Metin Gümüş

Ahmet Davutoğlu Recep Tayyip Erdoğan: bir dönemin yapışık ikizleri. Bu dönem, Erdoğan’ın Başbakanlık, Davudoğlu’nun Dışişleri Bakanlığı ve Erdoğan’ın Cumhur Başkanı, Davudoğlu’nun da Başbakanlık Yaptığı dönemleri kapsayan bir dönemdir.

Malûm bu dönem; bu günler Devlet Bahçeli’nin “stratejik kâbus” diye gönderme yaptığı ve patenti Davudoğlu’na ait Stratejik Derinlikli Dış Politikaların uygulandığı ve Davudoğlu’nun Dışişleri Bakanı olduğu günler başladı. Başbakanlığı döneminde de devam etti.

Allah şahittir, ben de şahidim Davutoğlu ne Dışişleri Bakanı, ne de Başbakan olarak Tayyip Erdoğan’a rağmen hiç bir şey yapmadı. Her konuda tam uyumlu kanka idiler. Davudoğlu kendi yazdığı kitaba ad olarak verdiği ve bu gün Devlet Bahçeli’nin “stratejik kaos” diye güya küçümsediği Stratejik Derinlik politikaları uygulaması için Dışişleri Bakanı yapılmıştı. Erdoğan, Davutoğlu ikilisi, bu politikalar sonunda iki kafadar olarak Şam Emevi Camisinde Cuma namazı kılma rüyaları görüyorlardı.

Olmadı!

Bunun olmayacağı anlaşıldığında Davutoğlu ne kadar üzülmüşse eminim Erdoğan’da o kadar üzülmüştür. Çünkü onunla tek bir husus hariç her konuda tam bir kafadar ve kanka idiler. Ayrı düştükleri konu, Rus uçağının düşürülme emridir. Bu konuda mutabık olamadılar. Her ikisi de “emri ben verdim” dedi. Bu konu devletin başını ağırtır hale gelince suç FETÖ’cü pilotlara ihale edildi ama konu hala açıklığa kavuşmuş değil.

Zaten Davudoğlu’nun başına ne geldiyse bu inatlaşmadan dolayı geldi. Kendisinden öğreniyoruz ki ona, “Başbakan ol ama Başbakanlık taslama” demişler. Yine kendisinin yalancısıyız bunu kabullenmediği için ipini çekmişler.

Öyle ya da böyle (gerçi demokrasi adına herkesi ilgilendiren bir konu ama bunların yaptığının demokrasicilik oyunu olduğunu bildiğimiz için) bizi fazla ilgilendiren bir yanı yok diyelim.

Esas üzerinde durmak istediğim Devlet Bahçeli! Muhterem yukarıda bahsettiğim sürecin iki kafadar sorumlusundan biriyle ‘can ciğer kuzu saması’ diğeri ile ‘kanlı bıçaklı!’

‘Stratejik derinliğin’ tek sorumlusu Davudoğluymuş gibi ona verip veriştiriyor. “Serok Ahmet” diyor. “Bu ülke bir daha stratejik kaosa sürüklenmeyecek” diyor. Diyor da diyor!

Halk arasında “eşeğe ulaşamayan semerini döver” diye bir deyim var. Bahçeli tam da bunu yapıyor. Serok Tayyip diyemediği için Serok Ahmet diyor.

Bahçeli merak etmesin bu halk artık her şeyi biliyor. Ve ‘Serokların’ arasına kendisini de koymuştur.