Rasim Yılmaz
Rasimyilmaz08@hotmail.com

1974 Mayıs ayı. Okulların kapanmasına bir ay var. Siyasi nedenlerle Trabzon Teknik Lisesinden elime tutuşturulan tasdikname ile ortalıkta  kalakalmışım.  Ceketini satarak okutmayı vaat eden Şükrü babanın oğlu olmanın gereği, geriye adım atmak teslimiyet olacağı inancıyla yönümü Batı’dan yana döndürdüm. Başkent kabul etmeyince bir umut ışığıyla Kırşehir Teknik Lisesine kayıt yaptırmak amacıyla bu kez de yönümü tekrar doğuya döndürdüm ve soluğu, şimdilerde yerine Ankara Büyükşehir Belediyesi binasının yapılı olduğu Terminalinde aldım.

unnamed (14)

Yanılmıyorsam Mermerler otobüs firması yazıhanesi önündeyim. Kırşehir’e bir kişilik bilet istedim.
Simsarın biraz gerisinde oturan zayıfça, orta boylu, beyaz tenli, bıyıklı güzel bir adam oturduğu yerden:

“Nerelisin delikanlı?” diye sordu. Memleketti, ilçeydi, köydü derken anlaşıldı ki beni sorgulayan, namı diğer Usotlu Vahab İsmet’ti. Sonradan öğrendimki o İsmet, Kırşehir’de mesleğiyle ünlenen Şoför İsmet’ti.

Bana bilet aldırmadı. Bir süre sonra birlikte peronda yolcu alan otobüse gittik. Kendi otobüsün şoför mahalline geçti, benide muavin koltuğuna oturttu.

Daha otobüse gitmeden önce geçen o yarım saatlik süre içerisinde 3 ay önce ayrıldığım Usot’tan sormadığı kişi, anlattırmadığı olay kalmadı. Zaten o kadar soruya bedava verilen cevap, otobüs biletini fazlasıyla karşılardı. Yani otobüste beleşe gitmeyi hak etmiştim.

Otobüs hareket etti. Otobüsün tamamı Romen düğüncüleriyle doluydu. Romen olurda eğlence olmaz mı? Otobüsün klarnetçisi, ritimcisi, dansözü, şarkıcısı her türden sanatçısı vardı. Yol boyunca otobüs tam bir curcuna, koridor ana-baba günü… Kıyametler kopuyor. Şoför İsmet ara bir kendini bu havaya kaptırıp, direksiyonu bırakarak göbek atıyor. Görenler Şoför İsmet’i Romenlerden biri sanır; buram buram neşe saçıyor. Parmaklarını şaklatarak  göbek atmakta Romenlerden geri kalmıyor. Kırşehir’e 20 Km. kala bir mola yerinde içlerinde şoför İsmet’inde olduğu kadınlı erkekli Romenler alanda doyasıya göbek attılar. Bu hengamede sonunda sağ salim Kırşehir’e ulaştık.

Bu durumu sonradan Fazlı Dayıya (Kalkan) anlatıp kazaya kurban gitmekten korktuğumu söylediğimde; Fazlı dayı İsmet’in çok iyi bir şoför, korkumun yersiz olduğunu belirtmişti.

Hemen yeri gelmişken söylemek istediğim bir şey var. O dönemdeki Artvin ve Karadeniz yollarından sonra o upuzun Kırşehir yolu gözüme çok güzel gözükmüştü.

unnamed (10)

İsmet ağabey, yolcularını kenar mahallelerden birinde düğün evine bıraktıktan sonra, beni de otobüsüyle gitmek istediğim o zaman “çiftlik” olarak anılan, bugünkü Gölhisar Mahallesine götürdü. Fazlı dayılarda sohbet ederken babamın kendisinin “kivra”sı olduğunu söyledi. O günkü Kırşehir’e ilk gidişimdeki bir rastlantı sonucu tanışmışlığımız, çok sık olmasa da ileriki yıllarda her Kırşehir’e gidişimde görüşmemizle devam etti. O günden sonra da babamla ikisi arasında postacı görevini sürdürüp selam taşıdım. Babam kendisini çok sevdiğini, o da babamı çok sevdiğini söylerlerdi. Her karşılaştığımızda “kirvam oğlu” diye seslenirdi bana.

İsmet ağabey, bulunduğu ortamda pozitif enerji yayan çok neşeli, esprili, güleç yüzlü hoş sohbet bir insandı. Yine unutamadığım önemli bir anısını paylaşmak istiyorum.

