Karga Gak Demeden
Ömer ŞAN

Sanki patika yolda karşılaşmış iki koç veya keçinin toslaması gibi, kafa kafaya çarpışmak gibi bir durum bizimkisi… Yoksa, öylesine kafa kafaya verip işleri yoluna koyanlara yok bir lafımız, olur mu bu ‘O HAL’ veya bu hal durumunda? Olmaz!

Ülkemizde yaşanan ‘hain darbe girişimi’ ile ilgili ‘siyasi ayaklara’ ulaşılamazken, TBMM’de darbenin araştırılması için verilen önerge, AKP’lilerin oylarıyla reddedildi.

Yurdun dört bir köşesinde yaşanan terör saldırıları ile özellikle de bölücü terör örgütüne yönelik Meclis araştırması yapılması için verilen bir başka önerge, AKP oylarıyla reddedildi.

Bir yandan ‘at izi-it izi’ edebiyatları yapılırken diğer yandan, KHK’lerle kamudan ihraç edilenlerle ilgili Meclis’e verilen araştırma önergesi AKP’li vekillerin oylarıyla reddedildi.

‘Komisyonda darbeciler de dinlensin’ önerisi, ‘yargıya müdahale’ gerekçesiyle AKP oylarıyla reddedildi.

Çocuk istismarlarının araştırılması ve televizyonlardaki evlilik programlarına ilişkin Meclis önerileri yine AKP’lilerin oylarıyla reddedildi…

Son olarak Meclis’ten çıkan 2 karar daha var… Şırnak’ta 13 rütbeli askerimizin şehit olduğu “Helikopter Kazası Araştırılsın Önergesi” de AKP oylarıyla reddedildi.

Sonrasında ise ‘Katar’da Türk Askeri Konuşlansın Yasa Tasarısı’ da yine AKP oylarıyla kabul edilip, yasalaştırıldı! Halen Katar’da 200 ‘askeri danışman’ bulunurken, 3 bin de asker konuşlandırılması söz konusu!

Yurtdışında, aynı bölgeden Arapça yayın yapan bir televizyon kanalının iddialarına göre, ‘tezkerenin’ ertesi günü birkaç gemi ve 60 uçakla Katar’a sevkiyat yapıldığı iddiaları var ama henüz onaylanmamış!

Şimdi gelin kafa kafaya… Ramazan’da orucu neler bozar, neler bozmaz?

Çaykur, ‘eşini dövmek ve şiddet uygulamakla’ gündeme gelip tepki çeken ve artık pek bir kariyer tutturamayan Mustafa Topaloğlu’na yaptırdığı ‘didi’ reklamlarında dahi bunu işliyor iyi mi?

Oysa ki, Çaykur’un üreticiye uyguladığı kota ve kontenjanı eleştiren CHP Rize İl Başkanı Mesut Rakıcı, açıklanan kotanın aslında 400 kilo değil 230 kilo olduğunu, bütçe planında ise bu rakamın 270 kilo olarak kaydedildiğini ileri sürüyor. Kuru çay satışları konusunda da kamuoyunun yanıltıldığını ileri süren Rakıcı, Çaytaş’a ilişkin de can alıcı sorular soruyor Çaykur’a!

Tam da bu ahval ve şeraitte, RTEÜ’de mezuniyet töreni yapılıyor, siyasetin tam da göbeği kesiliyor! Öyle ki, parti içerisinde ve dahi yandaş medyada da FETÖ/PDY suçlamalarıyla hedefe konan Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Diyanet’i saymadan, “15 yılda 15 bütçe yaptık. En fazla kaynağı eğitime ayırdık” derken, “Hakkınızı çiğnetmeyin, kimsenin de hakkını çiğnemeyin. Hak çiğneyenlerin karşısında tavrınızı gösterin” vurgusu yapıyordu.

Ve sonrasında ise özellikle de referandum sonrası tartışmaların odağına oturtulan ve bu dönem İl Başkanlığı için arkasından kulis yapılan Muhammed Avcı ile yola devam edeceklerini açıklıyordu Yazıcı; bir başka eleştirilerin odağındaki isme karşı!

Daha ilginci, Yazıcı’nın programlarının bir çoğunda, belki de hiçbirinde Rize’nin vekili Karal’ın olmamasıydı. Önceki programlarda Avcı’nın sürekli arka plana itilmiş olması da gözlerden kaçmıyordu bu arada…

Şeker Bayramı sonrasında AKP’de olduğu gibi CHP’de de kongre süreçleri başlayacak artık.

Siyasilerin halkoylaması öncesinde söyledikleri ve vaatlerinin hiçbiri olmadı… Ekonomi de, terör de, sosyal yaşam da eskisinden daha kötüye gidiyor… Ve bu kez Rize’ye şehit ateşi düşüyordu. Kendirlili şehit Uzman Çavuş Soner Fazlıoğlu’nun yaşından çok tek Türk Bayrağı asılı evinin heybeti kaldı aklımızda! Hep, birbirine benziyordu evlerimiz!..

Karnelerin alındığı günde henüz hayatının baharındaki gencecik ve pırıl-pırıl bir öğretmen olan Şenay Aybüke Yalçın’ı da aramızdan alarak hayallerini söndüren teröre sadece lanet yeter mi sizce?

Katar’daki üssümüze gidecek askerlerimizin evleri de aynı heybette miydi ki? Ya kimi kime karşı koruyacaktı bu Katar üssüne gönderilecek askerlerimiz! 105 milyar dolarlık silah anlaşması yaptıktan sonra, namazı oturarak kılmasına karşın ‘kılıç dansı’ yapan Suudi Kralı ile ABD Başkanına karşı mı? Kralı için yas ilan edilen Suudi Arabistan, şimdi düşman mı oldu? Ya İncirlik’te üslenmiş Amerikan emperyalizmi mi?

Peki neydi bu Katar sevdamız? İslamiyet mi? Trabzonspor tesislerinin açılışına gelen Emir’i mi, bankası mı, Çaykur’un rehin edilmesi mi, 600 milyon dolar iddiaları mı?

İlyas Salman not düşmüş bütün bunlara, “Türkiye’nin özeti; yazı yazamayan Binali, konuşamayan Fatih Terim, gazeteci döven Arda Turan. Başka söze gerek yok” diye! Çok var aslında çoookkk…

Bursa’da kadın bir okul müdürü öğrencilere, “Cumhuriyetin kurucusu Başkumandan Atatürk demeyeceksiniz” diye çıkışmış! Adana ve Mersinde de benzer olaylar olmuş! Sanki gemi azıya almışlar gibi ama en güzel notu yine Sinan Meydan düşmüş, “Bu nankörlük hayra alamet değil. İşgal yıllarında, İngiliz işgal kuvvetleri de gazetelerde Mustafa Kemal’in adının yazılmasını yasaklamıştı” diye!

Ve bakın son bir kafa daha… 12 yaşındaki çocuğu hamile bırakan adama, ‘iyi halden ceza indirimi’ verilen bu memlekette nasıl kafalar bekliyoruz ki? Koyverin bari kafa kafaya…

Ramazan kafası deyip geçmeyin de en azından!