EKRAN YILDIZCIKLARI VE MÜRİDLER
Şıh uçmaz, müritleri uçurur sözü bir kez daha kanıtlanıyor. Birey olamamış, olmaya da hiç niyetli olmayanlar, hep biat edecek, uçuracak birilerini arıyor; buluyorlar. Bir süreden beri de aradıklarını ekranlarda kolayca buluyorlar.
Birileri bir biçimde ekranlarda yer bulup iki ajitasyon çekin, şöyle bir parlayınca -kim niye parlatıyorsa- birden bire arkasında bir mürid taifesi peydahlanıp basıyor gazı.
Öyle bir şişiriyor; öyle bir havaya sokuyorlar ki kerameti kendinden menkul şıh adayı başlıyor uçmaya.
Yakın geçmişten birkaç örnek verelim de lafın ayakları yere bassın. Bizim sözümüzün ayakları aslında hep basıyor da ne müridlerin ne de şıhların ayakları, onca örneğe karşın bir türlü yere basamıyor.
1 – Sema Pişkinsüt: Bülent Ecevit’in karşısına çıktı, kaybetti. Müridler ve eyyamcılar hava basmayı kesmedi. Yeni şıhlarının çevresine toplaşıp Toplumcu Demokratik Parti’yi;
2 – Emine Ülker Tarhan: Benzer nedenlerle benzer biçimde Anadolu Partisi’ni
3 – Yekta Güngör Özden: Anayasa Mahkemesi Eski Başkanı, Cumhuriyetçi Demokrasi Partisi’ni
4- Mümtaz Soysal: Anayasa Hocası. Bağımsız Cumhuriyet Partisi’ni kurdular. Vs… vs…
Bunlardan kimin ne kadar haberi var. Nerelerde şimdi bunlar.
Gerçekten, örgütlülüğe inanmış; solcu – demokratsan, omuzlarsın örgütü, koltuk falan demeden çalışırsın ırgat gibi. Olayların doğal akışı belirler bir gün yerini. Örgütün kıçı olmadan başı olamaya kalkarsan, ekranlardan – müridlerden aldığın gazla, uçman birkaç gün – ay sürer en fazla.