Karga Gak Demeden
Ömer ŞAN

Arkadaş, ülkeye gündem dayanmıyor ki… Göz açıp kapayıncaya kadar kamuoyu değişiyor! Bırakın rüzgarda yaprak dönmesini, fırıldak oldu memleket havası! Kimi adından evla, kimi soyadından bela!

Birlik-bütünlükten söz ederken memleket havarileri, etnik köken ve dinsel bakışlarla insanlarımızı cart diye ayırıveriyorlar kutuplara!

Ülke gündemini dokuz doğurtuyorlar neredeyse haberiniz olsun ha…

Hele bir de ülkenin iç huzur ve güvenliği, yurttaşların can ve mal güvenliğinden sorumlu, bilgili ve ilimli olmakla mükellef bir Bakan’ın, soyadının ve görev ve sorumluluklarının tam tersine konuşarak hareket etmesi, akıl ve izanın çok gerisine düşer! Devlet ciddiyeti ve hatta memuriyetiyle de hiçbir koşulda bağdaşmaz.

Futbol yorumculuğu bile eleştirilen lakabından ‘mütevellit’ bir dilmen, çıkıp sırf ‘yalakalık’ yapma hesabıyla kamuoyunu oyalayabiliyor!

Yetmiyor, Deniz’e karşı kısa küreklerle laf yarıştırmaya çalışıyor devletin başı, zirvesi! Deniz kabuklarının arasına karışmış bir ‘zivori’ de kendi laflarıyla süslü ‘bahçe’ oluşturmaya çalışıyor kendine 5 tepeli mekanlarda.

Yiyor mu ‘Anadolu’ çocuğu? Elbette yiyor! Sandık sandık hem de, şakka da şukka da…

Adam, ‘Man’ diyor, öteki ‘kafa’ diye ekliyor… Yolsuzluk, diyor birileri, ‘yol yaptık ya’ diye savunmaya geçiyor ötekisi! Malta’ya ‘erik’ cinsi diye bakıyor vatandaş ve gemileri yağlıyor!

Evet…Filistin ve Kudüs hepimizin sorunu, İslam için de özel ve önemli ancak tüm dinlerin de ortak başkenti… İsrail’e terk edilemez! Ancak, bir ayrıntı var ki; 9 Aralık 1917’de İngilizler, Arabistanlı Lavrens’in algı ve terör operasyonları sonrası, komutanları Allenby öncülüğünde Yafa Kapısı’ndan Kudüs’e girerken, onlara dua eden, alkış tutan işbirlikçi Arapları da unutmuyoruz!

Yani kısacası, emperyalizmin dini-imanı,insan hakkı,ahlak ve etiği olmaz!.. Emperyalizm, kendi çıkarları doğrultusunda hepsini kullanır, tribünlere oynar! Böler, Parçalar, Yönetir… Emeğe ve insana düşmandır emperyalizm! Ona göre alın gardınızı! Araplar Kudüs’ü sattığı gibi Yemen’i de bombaladı geçen hafta, haberiniz olsun.

Tam da bu arada CHP Lideri Kılıçdaroğlu, “Binali Yıldırım, Ben merak ediyorum, 292 kilo altın, nereye gitti? Değerini de ben söylemiyorum, müfettiş söylüyor. Kim? Devletin müfettişi. Bu müfettişin başına bir şey geldi mi? Onu bilmiyorum. Borsa değerine göre 14 milyon 600 bin dolar değerinde.” Diyor. Yanıt yok!

Çıkıyor, ‘içetme’ bakanı tehdit ediyor! Yetmiyor, sağlıktan sorumlu olanı da, “Muhalefeti, Bahçeli gibi yapmazsa zarar görür” diye bir başka tehdit savuruyor!

Ne kadar da meraklı bu zatlar? Hele önce kendi ilişkilerini, bağlantıları ve yol bulma çabalarını bir örtüleyip, geçmişlerini resetlesinler de, ondan sonra kamuoyu karşısına çıksınlar! Olmaz mı?

Hani bir zamanlar ‘yavuz’ baskıncılar, İsmet İnönü için ‘İsmet Paşa asker kaçağıdır’ diyordu da, inanıyordu ya bazıları… Bugünkü durum daha da ileride! Hele bir zamanlar koca Paşa’ları ‘terörist’ bile yapıp, zindanlara tıkmışlardı ya, bilir misiniz?

Neyse ki, soyadı karşıtlı ve işlerin içini karıştırma sorumlusu, sonradan AKP’li zat artık, yurttaşların can ve mal güvenliğini tehdit eder hale geldi! Herkes önce, geçmişine ve geldiği yere bakmalı ve muhakemesini yapmalı. Bir de şu ‘Pensilvanya’ soru ve ilişkilerini de aydınlatmalı! Hayati önemdeki şahsın olduğu yerde Süleyman’dan bir proje çıkmaz ama gene de merrraaak işte, yanıtlaMalı!

Dönelim Rize ve civarına… Deniz dolduruluyor, 85 milyon ton taşla, 17 metre derinlikle… Havalimanı olacak. Ovit geçiliyor tünelle, tek tüpten kontrollü geçiş verildi… Başka? Yok! Ne oldu? Neredeyse hepsi durduruldu. Neden? Seçimde malzeme çıkacak! Siyaset, halk için, hizmet için! Birileri de, ‘hizmet’ demişti hain yapılanmasına!

Bir yanda derelerin etrafı, ‘ıslah’ adı altında duvardan yapılarla kaplanıyor, diğer yanda deredeki sular, HES tünellerine hapsediliyor!

Rize RTEÜ’deki, bazıları yabancı uyruklu 485 civarında öğrencinin yemekten zehirlenme olayı hala soruşturuluyor. İşin dikkat çekici noktası ise gece yarısı hastanelere koşan öğrencilerin, yazılan reçetelerdeki ilaçlara 35 TL ücret ödemesi oldu. Hastanede tedavi gören öğrenci kalmadığı bildirilirken; okul kampusundaki öğrenci yemekhanesinde geçen Perşembe’den itibaren öğrencilere yemek çıkmıyor. Siyasiler tepkili! Yemek firması ise kendini savunuyor!

Rize eski Milletvekili ve eski Başbakanlardan Mesut Yılmaz ile Berna Yılmaz’ın oğulları Yavuz Yılmaz’ın ani ölümü nedeniyle, tüm aileye, sevenleri ve dostlarına sabır ve başsağlığı diliyoruz…

Geçen 2015’te bireysel olarak aldığım ve daha öncesi, 2012’de ise Genel Merkezin çağrısına uyarak aday olduğum ve önümüzdeki süreçte de, 36. Büyük Kurultayda bir kez daha ve son kez olarak yeniden CHP Parti Meclisi içim Aday olma kararı aldık!

Doğu Karadeniz’in, Milletvekili olmayan tek ili Rize’den, yeniden Kuvayi Milliye ruhuyla, iktidar yürüyüşüne omuz vermek adına, CHP Parti Meclisi Üyeliği için desteğinizi bekliyorum… Bir yürek dolusu sevgi yeter hepimize, mücadelemize!

Önceden, doğru söyleyeni 9 köyden kovarlardı ya… Şimdilerde gündemi 9 doğurtanlar kendilerine köy kuruyor! Haberiniz olsun hani…