Karga Gak Demeden
11-12-2018
Ömer ŞAN

Arkadaşlarımızdan birisi yazmış… “Eşekler, samana sahip olmayı, altına sahip olmaktan daha çok severler…” Diye… Meğer, Herakleitos’un sözü imiş! O da Anadolu topraklarından… Efes, Selçuk doğumlu imiş. Almış lafı koymuş ortaya, hem de milattan önce (MÖ yani), 540-480 yılları arasında. Tahminen 80 yaş!

Öyle yazıya giriş ‘ne alaka’ demeyin! Bakın daha önce, yani kendiliğinden ortadan kalkmadan önce, Bakanlar Kurulu Kararı ile etini alıyoruz ‘eşekten bozma’ canlıların… Yani ‘katır’ ile ‘bordo’ deniyor adlarına bu canlıların!

Başkanlık gelince ‘ortadan kalkmış’ olan Bakanlar Kurulu yerine artık tek imza ile ‘Kurulsuz Karar’ verilerek alınıyor bu, ‘eşekten bozma’ etler!

He ya, pek tabiidir ki marketlerde, et ve et ürünlerinde tüketiyor toplumumuz! Kimisi sucuk, salam, sosis veya daha benzer şeyler oluyor… Sucukumsu, salamımsı, sosisimsi… Gibi! Çoğaltın siz!

Gazeteci arkadaşımız Pelin Cengiz, kendi duyurdu… Japon Nikkei gazetesinin, Japon Hükümeti ile Mitsubishi’nin Sinop nükleer santral projesinden çekileceğini iddia ettiği haberini… Gerekçesi de TL’deki değer kaybı ve maliyetlerin artması, imiş… Bak, bak, bak…

Pelin Cengiz diyor ki, ‘Nükleer santral yapılacak diye Sinop’ta 650 bin ağaç kesildi’… Ne olacak bu ağaçlar? Köylülerin direnişleri, serzenişler… Putin’e mi girecek, iş yani! Pasedilecek manasında… Yanlışa su kaçırmayın!

Başka bir yazar arkadaşımız Murat Ağirel, not düşmüş… “Yuhh artık arkadaş… Emin Çölaşan, Necati Doğru, Sözcü Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Metin Yılmaz, Sözcü Gazetesi İnternet Yayın Yönetmeni Mustafa Çetin, Sözcü Gazetesi İnternet Haber Koordinatörü Yücel Arı hakkında, ‘Silahlı terör örgütü içindeki hiyerarşik yapıya dahil olmamakla birlikte örgüte bilerek-isteyerek yardım etmek’ suçlamasıyla iddianame hazırlanmış!” demiş. E bir de 15 yıl hapis istemi gelmiş… İddianame de kabul!..

Hemşerimiz, yazar-oyuncu Orhan Aydın, “Türkiye’de 11 milyon 985 bin 118 kişi şüpheliymiş! Türkiye’de 11 milyon 985 bin 118 kişi şüpheliymiş! Bir daha yazayım.. Türkiye’de 11 milyon 985 bin 118 kişi şüpheliymiş! Hepsi ‘terörist’, hepsi ‘hain’, hepsi ‘dış mihrak’… Vay be kardeşim, vay be!.. 11 milyon 985 bin 118 kişi!..” Biz demiyoruz… Rakamlar diyor, bize de yansıyor… 11 milyon 985 bin 118 kişi!

Adalet Bakanı Gül de açıklıyor… “Hiçbir ülke FETÖ’yü terör örgütü kabul edip iade taleplerimizi olumlu karşılamadı…” Diyor! Bak yahu… Edepsiz herifler beee!

E karşılamaz tabi… ‘Ne istediler de vermedik’ diyenlerin değil de, bankaya 100 lira yatıranın peşine düşüldü ya! Hele Adil Öksüz deneni bırakıp da pazarcı teyzenin peşine düşerseniz, böyle oluyor işte!..

Yine Artvinli gazeteci dostumuz Sami Özçelik, not düşmüş tarihe… “Söz Namustur” Demiş ve eklemiş ardına…

“Kral dondurucu bir kış mevsiminde gecenin soğuğunda nöbet tutan bir muhafıza sordu: -Üşümüyor Musun?
Muhafız: Ben alışığım kralım, dedi.
Kral: Olsun sana sıcak tutacak elbise getirmelerini emredeceğim, dedi ve gitti.
Ancak bir süre sonra  emri vermeyi unuttu. Ertesi gün duvarın yanında muhafızın soğuktan donmuş cesedini gördüler ama muhafız duvara bir şeyler karalamıştı.
Duvarda şunlar yazıyordu: ‘Kralım soğuğa alışkındım, fakat senin sıcak elbise vaadin beni öldürdü.’
Türlü vaatlerle, insanları bekleterek bir umuda bağlayarak kesinlikle imtihan etmeyin. Çünkü insan, bekletildikçe değişir. Beklettiğiniz kişi hakkında telafisi imkansız olumsuz düşüncelere girer. Önce umudu öldürürsünüz. Ardından sevgi, saygı, güven ölür, dostluk ölür, muhabbet ölür…”

Televizyon izliyorsunuz… “1.350 Euro maaşla Almanya’da aç geziyoruz aç” diyen vatandaşa kameraman, “O zaman Türkiye’ye gelin refah içinde yaşayın” deyince, ağızdaki bak çıkıyor… “Ben Türkiye’ye gelsem sürünürüm. Çünkü Türkiye’de herkes üç kağıtçı!..” E, şimdi biz, yani izleyen toplum ne oluyor peki? Aldınız mı siz de payınızı?

Evet, bu memleketin en iğrenç halidir bu: Çocuğu istismara uğrayan anneye şikayetten vazgeç baskısı yapılıyormuş ve tutanaklardaki ifade şu: “Senin çocuğun erkek, kızlığı bozulmadı ki, unutur gider!” Hay, biz bir şey demeyeceğiz… Söz sizde ama yavşaklığın DİB’ine batanlar da alsın payını…

DİB’ci zat, “Kur’an okumayan çocuklar şeytanlarla beraberdir” demiş bir de! Açıklamalara bir bakın… Böyle bir beyinsizlik olur mu?.. Bırakın artık bu şarlatanlıkları! Yeter, çocukları kendi şeytanlıklarınıza alet etmeyin… Çirkinleştiğiniz kadar hıyanetleşmeyin!

Rize’de kendine has ‘deliler’ vardır. Kimi tiyatro yapar, kimi kitap yazar, kimi yaşama dokunur! Akıllıyla olmaz işleri! Recep Koyuncu diye biri var. Meslekten imam. Çınar Derneği ve Yayınlarını kurmuş. Bir de Rize İhtisas Kütüphanesi. Askıda kitap kampanyası başlatmış. Delinin zoru işte!

Dedik ya, kendine has Delileri var Rize’nin… Aha işte, bir da tiyatrosu var! Namı diğer Kör Ali… Mehmet Ali Uzun. O lanet amansız hastalıkla göçtü ötelere… Delileri kaldı arkasında. Anısına, 26 Ocak, 19.30’da Kadıköy Belediyesi Kozyatağı KM Gazanfer Özcan Sahnesinde olacaklar! Gidin ha!

Ayrıca 2 Şubat’ta da Ankara’da, Yılmaz Güney Sahnesinde olacakmiş habu deliler, gelun ha…

Siz gene de başlığa aldırmayın, ‘baki’ kalıyor nasıl olsa…