Kazdağları’nda
büyük buluşma

Metin Gümüş

Kanada şirketi Alamos Gold’un Kazdağları’n da başlattığı altın arama faaliyetine karşı tepkiler çığ gibi büyüyor. Dün (5 Ağostos) çevrecilerin çağrısı ile, “Büyük Su Ve Vicdan Nöbeti için” on binlerce insan Çanakkale Kirazlı köyü Balaban Çeşme Mevkiinde biraraya geldi.

Eyleme İzmir, Antalya, Bursa, Yalova, Aydın, Ankara, İstanbul, Tekirdağ, Kırklareli, Balıkesir, Yalova, Kocaeli, Çanakkale, Düzce ve Edirne barolarının başkan ve yönetim kurulu üyeleri, milletvekilleri, belediye başkanları, sanatçılar, STK’ler, köylüler, üniversite öğrenciler ve bilim insanları katıldı.

Desteğe gelenler arasında; şair Ataol Behramoğlu, Sadık Gürbüz ve Ali Asker gibi sanatçılarda vardı. Kendilerine mikrofon uzatılan Sadık Gürbüz ve Ataol Behramoğlu kalabalığa şiir okudular.

Yapılan Basın açıklamasının ardından Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan ve İzmir Barosu Başkanı Av. Özkan Yücel birer konuşma yaptılar.Gerek basın açıklaması gerekse yapılan konuşmalarda ; Alıtncı Şirket Kazdağları’nı terkedene kadar bu mücadelenin sürdürüleceğine dair karalılık vurgusu yapıldı.

Eyleme katılan İzmir Barosu Başkanı Av. Özkan Yücel özetle, “Hasankeyf’ten Kaz dağlarına tarihi, toprağı, kurdu kuşu yaprağı korumak için nöbetteyiz. Dili olmayanların, konuşamayanların sesi nefesi olmaya, rantçılara karşı kendisini savunamayanların kalesi olmaya çalışıyoruz. Bir kez daha bu talanının, kıyımın bu soygunun sorumlularına sesleniyoruz. Bir parça oksijene ihtiyaç duyduğunuzda altının hiçbir işe yaramadığını anlayacaksınız. Ama o zaman iş işten çoktan geçmiş olacak. Eğer iki kulağınızın arasında söylediklerimizi tutabilecek bir organa sahipseniz, yüreğinizin yerinde duruyorsa kulak verin sözlerimize: Bu aldanma değil, saflık değil, yanılgı değil, düpedüz ihanettir. Ve eğer sürgit böyle gideceğini, hesap vermeyeceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Elbette bu talanın hesabını yargı önünde vereceksiniz. Ama daha da önemlisi oğullarınız ve kızlarınız sizi lanetle hatırlayacak ve toprak, günü geldiğinde bedenlerinizi kabul etmeyecek” dedi.
Kazdağları Andı’nın okunmasının ardından saat 11.00 de onbinlerce insan şirket tarafından ağaç katliamının yapıldığı sahaya doğru hareket etti. Yürüyüş boyunca coşkulu bir şekilde “Altıncı Şirket Kazdağları’nı terket”, Kazdağları bizimdir, bizim kalacak”, Faşizme karşı omuz omuza”, “Bu daha başlangıç mücadeleye devam” sloganları atıldı.

Alana varıldığında güvenlik güçleri kitleyi alana sokmak istemedi. Yaşanan hafif çaplı bir arbede den sonra kapılar açıldı saat 13.30’da buluşmaya katılan ve siyanürle bölgenin yok edilmesine karşı çıkan binlerce kişi, tel örgülerle korunan şantiyeye girdi.

Burada da “Kaz Dağları Andı”nın okunmasından sonra, Tarım Orman-İş Sendikası temsilcisi Kamil Aru ve beraberindeki heyet, bir açıklama yaparak
“Bu alanda usulsüz olarak ormanlık alan tahrip edildi. 200 bin ağaç katledildi. Dolayısıyla biz bugün bu sahayı kilitliyoruz. Böyle bir hakkımız var. Anayasal hakkımızı kullanıyoruz.”

“Ayrıca usulsüz bir şekilde doğayı katleden şirket hakkında 6831 Orman Kanunu’nun ilgili maddeleri gereği suç zaptı düzenleyip Cumhuriyet Savcılığına vereceğiz. Bu bir resmi görevdir. Kurum çalışanıyız. Böyle bir hakkımız var. Bu hakkımızı da kullanıyoruz. Kamuoyuna duyuruyoruz.” diye konuşarak Şantiye’nin kapısına kilit vurdu.

Şantiye alanında yaklaşık 3 saat kalan yurttaşlar yapılan açıklamaların ardından alana sembolik olarak 20 fidan diktiler.

Şantiyenin akıbeti ile ilgili şirketten ise henüz bir açıklama yapılmadı.

Daha sonra Şantiye’yi terkeden kitle, Ali Asker ve Sadık Gürbüz konserini izlemek üzere Su ve Vicdan Nöbetinin tutulduğu alana geri döndü.