Türkiye İşçi Partisi Genel Başkanı Erkan Baş’ın BMM’de basın toplantısında,YSK’nın İstanbul için aldığı seçim iptal kararına dair değerlendirmelerde bulunan Erkan Baş, “YSK halk iradesine darbe yapmıştır. Bu seçim, halk iradesini gasp etmek isteyenlerle halk arasındaki mücadelenin yeni bir evresidir. Bu mücadelenin tarafıyız” dedi.

AKP karşıtı güçlerle mücadele birliği çağrısı da yapan TİP Genel Başkanı, “Biz CHP’li değiliz. CHP’ye egemen olan zihniyete pek çok başlıkta ciddi eleştirilerimiz var ancak bugün süren tartışma bir AKP-CHP tartışması değildir. Çağrımız ülkemizin tüm ilerici güçlerine, devrimcilerine, sosyalistlerine ve yurtsever emekçi halkımızadır” ifadelerini kullandı.

Erkan Baş’ın basın toplantısından öne çıkan noktalar şöyle:

‘YSK KARARI VİCDANSIZ ve HUKUKSUZDUR’

“Dün iktidar ve onun güdümünde olan Yüksek Seçim Kurulu tarafından Türkiye Cumhuriyet tarihinin en adaletsiz, hukuk dışı, faşizan kararına imza atıldı. Hukuka, adalete, vicdana ihanet edilmiştir.

Saray varsa hukuk biter, tek adam varsa adalet biter, faşizm varsa vicdan tükenir. Yargı organları diktatörün katibi haline dönüşür.

YSK’nın dün AKP’li bir temsilci tarafından açıklanan iptal kararı, bir paçavradan ibarettir. Yazdıranı, yazanı ve okuyanı tarihin çöplüğüne gidecek olan bir paçavra halkımızın kaderini tayin edemez, edemeyecektir.

Onay verilen seçim görevlilerinin seçim sonuçlarının ardından kabul edilmemesi hukuk çerçevesine sığmaz. Adaylığına izin verilen seçilmiş kişinin, bir Saray kararnamesinde adı geçtiği için görevden alınması hukukla izah edilemez.

Demek ki YSK’nın verdiği kararlar siyasidir, siyasi olmanın da ötesinde faşizmin fermanları derekesindedir, seviyesizdir.

Yargı kararlarının tepesindeki “Türk Milleti adına” ibaresi kalkmıştır. Kararlar kişisel ikbal düşkünü bir diktatör adına verilmektedir. Bu utanç, 82 milyona, bu ülkenin onuruyla, namusuyla, alın teriyle geçinen insanlarına mal edilemez.

Dün YSK tarafından alınan kararın anlamı açıktır; halkın çıkarlarını korumak zorunda olan kurumlar, kişilere, Saray’a, cemaatlere, tarikatlara, vakıflara, derneklere ve bunların hepsinin bağlı olduğu tek adama biat ettiklerini, yalnızca ona hizmet ettiklerini ilan etmiştir.”

‘AKP VE SARAY BU ALÇAKLIĞIN SİYASİ SORUMLUSUDUR’

“AKP ve Saray, seçim öncesinde sayısız kuralsızlığa, ihlale, hile ve yolsuzluğa başvurmuştur. Devletin tüm olanakları AKP’nin seçimi kazanması için seferber edilmiş, AKP dışındaki tüm tercihlerin gayr-ı meşru ilan edilmiştir. İnsanların baskı ve gerektiğinde şiddetle teslim alınmaya çalışıldığı bir seçim süreci yaşanmıştır.

Milyon dolarlar yatırarak, tüm basını kontrol altına alarak, ülkenin vergileriyle kurulan Anadolu Ajansı’nı payanda yaparak galibiyet aradılar. Tehditle, cinayetle, yalanla, düşmanlıkla kazanamadıkları seçimi sandık darbesiyle gasp etmeye çalışmaktadırlar.

Sandık kurullarının oluşumunda şaibe varmış…

Oysa aynı sandık görevlileri, aynı seçim sistemi ile 24 Haziran seçimlerinde Cumhurbaşkanı seçildi. Saray’ın çıkarlarına hizmet edince seçim meşru sayıldı. Fakat gel gör ki, Saray kaybedince seçim şaibeli, sandık görevlileri FETÖ’cü oldu.”

‘ŞAİBE ARANIYORSA ERDOĞAN’IN CUMHURBAŞKANLIĞI SIFATINA BAKILMALIDIR’

“Açık söyleyelim, eğer şaibe aranıyorsa asıl olarak, mühürsüz oyların geçerli sayıldığı… “Atı alanın Üsküdar’ı geçtiği” 16 Nisan referandumunda, 24 Haziran seçimlerine bakılmalıdır.

Şaibe aranıyorsa, Tayyip Erdoğan’ın resmi Cumhurbaşkanı sıfatı kazandığı sürece bakılmalıdır.

Sevgili arkadaşlar, iktidar sahipleri ve ona biat eden kurumlar ihanet içinde olabilir, kendi yalanlarıyla gece gündüz yatıp kalkabilir. Ancak halkımızın bu yalanlara kanmadığının, adaletsizliğe onay vermediğinin en büyük kanıtı 31 Mart seçimlerinde AKP’ye attığı tokattır.

Şimdi hiç kimse çıkıp bize bu iptalin hukuki bir karar olduğunu anlatmaya kalkmasın. Bu düpedüz siyasi bir komplodur ve sorumlusu AKP’dir, Saray’dır.”

‘GÜN DİRENME GÜNÜDÜR’

Halk iradesine tuzak kurdular. Halk iradesine darbe yaptılar. Darbeler halk düşmanıdır, emekçi düşmanıdır. Ve darbelere en net cevabı iradesine sahip çıkan halk ve emekçiler verir.

