Bilal Kayabay

ENTEL  BİLE OLAMAYAN FAHİŞELERE

Karl Marx’la yaptığı söyleşi –arkadaşıdır da- 6 Eylül 1880 yılında ilerici bir New York gazetesi olan The Sun gazetesinde yayınlanmış olan Gazeteci John Swinton’ın gazete için verilen kokteylde yaptığı muhteşem konuşması:

“Dünya tarihinin şu anına dek ‘özgür, bağımsız basın’ diye bir şey olmamıştır. Bunu siz de biliyorsunuz, ben de. Hiçbiriniz düşündüklerinizi olduğu gibi yazmaya cesaret edemezsiniz. Bunu yapmaya kalktığınızda yazdıklarınızın önceden basılmayacağını bilirsiniz çünkü.

Çalıştığım gazete bana düşüncelerimi özgürce yazmam için değil, tersine, yazmamam için haftalık bir ücret ödüyor. İçinizde benzer biçimde benzer ücret alan başkaları da vardır. Düşüncelerini açıkça yazacak kadar aptal olan herhangi biri, sokakta başka bir iş arıyor olacaktır.

Gazetecilerin işi; gerçeği yok etmek, düpedüz yalan söylemek, saptırmak, kötülemek, servet sahiplerine dalkavukluk etmek, kendi gündelik ekmeği uğruna yurdunu ve soyunu satmaktır.

Bunu siz de biliyorsunuz, ben de. Öyleyse şimdi burada ‘bağımsız, özgür basının şerefine’ kadeh kaldırmak saçmalığı da nereden çıktı?
Bizler, sahne arkasındaki zengin adamların oyuncakları, kullarıyız. Bizler, ipleri çekilince zıplayan oyuncak kuklalarız. Yeteneklerimiz, olanaklarımız ve yaşamlarımız, hepsi başkalarının malı. Bizler entelektüel fahişeleriz.”

Gazeteye ve “fahişelere” hastir çekip kendi olanaklarıyla, “John Swinton’s Paper” adında, tek yaprak kendi  gazetesini çıkarıyor.

Bizdekiler, değil entelektüel, “entel” olmayı bile beceremiyorlar.
Fahişelikleri de pespayesinden.