NE MUTLU SANA TÜRKİYE’M
Vakıf yurtlarında, kız – oğlan demeden çocuklarının ırzına geçilirken, yakılırken susan; ağzını açtığında da “din uğruna” olduğunu söyleyen; “Bir kereden bir şey olmaz” diyebilen hem de kadın bakanın vardı…
Şimdi bunlara bir de her türlü saldırma, yıldırma, sindirme, öldürme “mukaddes vazifelerini ifa edenleri” koruma kollama, mükâfatlandırma kanunu eklendi…
Zavallı “ben”lerini tatmin için, para karşılığı, işi icabı yazan-çizen köşe kapmış medyatiklerin her yellenmesini – kendilerinden başkasının haberi yokmuş gibi- bir de bu ortama, allayarak pullayarak taşıyan; ipe sapa gelmez zırvaları kapış kapış paylaşan; iki satırlık gerçeğe kör – sağır olmayı uyanıklık sayan; hak -hukuk, adaletten yanaymış gibi görünen ödlek fırıldakların zaten hiç eksik olmadı.
Ara da bir ola da belini şöyle bir doğrultabilen ana dolu iken, bundan böyle, sırtı yerden hiç kalkmayan ana dolu olacaksın.
Daha ne istersin Allah’ından. Mübarek olsun Anadolu’m…
Ne mutlu sana Türkiye’m !..