Adalet Yürüyüşü dünyada ses getirirken artçı sarsıntıları içten içe aynı ağacın üstünde bulunan çürük meyveleri dökmeye başladı bile. Soru şu; Türkiye’de adaletsizlik var mı? Var. Bunu kimse inkâr edemez.

Etse de mızrak çuvala sığmıyor. Bu adalet yürüyüşünün ilk kaybedenleri ummadığımız, sürpriz isimler oldu. Adalet Yürüyüşü dalga dalga Türkiye’yi sararken, Havuzda boğulmuş, balıklaşmış medya görmezden gelirken bazıları bu yürüyüşten çok rahatsız oldu.

Adalet Yürüyüşü önce genel muhalefet içindeki çürük, çarıkları döktü!. Yıllarca adaleti savunan muhalif olan Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu ve Ümit Kocasakal maalesef bu yürüyüşün ilk kaybedeni oldu. İşin ilginç yanı ikisi de hukuk adamı, İkisi de Adaletsizliği yıllardır haykıran ağızdı.

İnsan sormadan yapamıyor: Kardeşim siz adaletsizlikten yakınmıyor muydunuz? Siz bu yüzden siyasal iktidar ile kapışmadınız mı? Dünyada çok nadir görülen hukuksal ve demokratik bir eyleme katılmayacaksınız,(Katılma zorunluluğunuz yok bari sussaydınız!) katılmadığınız gibi eleştireceksiniz, açıklamalarınız yeterli gelmeyince abuk subuk gerekçeler üreteceksiniz. Her cümleniz sizi bira daha küçülttü.

Tavandaydınız. Sizi seven milyonlar vardı. Şimdi tabana yapıştınız. Türk Halkı’nın gözünde bittiniz. Adalet Yürüyüşü ile ne kadar toy ve şahsi ihtiraslarla dolu olduğunuzu gördük. Size güle güle…

Bir başka kaybeden Doğu Perinçek… Doğu Perinçek’i anlamak mümkün değil. Ne olduğunu, nerede durduğunu kime, neye hizmet ettiğini anlamak çok zor… Ermeni Soykırım yalanı üzerine giden cesur Türk!.. Bekaa’da röportaj!.. Bir bakıyorsunuz AKP’ye hizmet eden eylem ve açıklamalar. Adalet Yürüyüşünü yerden yere vuran zehir zemberek maksatlı açıklamalar! ne yaptığı ne dediği belli olmayan, nerede durduğu anlaşılamayan, Halka güven vermeyen bir siyasetçi profili çiziyor.

Dedim ya Adalet Yürüyüşü muhalefet içindeki çürükleri silkeledi. Ben adaletsizlik sorununun iktidardan değil muhalefetten kaynaklandığı kanaatine vardım. Böyle muhalefetten elbette ki adaletsizliğin daniskası çıkar!. Burada iktidarın suçu yüze 30, Muhalefetin ise %70.. Halk meğerse ne kadar doğruyu söylüyormuş.

Başka oy verecek alternatif mi var? Böyle insanlar halka güven vermediği için AKP pehlivansız minderde kimse rakip çıkmadığı için otomatik baş pehlevan ilan edilip duruyor!.

Kemal Kılıçdaroğlu ilk defa çok önemli, çok farklı, ses getiren, farkındalık yaratan bir eylemde bulunmuştur. BU da diğer muhalifleri kıskandırdı. İktidar bile onlar kadar etkilenmedi. Onlar kadar telaşlanmadı.

Bahçeli’nin açıklamaları yenilir yutulur değil. Adeta iktidardan görev almış sözcülük yapıyor. Ama ne sözcülük? Adalet Yürüyüşü FETÖ içinmiş, Terör örgütleri içinmiş. Adaletsizlik nerede varsa, bu yürüyüş onun içindir. Adam Fetöcü olduğu halde yargılanmamışsa, siyasi boyuta mücadele edilmemişse, tepeden değil de kuyruktan başlanmışsa elbette ki adaletsizlik olmuştur.

Herkes için adalet diyoruz. Adaletsizliği bu yürüyüşü başlatan Kılıçdaroğlu yapmışsa bunun için de adalet aranıyor. Siz muhalefetler; muhalefete bile muhalefet etmeyi başarıyorsunuz da, ülke için, millet için, geleceğimiz için, adalet için iktidara muhalefet edemiyorsunuz ya size bravo. Sizi kutluyoruz!.

Kılıçdaroğlu yaklaşık 450 kilometre sadece adalet için yürüdü.

Slogan tekti “HAK-HUKUK-ADALET” Siz neden rahatsız oldunuz deyin hele!. Halk bundan hiç de rahatsız olmadı. Adalet ve Kalkınma Partisine oy veren vatandaşlar bile bu yürüyüşü haklı, düzgün ve uyarı görevi yapmada, yanlışları düzeltmede, siyasi iktidara her şeyi kafasına göre yapamayacağı ikazını vermede faydalı bulurken size ne oldu anlayamadım!. Ama halkın gözünde un ufak oldunuz onu biliyorum!..

Kim ki bu ülke için bu millet için bir adım atarsa, bu millet ona 10 adım gelir. Asla kimseye borçlu kalmaz. Adaletsizlik var mı yok mu siz buna cevap verin, mazeret üretmek, bahaneler dizmek size yakışmıyor!.. Kemal Kılıçdaroğlu 650 bin adım atarak dünyada en uzun yürüyen lider oldu. Ama o bu yürüyüşü vatandaş Kemal olarak yaptığını her konuşmasında açıkladı. Onun için parti flaması taşınmadı, parti sloganı atılmadı, parti rozeti takılmadı, Söylemleri siyasal değil, toplumsal oldu. Bu yürüyüşün kazananı adalet olacak. Bundan toplumun her kesimi iktidarı, muhalefeti, kadını erkeği kısaca herkes faydalanacak.

ESEN KALIN