Karga Gak Demeden
Ömer ŞAN

Adalet… Hak ve hukuka uygunluk; hak ve hukuku gözetme ve yerine getirme; doğruluk, adil olma durumu.

Ve adalet, bütün bunlardan nasibini almamış mahkeme salonlarından kovulmuşsa, nerede arayıp bulacaksın? Tabii ki sokakta…

Nasıl ki, ‘darbeye’ karşı sokaklara dökülüyorsa insanlar!

Yalan, riyakarlık, zalimlik… Nereden isterseniz alın oradan okuyun! Ama okuyun. Okuyun ki, kendine Müslüman diyenler olarak inancınızın ilk emrini yerine getirin!

Rize’de, önce kamulaştırma mağduru olan yaklaşık 400 aile, bu kez de Karayolları’nın ihtarıyla şoka girdi! Yol yapımı nedeniyle evlerinden olan ve değerinin yarı fiyatını dahi alamayan yurttaşlar bu kez de çekilen ihtarnameyle 5 gün içinde evlerini tahliye etmek zorunda bırakılıyor…

Yoksa cebren boşaltılacak evler!

Ancak işin ilginci, sanki bu durum ve mağduriyet ‘Patogonya Hükümeti’ tarafından yapılıyormuş gibi gösteriliyor! Yani Rizelileri evlerinden sokağa atan AKP iktidarının uygulamaları değil,hükümet hiç değil…

Hele bir de bu karşı tepkiyi AKP’li siyasetçilerin gündeme getirmesi de bir başka ilginçlik.

Ama biz araştırıp ortaya çıkardık ki bu işte kesinlikle Putin ile Trump’un parmağı yok!

Yada yandaş medyadan bir yayının çıkıp, 4 ay önce AKP’nin OHAL uygulamasıyla kayyum atandığını unuttuğu muhalif bir belediyeyi suçlayarak, ‘Ramazan günü Kur’an Kursu yıktı’ başlıklı haberiyle saçmalık tavan yapıyordu!

Terör olayları malum, pek yansıtılmasa da yandaşların sansürüyle, daha dün Diyarbakır’da bir can daha gitti, gençliğinin baharında…

Manisa’da kendilerine verilen yemekten zehirlenen ve 3 bin civarında olduğu söylenen askerlerin durumu ise ‘peygamber ocağı’ denen ‘asker ocağının’ temeli TSK’nın getirildiği durumun en açık özeti!

Şaşalı sofralarında, gösterişli oruçlar açarken birileri, özel şirketin karavanasından zehirlenen askerlerden 12’si öldü! Oruç açıyorlar gene de rahat, rahat…

Muhalefet, tüm bu askerlerin şehitlerin, sokaktakilerin temsil edildiği TBMM’de ‘Asker zehirlenmeleri araştırılsın’ diye önerge verdi…

Gayet ‘yerli ve milli siyaseti’ yapan AKP ile MHP’nin oylarıyla reddedildi! Tıpkı, terör ve kent merkezlerinde patlayan bombalar, terör eylemleri, tecavüzler, çocuk istismarları, kadın cinayetlerinde olduğu gibi…

Cemal Gülas, “aynı yerde ordusu 4 defa zehirlenen komutana ne denir” sorusunu sorarken; İbrahim Karaca

ise, “en büyük asker bizim asker, diye askere yollanan evlat bu haldedir… O bizim için fakir köylü Ayşe teyzenin oğludur, sizin içinse silah tutan bir üniforma… İçi bizi yakar, dışı sizi” diyordu…

Ve hiç yorumsuz şekilde, kişi başı milli geliri 150 bin dolar olan 300 bin nüfuslu ülkeye, kişi başı milli geliri 10 bin doları zor bulan 80 milyonluk ülkeden insani yardım göndermenin manasını kavrayabiliyorsanız buyurun ortaya!

İstanbul’da kendini ‘dinci’ diye tanımlayan gruplar, ABD’ye karşı ‘Katar yalnız değildir’ pankartıyla yürüyüp eylem yaparken, aynı Katar ABD’den 12 milyar dolarlık uçak alıyordu!

Tam da yeter, diye düşünürken, 2017 bütçesindeki örnek dağılım geldi önümüze… HSYK: 61 milyon Lira, Meteorloji: 277 milyon, TÜİK: 358 milyon, MİT: 2 milyar, Gelir İdaresi: 3 milyar ve Diyanet İşleri: 6,8 milyar Lira…

Hazır paradan konuşurken, ‘yerli ve milli’ olan markamız Petrol Ofisi’nin, 1 milyar 368 milyon Euro’ya Hollandalı Vitol Grubu’na satışı onaylandı!

Eyyy Hollandaaa… Al sana Petrol Ofisi… Bas bıçağı portakala, saplaaa… Ver mehteriii verrr ver!

Şu bilindik TIR davasında, CHP’li vekil Enis Berberoğlu’nun, ‘casusluk’ suçlamasıyla, 25 yıl hapis cezası verilip tutuklanmasının ardından, ‘adalet yürüyüşü’ başlatan CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yollardan seslenerek, “Gücünün yettiğine olan değil, bizden-sizden diye ayrılan değil, herkes için adalet istiyoruz. Çünkü adalet bizim, hepimizin” diyordu!

Yayın organı haber veriyor… “Rize’deki ‘usulsüz dinleme” davasına devam edildi” diye… Demek ki, ‘usullü’ dinlemelerden hala ses yok!

Özellikle de ‘darbe girişiminden’ sonra türeyen ‘kriptonik’ vakaların kendi asıllarına yalancıktan da olsa ağız dolusu küfürler etmesine siz verin ayarı!

Geçen yıl bu zamanlarda dediğimiz gibi… Ortalık ‘tahrikat’tan geçilmiyor hala…

Haksızlık ve hukuksuzlukların, yaşama ve doğal yaşam alanlarına saldırıların karşılıksız kalmadan son bulacağı rahmet ve mağfiretli nice bayramlar umuduyla Şeker/Ramazan Bayramınız kutlu olsun!