Bir bayram tatilinde ben yine Kırşehir’deyim. Fazlı dayı ise Kırşehir Devlet Hastanesinde bir rahatsızlığı yüzünden yatıyor. Bayramın birinci günü ziyaretine gittik. O ara İsmet ağabeyde geldi. Bir süre sohbet ettik sonra ortalıktan kayboldu. Bir zaman sonra birileri gelip İsmet ağabeyi sordular. Meğerse İsmet ağabey, bizim odadan ayrıldıktan sonra bütün hasta koğuşlarını sırayla dolaşmış. Önce erkek hastalara geçmiş olsun dileklerini iletmiş, sonra da kadın koğuşlarını dolaşarak herkesin bayramını kutlayıp büyüklerin ellerinden, diğerlerinin ise yanaklarından öpmüş. Önce hastalar hastanenin Başhekimi sanıp ses çıkarmamışlar ama sonradan birileri tanıyınca idareye şikâyette bulunmuşlar. Duruma müdahale etmek isteyen görevliler harekete geçmiş ama maalesef geç kalmışlar. İsmet ağabey, herkesi öpmüş sonra da oradan sıvışmış.  Ben görevlinin yalancısıyım; görevliler İsmet ağabeyin içkili olduğunu iddia etmişlerdi.

unnamed (11)

Sonradan İsmet ağabeye olayı sorduğumda;

“Yok, oğul, içkili miydim anımsamıyorum ama bütün hastaları ziyaret ettiğimi hatırlıyorum. “Peki, niye öptün?”diye sorduğumda ise çok ilginç bir yanıt vermişti:

“İmamlar dua ettirirken ‘Bize bir Fatiha okuyacak yok mu diye bekleşen kimsesiz mevtaların ruhuna’ gönderme yapmıyorlar mı? İşte bende bu mübarek günde ziyaretçisi gelmeyenlerin gönlünü hoş edebilmek için bu eylemi gerçekleştirdim.”

“Peki, ziyaretçisi gelenleri niye öptün?” dediğimde ise:
“Yahu oğul, ben hepsini nasıl ayırsaydım, hem arada ziyaretçisi gelenleri ayırmak olmayacağı gibi kuşkulanırlardı.” diye yanıtlamış ve çok gülmüştük. Hatta her karşılaşışımızda bir biçimde bu olayı gündeme getirir, yeniden gülme konusu yapardık.

unnamed (9)

2008 yılında talihsiz bir rahatsızlık sonucu kısmi felç geçirmiş, konuşamıyordu. 2010 yazında Oğlu Hakan, Usot’a köye getirmişti, bende ordaydım. Sohbetine doyum olmayan bu güzel insan artık konuşma zorluğu çektiği için sağlıklı sohbet edememiştik. Çok üzülmüştüm. Hatta üzüntümü belli etmemek için ondan uzak durduğumu bile söyleyebilirim. Ama memleketi çok sevdiğini, ora ile ilgili hiçbir şeyi unutmadığını ve oraları, anılarını çok özlediğini biliyordum.

unnamed (12)

1939’da Usot (Tosunlu) köyünde “Ağa” namıyla anılan Osman Ağa (Vahaboğlu) ve Hanife Hanımın altısı kız 11 çocuğundan 5. çocuğu olarak dünyaya gelmiş. 12 yaşında annesini kaybetmiş, 18 yaşında ise kendi kamyonlarında şoförlüğe başlamış. Önce Ankara’ya,sonra da 1965 yılında Kırşehir’e gitmiş. O günden sonra Kırşehir’de yaşamış olmasına rağmen köyünü ve çocukluk anılarını asla unutmamış.

unnamed (13)

Son 9 yılda yaşama tutunmak için büyük mücadele verdi. Ne var ki 13 Mayıs 2017 günü yenik düşerek ailesine, sevenlerine, dostlarına veda etti; yüzlerce seveni tarafından Hakka uğurlandı.

14 Mayıs Pazar sabahı cenaze törenine katılmak için Kırşehir’e giderken, otobüsle Kırıkkale’yi geçtikten sonra, o uzun yollara baktığımda, bu yollarda 43 yıl önce İsmet Ağabey ile Kırşehir’e o neşe içinde gidişimizi hatırladım; sonra da onu sonsuzluğa uğurlamaya gidişimi düşündüm, içim burkuldu.

Seni asla unutmayacağız güzel insan!

Bu vesileyle; sevgili Babamı, Fazlı Dayıyı ve İsmet ağabeyi sevgiyle ve özlemle anıyorum. Mekânları yıldızlar olsun.