Türkiye’nin 150 yıllık demokrasi tarihi, kanla, gözyaşıyla, emekle kurulmuş tüm değerleri ayaklar altına alınmak istenmektedir.

YSK’nin İstanbul seçimlerini iptal ve büyükşehir belediyesine kayyum atama kararının, seçilmiş KHK’lı belediye başkanlarına mazbata vermeme kararından hiçbir farkı yoktur.

Saldırı aynıdır, faşizm tektir. Faşizme direnilir. Direneceğiz.

Batı’daki direniş Doğu’ya, Doğu’daki direniş Batı’ya güç verecek. Türk emekçilerinin direnişi ile Kürt yoksullarının birlikte direnişi direnişimizi zafere taşıyacaktır.

Bu bütünlüğü bozucu her tür girişim niyeti ne olursa olsun iktidarın ekmeğine yağ sürmektedir.

Türkiye’de bütün halkların bugün bir düşmanı vardır, o da AKP-Saray iktidarıdır.”

DÜZEN İÇİ MUHALEFETE ELEŞTİRİ

“Bu ülkenin devrimcileri olarak Tayyip Erdoğan’ın bu pervazsız girişimlere cüret etmesinin bir nedeninin de “düzen içi muhalefet” olarak adlandırdığımız muhalefet partilerinin sürecin ihtiyaç duyduğu cesareti gösterememesi olduğunu da düşünüyoruz.

Sadece bu gün değil bugüne kadar pek çok kritik kavşakta halkın direnme eğilimini güçlendirmek yerine “yeni düzene meşruiyet katan hatalı tutumlar almalarının payı olduğunu söyleyebiliriz. Ancak siyaset somut durumun somut tahlilini gerektirir ve biz bugün ülkemizi büyük bir karanlığa sürükleyen iktidar karşısında olabilecek en ileri noktada durmayı bu tartışmadan çok daha önemli buluyoruz.”

‘BU MÜCADELENİN TARAFIYIZ’

“Türkiye İşçi Partisi olarak AKP’ye karşı yıllardır kesintisiz mücadele eden bu ülkenin tüm ilerici, yurtsever insanlarına sesleniyoruz.

Bu seçim, iki aday arasında bir tercih yapma meselesi değildir. Bu seçim, halk iradesini gasp etmek isteyenlerle halk arasındaki mücadelenin yeni bir evresidir. Bu mücadelenin tarafıyız.

İlericiler, devrimciler, sosyalistler, emekçiler olarak ve onlar adına, adalet için, Saray’dan kurtulduğumuz güzel günler için tarihi bir yan yana gelme çağrısında bulunuyoruz. Emeğiyle, onuruyla, alın teriyle geçinen tüm yurttaşlarımıza sesleniyoruz.”

‘KÜRT HALKINA KARŞI PROPAGANDA FAŞİZME ORTAK OLMAKTIR’

“YSK’nın AKP’li temsilcisinin açıkladığı fermanın hemen ardından, Saray Rejimi’nin uyguladığı zulmün en büyük mağdurlarından olan HDP’li kardeşlerimize ve Kürt halkına dönük bir kara propaganda başladı.

Bunu yapan kim varsa bilelim ki, faşizmin dostudur.

Halkı bölmeye dönük çabalar belli ki, bin bir safsatayla devam edecek. Ülkeyi Ortadoğu’da kirli savaşlara sokanlar Saray’ın savaşını memleketin savaşı gibi sunmaya kalkışacak. Memleketin, halkın, özgürlüğümüzün, ekmeğimizin bir sorunu varsa o da Saray’ın kendisidir.

Siyaseti saraylarda ve yalnız meclis koltuklarında yapılan bir iş sayanların memleketin geleceğinde yeri yoktur. Hırsızlığa karşı susan bir halk, ülkesinin kaderini eline alamaz.”

ORTAK MÜCADELE ÇAĞRISI

“Biz CHP’li değiliz, CHP’ye egemen olan zihniyete pek çok başlıkta ciddi eleştirilerimiz var ancak bugün süren tartışma bir AKP-CHP tartışması değildir. CHP’ye oy vermiş yurttaşlarımız; bir kez daha her türlü yalanı, düşmanlaştırma çabasını, halkların birlikte, kardeşçe yaşamasına yönelik saldırıları elinizin tersiyle itip, AKP’ye hak ettiği dersi vereceğinize inanıyoruz.

Türkiye İşçi Partisi olarak, tüm ilerici güçlerle birlikte halkın iradesinin gasp edilmemesi için yükseltilecek mücadelede üzerimize düşeni yapmaya hazırız.

Çağrımız ülkemizin tüm ilerici güçlerine, devrimcilerine, sosyalistlerine ve yurtsever emekçi halkımızadır.

Toplumumuzun tüm bireyleri; kadın, erkek, genç, yaşlı, Türk, Kürt, Alevi, Sünni, yazar, akademisyen, gazeteci, sanatçı hep birlikte demokrasiye, halk iradesine, adalete, eşitlik anlayışına sahip çıkarak bu dersi vereceğiz.

Gelin hep birlikte bu karanlığa artık kesin olarak son verelim.

Bekle Bizi İstanbul diyoruz.

Haramilerin Saltanatını yıkacağız!”

Eğer halkın iradesini gasp eden faşistler varsa, bu ülkenin devrimcileri var.

Sen faşistsen, biz devrimciyiz.

Karanlığı dağıtır, ışığa doğru yürürüz.

Işığın önünde Saray varsa, onu da yıkmayı biliriz.”