Eğitim reformu olarak sunulan politikalar ile ana sınıfından başlayarak üniversiteye kadar tüm eğitimi niteliksiz hale getiren ve tektipleştiren, cinsiyetçiliği pekiştiren, eğitim kurumlarını özelleştirmeye zorlayan AKP iktidarı; eşitsizliğin, ayrımcılığın ve niteliksiz eğitimin bayrağını dalgalandırmayı sürdürüyor.
Her uygulaması ve açıklaması ile ayrımcılığı derinleştiren iktidarın Mart ayında açıklayacağı sınav kılavuzu ile yapacağı düzenlemelerin hangi yeni sorunlara yol açacağı henüz bilinmiyor. Ailelerin ve çocukların kaygıları artıyor, çocukların sınava hazırlanma süreci olumsuz etkileniyor.
TEOG yerine getirilen liseye geçiş sisteminde yapılacak sınava ilişkin düzenlemeler de adaletsiz ve niteliksiz eğitimin kimler için nasıl gerçekleşeceğini ortaya koyuyor.
“Zor” sorularla en üst gruptan yüzde 10 öğrenciyi seçmeyi hedefleyen bu sınavın, öğrencilerin yüzde 50’sine, 60’ına hiç hitap etmeyecek olmasını övünerek anlatan AKP iktidarı, en iyi öğrencilerin seçildiği değil, sadece en iyi öğrenciler için sınav yapacağını itiraf etmiş oluyor.
‘Giriş sınavlarını kaldıracağız’ diyerek ortaya çıkanlar, liselere yerleştirmede en adil yerleştirme kriterinin sınav olduğunu söyledikleri bir noktaya tekrardan geldiler. Siyasi iktidar, yıllarca verilen ezberci eğitimin ardından analitik beceri ölçen bir sınav yaparak “niteliksiz” dediği okullarda okuyan öğrencileri en baştan ayırdığını ve eğitimde fırsat eşitliğini umursamadığını bir kez daha ortaya koyuyor.
Sınava girseler bile başarılı olamayacakları baştan açıklanan öğrenciler için adrese dayalı yerleştirmede yeni kriterler de düşünüldüğünü söyleyen siyasi iktidar, aileleri, nitelikli okullara yakın yeni ikamet adresleri bulmaya veya özel dersler için arayışa zorluyor.
Çocuklarını özel okullara gönderemeyen birçok veli, çocukları daha iyi eğitim alsın diye yeni ikamet adresi satın almaya çalışıyor. Bunu önlemek için kardeşin okuduğu okulu da ölçü alabileceklerini açıklayan Milli Eğitim Bakanlığı’nın yapması gereken, aileleri özel okullara veya ikamet adresi değiştirmeye zorlamak değil, bütün çocukların nitelikli eğitim alabilecekleri bir eğitim sistemi üzerine kafa yormaktır.