Karga Gak Demeden
31-07-2016
Ömer ŞAN

Sormadan… Direkt Yavşak!

             Her ne kadar argoydu, sokak jargonuydu desek de, yok işte başka izah tarzı… Yani, diyor ki şair, ‘neyse onu diyeceksin’, duta dut, göze göz!..

            Devlet aklı, insan aklına daha doğusu, yönetimine gelmiş bireylerin aklına benzemez! Hele portakal bıçaklayıp, kola dökmeye hiç de meyil vermez!

             Hele bu ülkede ‘taş üstüne taş koyanlara’ çıkıp da nereden çıktığı belli olmayan ifadelerle yakıştırma yapanlar, bunu devenin dikeni kadar anlayamaz, algılayamaz, idrak edemez!

            Elektrik ve doğalgaza yapılan fiyat ayar ve düzenlemelerinin ardından ekmeğe de yüzde 15’lik düz-enle-me ayarı yapılıyormuş!

            Şöyle bir bakıp etrafa, bunun yanında ayrıca, ekmeğe bir de yüzde 50’den az olmamak koşuluyla ötv-mtv-çtv veya her ne ‘V’ varsa getirilmelidir. Ki, ülkedeki milyonlarca adet ekmek israfı belki önlenir! Mesela, çöplerdeki içki şişeleri içinde bir damla dahi rakı-şarap-votka-bira atığı bulunabiliyor mu? Yok!
Yoksa, kek yada mek hikaye!

            Bir çocuk düşünün, düşünmeyi bırakın ki, zaten toplumsal çoğunluklarımızda böyle bir sıkıntı yok… Çocuk, elinde mendil, önünde tartı, kafasının üstünde kocaman simit tepsisi veya çöplerden topladığı naylon-kağıtları yüklediği araba, boyundan büyük…

            Eve ekmek götürmenin, evine destek olmanın, ailesinin kirayı ödemesine katkı sağlamak uğruna oyundan, parklardan uzak…

            Ve tutuyor, ‘bütün dünyanın kıskandığı memleketin’ zabıtası kırıyor o tartıyı, simit tepsisini, ekmek teknesini…

            Ve 82 yaşındaki bir adama tekme-yumruk, gazla ters kelepçe takıyor, ölümüne neden oluyor, onun can ve mal güvenliğinden sorumlu olan, bunun için onun ödediği vergilerle bu görev için maaşlandırılan kolluk görevlileri…

            Tahayyül veyahutta muhakeme edebilme yeteneklerinizi mi kaybettiniz?..

***

            Geçtiğimiz 24 Temmuz, Lozan Barış Antlaşmasının 95.yıldönümüydü… Lozan, sadece İsviçre’de bir kent değildir! Demokratik, Laik, Sosyal Hukuk Devleti Türkiye Cumhuriyeti’nin tam bağımsızlığı ve Türk Halkının egemenliğinin ilanıdır! Lozan; emperyalizme başkaldırının belgesidir.
Lozan Barış Antlaşması yani o günkü adıyla Lozan Sulh Muahedenamesi! 24 Temmuz 1923 tarihinde İsviçre’nin Lozan şehrinde, Türkiye Büyük Millet Meclisi temsilcileriyle Birleşik Krallık, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Bulgaristan, Portekiz, Belçika ve Yugoslavya temsilcileri tarafından, Leman gölü kıyısındaki Beau-Rivage Palace’ta imzalanmış barış antlaşmasıdır.

            Amerika nerededir? Göz yada jargonal deyimle dut atmaktadır! Taraf da olmamıştır, sonuçlarını da kabul etmemiştir! Bilin ha, ondan…

            Ve Lozan’da, TBMM Hükümeti, sadece Anadolu’ya saldıran ve orada yendiği İngiliz, Fransız, Yunanlarla değil, I. Dünya Savaşı’nda Osmanlı’yı mağlup eden devletlerle de karşılaşıp hesaplaştı! Ve artık tarihe karışmış olan bu imparatorluğun tüm tasfiye davaları ile de yüzleşmek zorunda kaldı.

            Osmanlı borçları, Türk-Yunan sınırı, Boğazlar, Musul, azınlıklar ve kapitülasyonlar bunlardan sadece küçük bir kısmıdır!

            Öyle 2023 hikayeleri, ishal olmuş ağızlardan çıkan fırıldaklıklara kanmayın ha…

            Çakar mısınız kofteyi, hayır, sadece yersiniz köfteyi he? Amerikan emperyalizmi hala göz-lüyor ha, ‘Misak-ı Milli’ sınırlarını kabul etmemiş ya o günden!

            Bakın ne oldu bir de geçen hafta…

            Bazı yerel gazete ve haber siteleri, “Rize ve Bölgede Dereleri kurutan HES’ler Yabancılara mı satılıyor” başlığı ve sorusuyla bazı haber ve makaleler yayımladı… Çok da ilginç yani!

            Siz de bi bakun ki ne oliyi… Kim imiş ula vatan haini, dış lobilerun adami?.. Alooo Şeroğun Veyseeelll…
Tam 26 sene öncesinden uyarmaya başladık! Rüşvetin belgelerini, yabancıların ortaklık belgelerini açıkladık kamuoyuna, bir avuç çapulcu olduk! Bu vadi ve derelerdeki katliamların vebali boynunuza asılsın eyi mi!

            Ve O’nun içindir ki, yavşağa, yavşak diyeceksin, haine hain…
Ve hatta Can Yücel diyesi, göte de göt diyeceksin!

            Çünkü Türkçe sözlükte başka bir tarifi yok! Orada bile böyle yani!

            Hani, yergisi eleştirisi istemez de gayrı, küfürbaz olan mı, küfre sokan mı günahkar? Bir muhakeme eyleyin hele…

            Sormadan, hem de direkt.