizin oluyor? Diye sormak gerekiyor!Tıpkı Artvin gibi, İstanbul, Mania, Diyarbakır, Ardahan gibi…Ha bu arada Musul, Kerkük, Felluce’de Türkmen katliamları yapılırken bu sendika yine yoktu!. Sadece Ülkü Ocakları sahip çıkmıştı.

Terör örgütleri El Nusra, Işid, ÖSO gibi muhalif güçler tarafından işgal edilirken ses çıkarmayanlar, El Nusra ve diğer terör örgütlerinin dışarıya çıkarılacağı zaman meydanlara çıkıyor!. Benim teröristim iyidir diyebilir misiniz? Suriye’de oynanan büyük oyunu görmüyor musunuz? Bunu göremeyenler buradaki büyük oyunun figüranlığını yapıyor. Esat diktatörse ki diktatör, Suudi Kralı ‘da diktatördür,


Katar Emiri de, Nierya, Sudan kralı da diktatördür. Sahi onlar için neden bir tek cümleniz olmaz. Hatta Trabzonspor Stadının açılışında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın fotoğrafının yanında Katar Emiri’nin fotoğrafı vardı. En sona Başbakan Yıldırım’ın fotoğrafı asıldı!. Önce Katar İstiklal marşı çaldı. Ondan sonra bizim marşımız!.. Sahi bunu AKP’Ye oy verenler başkanlık sevdalıları nasıl okudunuz? Bu konuda bir yorum yapmak ister misiniz? Şenol Güneş’in adını verdiler adam oradaydı bir merhaba ettirme3diler!. Türkiye’deki statların adı genellikle Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal’in adı gururla verilirdi. Şimdi arena, Telecom, Vodafen, Bilmem ne şirketinin isimleri veriliyor!… Krallarla açılışlar yapılıyor. Bu arada Arapların Karadeniz ev Türkiye istilası beni tedirgin ediyor!. Bunu da parantez içerisinde vermiş olayım…

vahhabilik-ve-terorBir anekdot aktaracağım. SAADET Partisi Eski Genel Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kamalak Artvin’e geldiğinde bir sendikayı ziyaret etti. İsim vermeyeyim orada bir din görevlisi sendika başkanlarından birisi Kaddafi için “ Şu Meczup Kadafi’den bir kurtulursak, Libya huzura kavuşacak” dedi. Kamalak bu cümleye hem çok üzüldü hem de çok kızdı ve şunu söyledi, “Hocam siz boyalı Yahudi gazetelerini mi okuyorsunuz? Kaddafi sizin asker arkadaşınız mı? Bu şekilde hitap ediyorsunuz, Kaddafi’nin bize her zaman yardım ettiğini, arkamızda olduğunu bilmiyor musunuz? Kıbrıs’a çıkarma yaparken petrol ve para yardımını kim yaptı? Bir şey söylerken iyi düşünmek lazım” dedi. Maalesef böyle insanlar hala gerçeği görecek pozisyonda olmadıkları gibi düşünme, muhakeme etme, sorgulama yeteneklerini de tamamen kaybetmiş durumdadır. Dün Rusya’yı protesto etmek için sokağa koşanlar, bugün taziye için Rusya Büyük elçiliğine koşması gibi!.. Hakikaten bu neyin kafasıdır araştırılması lazım!.

Eğer adalet diyorsanız, Suriye’deki bütün işgalcilerin derhal çekilmesi gerekir. OSÖ’de savaşanların çoğu başka ülkelerin paralı insanları, El Nusra’nın komutanları Suudi, Çeçen, bunların finansmanı Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar!.. Bu size bir şey anlatmıyor mu? Oradaki savaşın adı Mezhep Savaşıdır. Siz mezhep savaşı yaparken, o bölge emperyalist ülkeler tarafından çoktan bölüşülmüş olacak!.

ESEN KALIN