Kemal Kılıçdaroğlu’nu kutladık, CHP’yi kutladık, Adalet Yürüyüşüne iştirak eden kurum ve kişileri kutladık. Yürüyüşe katılan herkesde alabildiğine yüksek bir enerji vardı. Aynı zamanda pozitif enerji vardı. Hakaret edeni bile alkışlayacak kadar pozitif…
Sonuç var mı dersek sonucun olumlu olması için iktidarda demokrasiyi içselleştirmiş, paylaşımcı bir iktidarın olması lazım. Oysa bizde iktidar tek kişilik.
O ne derse unun sözünün üstüne söz söyleyecek partili birisi asla olmayacak.
Böyle tek kişilik bir iktidar olunca onun adına dünyanın her yerinde diktatörlük deniyor.
Hal böyle olunca da böylesi büyük yürüyüşün görünürde bir kazanımı olmuyor. Kazanımın olması için gereksiz yere, keyfi tutuklamaları ortadan kaldırmak gerekirdi.
AKP başkanı ülke yönetmeyi sidik yarıştırmak sanıyor. Günlük yaşamını da buna göre endekslemiş.

Bu yürüyüşün mutlaka bir çok kazanımı vardır ama en önemlisi örgütlü ve doğru politika ile halkın yapamayacağı hiç bir şeyin olmadığının anlaşılmış olması…
Politik arenada sol dayanışmanın yeniden yaşam bulması ise geleceğe umutla bakmamızı destekliyor.

Bundan sonra CHP ipin ucunu bırakmamalı. Adalet yürüyüşüne gölge düşürmemeli. Buna çok özen göstermeli. Bunu da ancak eylemleri çoğaltarak yapabilir. Sol bir manifesto yayınlayarak iktidara hazır olunduğunu tüm ülkeye ve dünyaya duyurmalı.

Sinemanın ikinci perdesi başlıyor yakında.
15 Temmuz etkinlikleri başlıyormuş. Dedik ya ülkeyi yönetmeyi sidik yarışı sanıyor, AKP başkanı. Kılıçdaroğlu iki milyon insanı toplar da, AKP başkanı Dört Milyonu hedeflemez mi?
Sarıklı mollalar, eli palalılar, katiller, baliciler, tombalacılar, mafya velhasıl ne kadar çakal varsa yövmiyeci olarak o gün sokaklarda olacak.
Tekbir sesleri, sela sesleri bir birine karışacak. Bir kişinin zevki sefası için din bir kez daha ayaklar altına alınacak.
Hazırladıkları antidemokrat anayasalarını geçirmek için planladıkları  darbe oyunu sonucu ülkede OHAL ilan ederek esas sıkıyönetimi kendileri başlatmış olduk

Adalet yürüyüşü yapanlar uluslararası standartta bir adalet istediler, 15 Temmuz’da toplanacaklar ise adaleti iktidarı ele geçirip ülkeyi ringonun ahırına çevirmek sanacaklar, yine. Demokrasiyi ve dini araç olarak kullananların tuttuğu nöbet demokrasi nöbeti olamaz, olsa olsa nasyonal demokrasi olur.